Dindekiadıyla “Riya” gösteriş demektir. Allah için yapılması gerekenleri insanlar içinyapmak ve onların beğenisine sunma çabası olarak tanımlanır.Dini hayatta çokönemli bir kusurdur. Hadis-i Şeriflerde riya, “gizli şirk” olaraknitelendirilmiştir. İnsan toplumsal bir varlık olduğu için, yaptığı her şeyitopluma beğendirme çabasındadır. Toplumun baskısından sakınır, toplumunbeğenisini ister. Bunun önüne geçilmezse, topluma yönelik olmaması gerekenişlemlere hatta ibadetlere de bulaşır. Böylece Allah’ın emrettiği ibadetleribile Allah için değil, toplumun beğenisi için yapmaya başlar. Zaman olur ki,toplum ayıplıyor diye bazı farz ibadetleri ihmal veya terk eder.
İslamiyet,kişinin bakışını toplumdan kaldırır, toplumun Rabbine yöneltir. Yani dikkatini,âlemden âlemlerin Rabbine çevirir. İnsan, bütün her şeyi Allah’a beğendirmeamacıyla yapmalıdır. “Allah’ın rızası” dediğimiz de budur. Hayatı boyuncaamellerinde, tavır ve düşüncelerinde Allahın rızasını esas almalıdır. Toplumayönelik ameller dahi Allah için olmalıdır. Dinin insan eğitiminde varmakistediği ana hedef de budur.
Amellerinbütün boyutlarıyla kurallarını ortaya koyan, harekete geçiren, işleyiş veyönelişini tesbit eden niyettir. Niyet, amelin bir nevi kimliğidir; neolduğunun belgesidir. İşte bu niyetin kullara yönelik olmasına “riya”(gösteriş),Allah’a yönelik olmasına “ihlâs” denir.
Günde40 defa namazlarda “Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardımdileriz” mealindeki kutsi cümleyi tekrar eden mümin, tüm amelleriniAllah’ın rızasına uygun olarak yapacağını da taahhüt etmiş olur. Mademki herşeyin sahibi Allah’tır, mademki tüm güç ve kuvvet ondadır, mademki her şey onunkulu ve mülküdür; o halde her şeyi O’ndan beklemeli ve istemelidir. Ancak O’nunbeğenip beğenmesi önemlidir.
Allah’ınhoşnut olmadığı bir davranış, bütün insanlar tarafından beğenilse de makbul vegeçerli olmaz.
Çobanıdikkate almayan koyun sürüleri birbirlerine bakıp uçurumdan atlarlar,kendilerini telef ederler ya da tehlikeli alanlara girip kurtlara yem olurlar.Ama çobanın emri altında daha sağlıklı ve güvende yaşarlar. “Âlemlerin Rabbi”nidikkate almayan toplumlar da ya şeytanlara yem olurlar ya da uçurumdan atlayıpcehenneme düşerler.
Gösteriş,özüve mahiyeti düşünmeyip, sadece yüzeysel düşünmektir. Elbiseyi bedene göredüzenlemek yerine, bedeni elbiseye göre yontmak gibi bir saçmalıktır.
Allah’ınkoyduğu kurallar dikkate alınmazsa ibadetlerde riya kaçınılmaz olur. Örneğinher müslümanın kendi başına bireysel olarak yapması gereken ibadetler cemaatleyapılırsa mutlaka riya bulaşacaktır. Çünkü cemaatle yapılan işlemlertörenseldir, tören ise topluma beğendirmeye yönelik unsurlar içerir. Bu nedenleAllah tarafından zorunlu tutulmayıp daha çok fazilet kazanmaya yönelik nafilenamazlar, zekât dışındaki sadakalar, nafile oruçlar, dua ve zikirler gibiibadetler, cemaatle yapılmaz. Peygamber (ASV)’ın uygulamasında bu ibadetlercemaatle yapılmamıştır. Sadakada “sağ elinin verdiğini sol eli duymayacak”şeklinde gizliliği belirtilmiştir. Yoksa gösterişten korunması mümkün olmaz.
Cemaatleyapılan bir kısım dualarda şiire benzer seci ve kafiyenin gözetilmesi, ses vekıyafetin ön plana çıkması, Allah’tan çok topluma beğendirme gayretinin olduğuizlenimini vermektedir. Bu ise,böylesi dualarda bir gösteriş bulunduğunugösterir.
BaştaBuhari olmak üzere bütün Hadis kaynaklarında yer alan Hadis-i Şerif’te,Allah’ın gölgesinden başka hiçbir gölgenin bulunmadığı Kıyamet gününde Allah’ıngölgesi altına alınacak kimseler arasında“Yalnız başına Allah’ı zikrederekgözü yaşaran, sadaka verip de, sağ elinin verdiğini sol eli bilmeyecek tarzasadakasını gizleyen kimse”ler desayılmıştır.(Buhari, Hudud, 19, Hadis no:6806.)
Yalnızbaşına yapılan nafile ibadetlerin üstünlüğü,riyadan uzak, Allah’ a karşı büyükbir içtenlik taşıdığı ve Allah katında ne kadar makbul olduğu bu Hadisten anlaşılmaktadır.
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum