Günümüz İslam düşmanlarının çok önemsediği düşmanca taktiklerinden biri İslam Peygamberini (ASV) sıradanlaştırma gayretidir. Onlar çok iyi biliyorlar ki Kur’an’ın anlaşılması ve uygulanması ancak Hz. Peygamberin eliyle olmuştur. Bu da Allah’ın elçisi olmasının gereği olarak O’nun görevidir. Bu düşmanca gayret başarıya ulaşır ve Müslümanlar arasında kabul görürse, İslam’ın uygulanabilirliği ortadan kalkmış olur, Hıristiyanlık gibi sadece kilisede ilahi söylemekten ibaret kalır, diye ümitleniyorlar.
Hz. Peygamberi sıradanlaştırma gayretini masum görünen bir kılıfa sokarak bir kısım Müslümanın da kafasını bulandırmaya başlamışlardır. Güya diyorlar ki, “Peygamber de bir kuldur, bir beşerdir, yüceltilmeye devam edilirse, söz ve uygulamaları dinin kuralları sayılırsa ilahlaştırılmış olur.”
Oysa onlar bilmelidir ki, “Allah seni insanlardan koruyacaktır.” (Maide, 67) ayetinin işaretiyle, Peygamber (ASV),hayatı boyuca bilfiil saldırı ve suikastlardan korunduğu gibi, vefatından sonra da insanların kendisini ilahlaştırılmasından, yanlış fikir ve beyanlarından korunmaktadır. Risalet görevine başladığı vakit, yalnız bir kavme, bir gruba ya da bir kısım siyasilere değil, bütün padişahlara, bütün dinlerin mensuplarına tek başına meydan okuduğu, amcası, kendi kavmi ve kabilesi bile kendisine düşman oldukları halde, 23 yıl boyunca korumasız, nöbetçisiz olarak bütün suikastlardan ve saldırılardan korunmuş, saadet içinde rahat döşeğinde vefat etmiştir. “Allah seni insanlardan koruyacaktır.” Ayeti nazil olduğunda, bulunduğu yerden başını çıkararak kendisi için korumalık yapanlara: “Ey İnsanlar dağılın, Allah beni koruma altına almıştır.” buyurdu. (Tirmizi, Tefsîru'l-Kur'ân, 5, Hadis no: 3046.)
Vefatının üzerinden asırlar geçtiği halde, yine bu İlahî korumanın sırrıyla, ilahlaştırılması hiç bir zaman söz konusu olmamıştır. Hâlbuki evliyadan, şeyhlerden bazı zatlar kendileri veya türbeleri putlaştırılmış ancak Peygamber (ASV) ‘ın hem kendisi hem mübarek ravzası putlaştırılmaktan korunmuştur. Allah seni insanlardan koruyacaktır” ayeti ve İslam ümmetinin peygamber (ASV)’a karşı 1400 yıldır süregelen teveccüh ve tutumu, O’nu sıradanlaştırmak isteyenlerin yüzüne şamar vurmaktadır. Yine herkes biliyor ki tarih boyunca Peygamber (ASV)’a karşı en küçük incitici söz söyleyenler dahi kader eliyle tokatlanmış ve yok olup gitmişlerdir.
Yüce Allah birçok Kur’an ayetlerinde, peygamber (ASV)’a itaati Allah’a itaatle eşdeğer saydığı gibi, Peygamber (ASV)’a ait olabilecek bir kısım halleri Resulünü onurlandırmak, yüceltmek ve ne kadar kıymetli olduğunu göstermek noktasında bazen kendine isnat eder. Örneğin şu ayete dikkat edelim:
“Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım. Ben, onlardan bir rızık istemiyorum. Bana yedirmelerini de istemiyorum. Şüphesiz rızık veren, sağlam kuvvet sâhibi olan ancak Allah'tır.” (Zariyat, 56-58.) Cenab-ı Hakk’ın “Ben, onlardan bir rızık istemiyorum. Bana yedirmelerini de istemiyorum.” Buyurarak kendine isnat ettiği rızık ve yeme, Allah’ın değil, peygamber (ASV)’ın halleridir. Yani: "Ben sizi ibadet için yarattım, Bana rızık vermek ve yemek yedirmek için değil" mealindeki ayet, Peygamber (ASV)’ın yedirilmesini ve rızıklandırılmasını kastetmektedir. Bu itibarla, ayet "Resulüm sizden peygamberlik ve kulluğu tebliğ hizmetine karşılık, sizden bir ücret ve mükâfat, ya da kendisine bir yemek yedirilmesini istemez" anlamındadır.
Resulullah (ASV)’ı onurlandıran bir diğer husus da kendisinin rahatını sağlamak için müminlere verilen emirlerdir. Örneğin: “Ey iman edenler! Yemek için çağrılmaksızın ve yemeğin pişmesini beklemeksizin (vakitli vakitsiz) Peygamber’in evlerine girmeyin, çağrıldığınız zaman girin. Yemeği yiyince de hemen dağılın. Sohbet için beklemeyin. Çünkü bu davranışınız Peygamber’i rahatsız etmekte, fakat o sizden de çekinmektedir. Allah ise gerçeği söylemekten çekinmez. Peygamberin hanımlarından bir şey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin. Böyle davranmanız hem sizin kalpleriniz, hem de onların kalpleri için daha temizdir. Allah’ın Resulüne rahatsızlık vermeniz ve kendisinden sonra hanımlarını nikâhlamanız ebediyen yasaklanmıştır. Çünkü bu, Allah katında büyük bir günahtır.” (Ahzab, 53.)
Görülüyor ki Allah, peygamberinin rahatsız edilmesini ya da incitilmesini kabul etmemektedir. Sıradan işler için sıkça Resulullah (ASV)’ın rahatsız edilmesinin önüne geçmek amacıyla, Allahu Teâlâ, çok ilginç bir tedbir almıştır. Peygamber (ASV)’la özel görüşme için sadaka verilmesini istemekte ve müminlere şöyle seslenmektedir: “Ey iman edenler! Peygamberle özel olarak konuşacağınız zaman, bu konuşmanızdan önce bir sadaka verin. Bu sizin için daha hayırlı ve daha temizdir. Ama verecek bir şey bulamazsanız, Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir. (Mücadele, 12.)
Bu ayetler, Resulullah (ASV)’ın sıradan bir kimse olmadığını açıkça gösterdiği gibi Allah’tan peygamberi için bir onurlandırma, yüceltme ve ikram nevindendir.
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum