“Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve herkes, yarın için ne göndermiş olduğuna baksın. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.” (Haşr/18)
Asrı Saadetten bu güne gelinceye dek, kıyamet saati; insanların zihninin hep meşgul etmiş ve kıyamet hakkında, işin ehli olan veya olmayan birçok kişi durmadan bir şeyler söyleyip yazmışlardır! Nasreddin Hocaya sormuşlar, kıyamet ne zaman kopacaktır diye? Hoca: “Hangi kıyamet diye cevap vermiş? Soruyu soran kişi, aman Hocam hangi kıyamet mi olur demesine karşılık Hoca: “küçük kıyamet ve büyük kıyamet vardır! Küçük kıyamet kişinin ölmesi, büyük kıyamet ise kişinin hanımının ölmesidir diye biri inceliğe işaret etmiştir! Peki, kıyamet saatini bu kadar merak edenler; kendi kıyametleri olan ölüm saatlerini de düşünüyorlar mı acaba? Çünkü hakikat şudur ki, her hangi bir insan öldüğünde; onun kıyameti de kopmuş olur haliyle. O halde insanlar kıyamet saatini merak edip duracaklarına, yarınları için; nasıl bir hazırlık yapmaları lazım olduğuyla uğraşmaları en makul ve makbul olan şeydir…
On dört asır önce insanlar gelip, Resulullah Efendimiz (s.a.v)’e kıyamet hakkında sorular sorduklarında; Kur’an’ı Mu’cizül beyan gereken cevabı vermiş ve beşeriyeti bu konu hakkında aciz bırakarak susturmuştur: “Sana Onun vuku (kıyamet) bulması ne zaman” diye kıyametten soruyorlar. De ki: “Onun ilmi ancak Rabbimin katındadır. Onun vaktini O’ndan başkası ortaya çıkaramaz.” O’nun (ilmi) göklere de yere de ağır gelmiştir… O size ansızın gelecektir, sanki sen ondan haberdarmışsın gibi ısrarla sana soruyorlar. De ki: “Onun ilmi ancak Allah katındadır, fakat insanların çoğu bilmiyorlar.” (A’raf/187)
Evet, geçenlerde bir videoda, adamın biri çıkmış; cep telefonunu önüne indirmiş ve: “Güya hadisi kaynak gösterip diyor ki: “Ramazan orucunun ilk günü ile on beşinci gecesi Cuma’ya tekabül ettiğinde; semadan bir ses işitilecek ve belki de kıyamet kopacaktır.” El-insaf be herif sen, Peygamber (s.a.v)’in dahi alametlerinin zuhuru dışında hakkında konuşmadığı kıyamet saati hakkında, nasıl bu kadar da cesurane ve cüretkârane konuşabiliyorsun? Ve o gece bazı insanlar, hocalara telefon edip bu konunun ne kadar sıhhatli olup olmadığını soruyorlar! Bizim insanların bir kısmı da, uyduruk ve hurafe gibi şeylere daha çok önem verdiklerinden dolayı, işte söz konusu olan zevat gibi bazı uyanıklar; cincilik vs. adı altında bu gibi şeylerle insanların zihnini bulandırıp, gündemi kirletiyorlar! Çok yazık…
Şimdi neden bunları yazıyoruz? Şunun için: “Kıyameti merak edip durmayalım, kıyamet saatinden sonraki hayatımız için çalışıp; Rabbimizin rızasına bizi nail edecek iyi işlerle uğraşmaya bakalım. Bu gibi şarlatanlara kulak verip, zihnimizi şüphelerle meşgul etmeyelim! Kıyamet saati, beşeriyetin bilgi seviyesini aşan bir mesele olduğu için; haddimizi ve hududumuz bilip, “Müstakim olan İslam’ın yolundan sapmamaya gayret edelim. Zaten yukarıda vermiş olduğumuz A’raf suresinin 187’nci ayetinde Rabbimiz: “Kıyamet saati hakkındaki hükmünü beyan etmiştir. Bize düşen ise, edeb erkân dairesini ihlal etmeden susup teslim olmasını bilmektir.
Bir Cuma günüydü. Peygamberimiz (s.a.v) minberde iken bir adam mescide girdi ve onun konuşmasını keserek, “Ey Allah’ın Resulü, kıyamet ne zaman kopacak?” diye sordu. Sahabe, soruyu soran kişiye susmasını işaret ettiyse de o, aynı soruyu üç kez tekrarladı. Efendimiz, namazı kıldırdıktan sonra, “Kıyameti ne zaman kopacağını soran kişi nerede?” dedi. O adam, “Beni ya Resulullah.” Diyerek cevap verdi. Peygamberimiz (s.a.v), “Kıyamet için ne hazırladın?” buyurdu. O adam, “Benim çok fazla ameli yok. Ancak ben Allah ve Resul’ünü gerçekten seviyorum.” Dedi. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v) Efendimiz, “Kişi sevdiğiyle beraberdir, sende sevdiğinle beraber olacaksın.” Buyurdu. (Risale haber/ Tirmizi: Zühd) Evet, kıyamet saati değildir bizi sorumlu tutan; “bizi sorumlu tutan, kıyamet ve sonrası için ne ameller hazırladığımızdır! Unutmayalım ki, herkesin ölümü kendi kıyametidir. Yani, kişi öldüğünde, onun kıyameti de kopmuş olacaktır. Kalın sıhhat ve selamette efendim! 11 Mayıs 2020
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum