Reklam Alanı

KORONA NEYİ DEĞİŞTİRMELİ?

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı
Sıkıntılar, bela ve musibetler insanın/dünyanın kendini kontrol edip değerlendirmesi ve nerede eksiği ve yanlışı olduğuna dair bir muhasebe fırsatı sunar. Tabiatta, dengeyi bozan ve düzeni bozguna uğratan, fıtratı tahrif eden tek varlık insanoğludur. İnsanın sahip olduğu yetenekler ve donanım ona bu yönde geniş hareket alanı sağlamakta. İnsanın bu potansiyeli, genel anlamda ciddi riskler de barındırmaktadır. Bu da insanı, doğayı yorumlama ve ona yaklaşımla ilgilidir. Eğer insan; hiçbir donanımını kullanmayıp; sadece hayvan gibi yaşasa bile ekolojik denge ve adaletli bir bölüşüm için ve hatta insan sağlığı ve hayatın devamı için bugün olduğu seviyeden çok daha ileri seviyede olurdu. Ama insan, daha ilk yaratılışta meleklere; yeryüzünde fesat çıkaracak ve kan dökecek insanın, neden yaratıldığına” dair bir soruya neden olmuştu. “Hani rabbin meleklere, “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” demişti. Onlar, “Biz seni eksiksiz bilirken ve durmadan övgü ile tenzih ederken orada fesat çıkaracak ve kan dökecek birini mi yaratacaksın?” dediler. Allah “Şüphe yok ki, ben sizin bilmediklerinizi bilirim” buyurdu.” 2/30 Görüyoruz ki; insanın, bu potansiyel ve yeteneklerini bozgunculuk ve kan dökücü bir tarzda kullanarak bencilce davranmasının, sonunda tüm insanlığa zarar vereceği açıkça ortaya çıkmıştır. Ne nükleer bir savaşın ve ne de virüslerle yapılacak küresel bir savaşın kazananın olmayacağı belli olduğu halde; fesat çıkarmakta direnen odaklar farklı projelerle insanlık üzerinde kendi emellerini uygulamaya devam edeceklerdir. “Onlara “Yeryüzünde düzeni bozmayınız” denildiğinde, “Hayır, biz yalnızca ıslah edenleriz” derler.” 2/11 Sonuç olarak gelinen noktada; İslam’ın temel ilkelerine uymaktan başka kurtuluşun, barışın, mutluluğun olmayacağı açıkça ortaya çıkmıştır. İslam; Allah’ın; Dengeyi korumamıza yönelik ilkesini doğru anlamalı ve uygulamalıdır. Aklı, adaleti, doğayı, akrabalık bağlarını, nesli/insan ve diğer varlıkların ve bunlarla olan ilişkilerimizin esas formatının, bütün eşya ve canlıların fıtratını, dini/Allah’ın değişmez kanunlarını korumalıyız. İnsana bahşedilmiş potansiyeli; bozgunculuk ve bencillik yönünde kullandığımıza, silahlar geliştirme, silahlanma ve öldürme faaliyetleri yerine; insanlığın barış içinde yaşaması, sağlıkla ilgili teknolojileri geliştirme ve dünya barışı için kullanırsak; elbette dünya, bugünkünden daha farklı bir yer olur. Bu gerçek aslında bilinmektedir hatta bazı formatlarda dile de getirilmektedir. Örneğin; Papa’nın Paskalya mesajı. “Katolik dünyasının ruhani lideri Papa Francis, Covid-19 salgını yüzünden fakir ülkelerin borçlarının silinmesi, çatışma bölgelerinde ateşkes ilan edilmesi ve bazı ülkelere uygulanan uluslararası yaptırımların hafifletilmesi çağrısında bulundu. Paskalya bayramı dolayısıyla, Katolik alemine seslenen Papa Francis, bütün dünya ülkelerinin salgına karşı dayanışma içinde olmasını istedi. Bütün dünyada siyasi parti liderlerine de çağrı yapan Papa Francis, salgın yüzünden işsiz kalanlara fırsat verilmesi, sıkıntı ve çaresizlik içinde yaşayanlara her türlü desteğin verilmesi temennisinde bulundu.” https://tr.euronews.com Bu açıklama; dünyaya evrensel bir bakış açısıdır. Şöyle ki; Silaha değil; sağlığa önem verilmeli. Bir virüsün, dünyaya neler yapabildiğini gördük ve sağlık açısından nerede olduğumuzu da. Bu da sağlığın ne derece ihmal edildiğinin bir göstergesi oldu. Dolayısıyla insanlık; bundan böyle silaha ve öldürmeye değil; sağlığa yönelmeli. Ne yazık ki; bu yönde bir işaret görmemekteyiz. Ne küresel güç odakları olan ülkeler ne de müslüman ülkelerde, bu yönde bir değişim görememek üzücüdür. Çünkü; “- Siyonist Suud yönetiminin Yemen'e saldırıları devam ediyor. - Siyonist İsrail'in Filistin'e saldırıları ve ambargosu devam ediyor. - Siyonist cihatçıların Libya ve diğer yerlerdeki saldırıları devam ediyor. - Siyonist Amerika'nın, siyonizm düşmanı İran, Venezuella ve Küba'ya yaptırımları devam ediyor. - Siyonist Amerika'nın Irak yönetimini devşirme operasyonları devam ediyor. - Siyonist Mısır firavununun zulümleri devam ediyor. - Siyonist BAE'nin, Amerikan-İsrail çıkarları için yaptıkları işbirlikleri ve planlar devam ediyor. - Siyonist Hindistan'ın, Hintli Müslümanlara işkence ve baskıları devam ediyor. - Siyonist İngiltere'nin kolonilerindeki (halen 14 ülke/toprak sömürge) sömürüleri devam ediyor. - Siyonizm uşağı cemaat/cemaatler plan kurmaya, pusuda yatmaya ve plan kurmaya devam ediyor. - Siyonist Kanada'nın küresel elitlerin desteklediği tüm sapkın yapılara, terör örgütlerine desteği devam ediyor. Siyonizm zifiri karanlık bir gecede, siyah bir taşın üzerinde yürüyen karıncaya benzer. Onu ancak gece kamerası olanlar görebilir. Gece kameraları şunlardır: - Anti-emperyalist bir bakış, - Tevhidi bir Müslüman bilinci - Adil, eşit ve erdemli bir dünya özlemi.” Yasin Kuruçay Evet yukarıdaki nedenler, bu tablo ne yazık ki; bu yönde bir değişimin emarelerine henüz rastlanmadığının göstergesi. Oysa Koronanın, kendim için de arzu ettiğim aşağıdaki sonuçlar doğurmasını isterdim: Kalplerimizin yumuşaması, zayıflarla dayanışma, her şeyin sahibinin Allah olduğu, adaletle huzurun sağlanabileceği, ırkçılığın ve orantısız şiddetin zulüm olduğu, yardımlaşmanın önemli ve gerekli olduğu, belalar/salgınlar olsun veya olmasın; bir sınav için dünyada bulunduğumuzu, aile olmanın önemli olduğu ve korunmasının gerektiği, dinin politikaya alet edilmemesi gerektiği, bireysel hazların insanı mutlu edemeyeceği, insanın dünyada “halife” olmak gibi önemli bir misyonunun olduğunu, insana verilen yeteneklerin dünyayı yaşanmaz hale getirmesi için olmadığı, bu kısa süreli dünya yaşamının bunca günah yüklenmemize değmediği ve Allah’ ın huzuruna çıkıp mutlaka hesap vereceğimizi, hesap gününün çetin olduğunu, dünyayı düzletmek için kendi fıtratımıza dönmenin yeterli olacağı… Rabbim, bizlere; kendini doğru tanımlayıp konumlandıran, ders çıkaran, arınan bir feraset bahşetsin.
KORONA NEYİ DEĞİŞTİRMELİ?
Reklam Alanı

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.