Cemil Meriç, bir dönemin (D:1916. Ö:13 Haziran 1987) yaralı ve azim yüreklisi; araştırma, yazma ve gayretin divanesi bir adam. Biraz da Arafta kalan!... Batıyı ve batı kültürünü bildiği kadar; Doğu irfanına çok az aşina olan biri… Fakat bununla birlikte Cemil Meriç, yazmış olduğu tüm eserlerinde; özellikle medeniyetler tasavvuru üzerinde; büyük emekler sarf etmiş, öyle ki gözlerini kaybettiği ana kadar düşünce ve fikir işçiliğinden, (1987) ölünceye kadar asla vaz geçmemiştir. Her düşünür ve fikir insanında olduğu gibi onunda, ehli ilim ve irfan nezdinde kabul görmeyen tarafları ve fikirleri olmuştur tabiatıyla. Fakat biz faydalı düşünce ve fikirlerinden istifade eder, kabul görmeyen taraflarıyla onu baş başa bırakırız… Ne çok, ne az; itidal yani…
Her modern ideolojiyi, en ince ayrıntısına kadar incelediği gibi; insanlık tarihinde meydana gelmiş olan fikir ve düşünce akımları konusuna da ışık tutan Cemil Meriç; yaşamış olduğu zaman diliminde, batının İslam coğrafyasındaki istila ve işgal kültürüne karşı kayıtsız kalmamış ve kalemiyle insanları, batının ithal kültürüne karşı uyarmaya çalışan ender fikir adamlarındandır. Her beşer noksandır hakikatinin yanında, biz değer kazanmış ve ebediyete göç etmiş olan insanlarımızın iyi ve faydalı yanlarını alır, olmayanları da almayız… Gerisi, onların sevap ve hatalarıyla Rablerine kavuşmasına kalmıştır. Allah dilerse af eder, dilerse azap eder…
Şimdi Cemil Meriç’in, Günümüz de entelektüel ve birazda yönleri batıya dönük olan kesimi arasında sıkça dillendirilen “Nihilizm” ideolojisini nasıl açıkladığına bakalım: “Rus toprağında boy atan Nihilizm. Köklerini Rus tarihine, Rus ruhuna dayıyor. Dar manasıyla, 1860’larda gelişen bir ideoloji. Geniş manada geçen asrın sosyal akımlarını damgalayan bir duyuş, düşünüş ve davranış tarzı. Dostoyevski, “Biz hepimiz Nihilistiz,” demiyor muydu?
Nihilizm, Tanrı’yı ruhu ve en üstün değerleri inkâr eder. Ama bu inkâr da, dini bir davranış. Unutulmasın ki, ortodoksluktan doğdu Nihilizm. Ortodoksluğun yoğurduğu ruhlarda yuvalandı. Çarpık ve hidayeti olmayan bir züht. Özü: Şerle kaynaşan bir dünyanın inkârı. O da züht gibi ferdiyetçidir. Ama kişinin bütünlüğünü ve zenginliğini yapan her şeye düşman.
Sanat da, metafizik de, manevi değerlerde kaçınılması gereken birer lüks. Zühtten ayrıldığı yan, bunlara dibi eklemesi. Bütün çabalar, ferdin dünyadaki kurtuluşuna, çalışan halkın kurtuluşuna mutlu bir yaşayışın gerçekleştirilmesine, batıl inançların, ön yargıların, insanı köleleştiren ve mutluluğuna mani olan beylik kuralların ve yüce düşüncelerin yok edilmesine harcanmalıdır. Mutluluk, ihtiyaçlarımızı karşılamaktan başka ne? Gerisi tabiat dışı.
Zihni hayat da kendini sınırlamalı, kökleşmiş hataların yıkıcısı olan tabiat ilimleriyle, toplumu daha adil bir biçimde kurmayı öğreten iktisat ilmiyle yetinmelidir. Nihilizm, esasında Rusların eski bir inancıdır: Apokalips (kıyamet) inancı. Tarihin adaletsizliğine, medeniyetin yalanlarına isyan. Zamanın sona ermesini, tarih-dışı bir hayatın başlamasını özleyiş. Medeniyetin bütün süslerinden soyunmalıdır insan, zincirlerini kırmalıdır… Nihilizmin entelektüel ifadesi: Maddecilik.
Maddeci olmamak ahlaksızlıktır adeta, ferdin ve halkın sömürülmesinden yana olmaktır. Descartes’in metodik şüphesi Rus ruhuna yabancıdır. Rus maddeciliği mühim bir maddecilik. 60’ların İntelijansiyası yeni bir ruh haletinin temsilcisidir.” (Cemil Meriç. Mağaradakiler. Sh: 92,93)
Evet, Cemil Meriç’in Nihilizm ’i kısaca böyle tarif eder… Peki, günümüzün entelektüel veya entelektüel geçinen bir kısım çevrelerin; telaffuz de Nihilizm ’i, söylemeseler de; ölçüsüz olarak kullandıkları kavram ve kavramların hangi kapıya çıktığına bakmadan; “kır zincirlerini özgür ol” “çöz dilindeki düğümü haykır” gibi söylem ve düşünceler, Nihilizm ’in o karanlık ve Maddecilik kapısına çıkmıyor mu? Âlimin sözü, kalbinin derinliğinden; Cahilin sözü boğazının üstünden gelir hakikati dikkatlerimizi, her şeyde Usul, Üslup ve ölçü sahibi olmaya çekmektedir…
Evet, Nihilizm; tek kelimeyle maddeciliktir diyor Cemil Meriç. Bidayeti Hıristiyanlığın Ortodoks mezhebinden süzülüp, ifrat ve tefritte ölçüyü kaçırdığı için; inkâr ve maddeciliğin dipsiz karanlık mecralarına doğru akıp gitmiştir. Üzücü ve kahredici olanı ise, günümüz de bir kısım İslam’i kesim’ in yazar-çizeri; bu gibi kavramlara, içerik ve keyfiyetini tam araştırmadan, öğrenmeden veya buna ihtiyaç bile duymadan sığınıp, onlardan kendilerine hisse devşirmeye çalışmaları, başlı başına bir yol kayması değil midir?. Yani, eksen ve istikamet kayması… Kişinin kıymetinin, kamet ve istikameti kadar olduğunu hiçbir zaman unutmamak gerek!... Asıl vatanı Rusya olan Nihilizm; kısaca, inkâr ve maddecilik üzerine kurulu, insanlığın önüne kurulmuş bir tuzaktır… Diğer beşer icadı olan tüm İzm ve ideolojiler de, aşağı yukarı aynıdırlar, yani aynı fabrikanın mamulleri gibidirler! Kalın sağlıcakla. 21 Mart 2019.
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum