Arabanın ıvır zıvırı bitmiyor. Araba demek baştan sona masraf demek. Bir çocuk beslemekten daha zor. İki hafta içinde iki milyar gitti, sigorta ve muayene duruyor daha. Kurban da yaklaşıyor, bakalım nasıl yapacağız. Kurbanı yapmazsam mahalle baskısı mahveder. Araba günümüzde hacat-ı zaruriye. Halbuki şahsi arabası olmayan yeryüzünde şu an milyonlarca insan var. Neyi tutarsan elinde kalıyor, hangi meseleye el atarsan düğümleniyor.
İnsanlar sabahtan akşama kadar geçimlerini temin etmek için çalışıyor. Ama bazıları buna rağmen ikişer, üçer, dörder maaş alıyor, tatillerde keyif çatıyor. Sosyal yaşamdaki bu uçurum, bu adaletsizlik karşısında kafayı sıyırmamak elde değil. Kafayı sıyırmamak için herkes ya bir izme, ya bir ideolojiye, ya bir teselliye, ya da başka bir şeye kafayı gömmüş vaziyette. Gerçekleri söylemek gerçeklerin gerçekleşmesi için yetmiyor, söylenen o gerçekleri vukala ve umeranın tatbik etmesi gerekiyor. Vukala ve umera ise gerçekleri söyleyenleri dokuz köyden kovuyor.
Tarihin her devri böyle aslında. Çok şaşırmamak gerekiyor. Geçim sıkıntısından düşünmeye vakit bulamıyor insanlar. Sanayide kırk beş derecelik güneşin altında kan ter içinde çalışan bir insana yıldızların güzelliğinden, tabiattan, şiirlerden, şarkılardan, aşktan, çiçeklerden, böceklerden, edebiyattan, felsefeden bahsedebilir misin? Yani onu derince düşünmeye, tefekkür etmeye davet edebilir misin? Ya da sabahtan akşama kadar kavurucu güneşin altında tarlada çalışan bir insana.
Düşünmek bir lüks, bir imkan, bir imtiyaz meselesi. Düşünenler seçkinlerdir. Eflatun seçkin, Aristo seçkin, Gazali seçkin, Kant seçkin, Niçe seçkin. Düşünme ya da felsefe ancak seçkinlerin ve seçilmişlerin yapabildiği ayrıcalıklı bir ameliye, bir faaliyet. Yaşamda hiyerarşi hakim. Bazılarının yaşaması bazılarının ölmesine bağlı, bazılarının var olması bazılarının yok olmasına bağlı. Tek teselli kaynağımız mahkeme-i kübra. O da inşaallah vardır. Yoksa ezilenler ebediyyen yandı demek.
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum