Reklam Alanı

MENSUBİYETTEN MESULİYETE

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı
“Bizpergel gibiyiz. Pergelin iğneli ayağı sabittir bizim de bir ayağımız din üzerinde sağlamca durur, orada sabitlenir,öteki ayağımız ile yetmiş iki milleti dolaşırız” Böyle açıklıyordu Mevlana;meşhur pergel metaforunu. Bir yere sabitlenmezse pergel; gayesizlik,amaçsızlık içinde kalacaktır. Belli bir hedefe yönelerek hareket edemeyecektir.İki ayağı da sabit olursa âlemdeki güzellikleri seyre çıkamayacak sabitkalacak, kabuğuna çekilecektir. Daire çizebilmek, rahat bir şekildeseyredebilmek için küreyi, tema şa edebilmek için pergeliniğneli ayağını sabitlemek lazım. Sabitelerimiz bizim hayat karşısındacevaplarımızdır aynı zamanda. Peki, sabitelerimizin olması yetecek mi, ya dasabitelerimiz bize herhangi bir sorumluluk yüklemeyecek mi? Bu bağlamdamensubiyetimizi belirleyen unsurun sabitelerimiz olduğunu ifadeedebiliriz. Sabitelerimizle esasen birmensubiyeti yüklenmiş oluruz. Mensubiyet iddiamız sabitelerimizle yanidurduğumuz yerle kurduğumuz ilişki biçimi ileanlamlı olacaktır. Zira hayatadurduğumuz yerden bakıyoruzdur. Dolaysıyla hayat görüşümüz/bakışımız;durduğumuzyer, bulunduğumuz nokta, nokta-i nazarımız ve tüm bunları kuşatan sabitemizçerçevesinde oluşacaktır. Ve bu sabitemiz doğrultusunda mensubiyetimizoluşacaktır. Nedir, mensubiyet iddiamız sabitelerimizle anlamlı olacaktır.Değilse sabitesiz mensubiyet kuru iddiadan öte bir şey ifade etmeyecektir. Mensubiyetiddiası da tek başına bir anlam ifade etmeyecektir. Sabitelerimiz vesabitelerimizin bizi buluşturduğu mensubiyetimizin bize yüklediği birmükellefiyet olacaktır. Mükellefiyetimizle teklif sahibi olacağız. İnsan,dağların taşların altında ezilerek yüklenemediği emaneti yüklenerek; “hayatadair tekliflerimle varım” demiştir. Teklif sahibi olmak mükellefiyetin olmazsa olmazı olarak karşımızaçıkmaktadır. Deli değilse insan mükelleftir. Her mükellefiyet de insanateklifler sunmayı gerektirir. Evet,hayatta teklilerimizle varız, gerek insan gerek toplum ve de gerekse de dünyayadair tekliflerimizle mükellef oluruz. Daireyi daha da genişletelim öyleyse;sabitelerimiz mensubiyete, mensubiyetimiz mükellefiyete dönüşmelidir. Sözün burasındasorularımızı soralım; sabitelerimiz var mı, sabitelerimize uygun bir mensubiyetşuurunu taşıyor muyuz, mensubiyetimizvar mı, mensubiyetimize uygun bir mükellefiyeti yaşıyor muyuz? Cevaplarımıztekliflerimiz olacaktır aynı zamanda, bu sorulara vereceğimiz cevaplar bizimhayat görüşümüzü ortaya koyacaktır. İş burada da bitmiyor, mükellefiyet ilehayata dair tekliflerimizi sunmakla yetinemeyeceğiz. Bu noktada tekliflerimizianlamlı kılacak bir mesuliyeti taşıyor olmak önemli bir husus olarak karşımızaçıkacaktır. Mesuliyetbilincimiz, yaşamış olduğumuz hayata dair sorumluluk duygumuz; mükellefiyetimiz ile mensubiyetimiz ile ve desabitelerimiz ile barışık olmamızı sağlayacaktır. İddiaları samimiyete, sözüişe, “kal”ı hale dönüştürecek olan mesuliyet bilinci olacaktır. İnsanı eşrefimahlûkata çıkaracak olan da, esfel-i safiline düşürecek olan da mesuliyet bilincineyaklaşım tarzı olacaktır. İnsan dünyayı mamur etmek için gönderilmiştir.Dünyayı imar görevi insana sorumluluk yükleyecektir. Ve insan, kainat içinde şahsının görev vesorumluluklarını yüklendiği, mesuliyeti, kabul edebilir olduğu oranda insan olacaktır. Sabitelerdenbaşlayarak mesuliyete dair bir yol yürüdük. Şunu ifade etmek istiyoruz,sabiteleri anlamlı kılan mensubiyet olacaktır, mensubiyeti anlamlı kılanmükellefiyet olacaktır, mükellefiyeti anlamlı kılan mesuliyet olacaktır. Nedurumdayız, iddiaların çok mesuliyetin az olduğu zamanlardan geçiyoruz.Sabitelerimiz var, mensubiyetimiz var, mükellefiyetimiz var ve fakatmesuliyetten kaçan bir toplum halini aldık. yaşamış olduğumuz sorunlarıntemelinde, tembellik, rehavet ve konfor yatıyor. Herkes bir başkasınamesuliyeti yükleyerek kendini temize çıkarma derdinde. Oysa bize düşenkendimize dönerek mesuliyetimizi sorgulamamız gerekiyor. “Her şeyden sorumluolmazsam ne kadar insan olabilirim?” Buradan bakmalı. Mesuliyetini hakkıylayerine getirememiş olmanın mahcubiyetini yaşamalı insan. Sabitelerimize de,mensubiyetimize de, mükellefiyetimize de mesuliyetimize de uygun olan tavır buolacaktır.
MENSUBİYETTEN MESULİYETE
Reklam Alanı

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.