AK Parti, her seçim öncesi belirleyeceği adaylar konusunda çok büyük konuşuyor. “Ehliyet” diyor, “liyakat” diyor, “karşılığı” olan diyor, “kültürlü” diyor, “sevilen” diyor, “sayılan” diyor fakat aday isimleri açıklanınca herkes, başta partililer olmak üzere hayal kırıklığına uğruyor. Çünkü çıtayı çok yükseltiyor.
Diğer siyasi partilerin de adayları eleştiriliyor ama AK Parti kadar tepki çekmiyor. Bütün sorun belki de AK Parti’nin seçim öncesi beklentiyi çok yükseltmesidir. Yapılacak bu yerel seçim öncesi yine beklenti yükseltildi. Güçlü aday olacak, halkın dilini konuşacak, yerel dille yaklaşacak, adı duyulduğunda herkes “hah işte bu diyecek” vs. deniliyor. Şimdi böyle söylenince tüm iller böyle profiller arıyor. AK Parti’nin kimi işaret ettiğini bulmaya çalışıyor.
Tüm iller gibi Şanlıurfa da adayını arıyor. Ancak sağa dönüyor yok, sola dönüyor yok, meclise bakıyor böyle biri yok, Ankara’ya bakıyor böyle biri yok. Ve Şanlıurfa bir kez daha makus talihini yenemiyor. Onun için gözler mevcut dönemin siyasi aktörlerine çevriliyor. Şuan AK Parti içerisinde büyükşehir belediye başkan adaylığında en güçlü isim bana göre Nihat Çiftçi. En yakın rakibi aday olur mu olmaz mı bilemem ama Ahmet Eşref Fakıbaba. Üçüncü sırada Mehmet Ekinci. Bu güçlü isimleri takip eden bir diğer isim de Zeynel Abidin Beyazgül.
Şimdi tek tek halkın gözüyle bu isimlere bakalım…
Nihat Çiftçi “çok çalışıyor” imajıyla birlikte küçük bir belediyenin başkanlığından geldiği için “güçlü aday” profilini dolduramıyor. İlçe belediyeler dahi Celalettin Güvenç’in ardından Nihat Çiftçi’ye “ağabeylik” fırsatı tanımadı. Çünkü çoğu ilçe belediye başkanı hala kendisine yediremiyor bu durumu. Bu nedenle büyükşehir ile bazı ilçe belediyeleri arasında aynı partiden olmalarına rağmen sağlıklı bir iletişim ve çalışma söz konusu değil. Ama buna rağmen mevcut adaylar içerisinde şansı en fazla olan isim Nihat Çiftçi’dir.
Fakıbaba bir milletvekili ve mecliste partisinin kritik bir sandalye sayısı var. Bu nedenle meclisteki varlığı çok önemli. Zaten AK Parti de milletvekillerinin belediye başkan adaylığı konusuna sıcak bakmıyor. Başından beri savunduğum bu konudaki düşüncem, bazı milletvekilleri aday gösterilecekse kaybetme riski bulunan illerin olduğu milletvekilleridir. Örneğin, AK Parti’nin Diyarbakır milletvekilleri arasında belediye başkanlığını kazanma ihtimali olan milletvekili varsa genel merkezi bu adamın Diyarbakır Büyükşehir Belediye başkan adayı olmasına sıcak bakar. Aksi halde başta Şanlıurfa olmak üzere kaybetme riskinin olmadığı illerde asla ve kat’a AK Parti milletvekillerini aday olarak gös-ter-mez.
AK Parti Genel Merkezi’nin Şanlıurfa’da bir kamuoyu araştırması yaptığı ve HDP’nin büyükşehir belediyesini kazanma durumunu tespit ettiği savunuluyor. O zaman durum değişir.
Mehmet Ekinci adaylar arasında çok sürpriz bir isim. Hakkında kesin kanaat belirtenlere şaşırıyorum. “Hiç aday gösterilmeyecek” diyenlere de, “kesin aday gösterilecek” denilenlere hayret ediyorum. Çünkü Mehmet Ekinci gizemli bir siyasetçi… Her an şapkasından tavşan çıkarabilecek bir sihirbaz gibi bana geliyor. Bunu gerek kamuoyuna hiç tanıtmadığı ve gerçekleştirmek istediği projeleri gerekse Ankara’daki bağlantılarını tahmin ederek söylüyorum. Bu yüzden Ekinci ile ilgili diğer adaylarda olduğu gibi “aday olur” veya “aday olmaz” şeklinde iki ihtimali bile söylemek mümkün değil. Eyyübiye’ye de aday olabilir, büyükşehire de aday olabilir, büyükşehire aday olur Eyyübiye’de belirleyici olabilir, hiç aday gösterilmeyebilir şeklinde çok seçenekli ve bilinmeyenli bir durum söz konusu Ekinci ile ilgili.
Zeynel Abidin Beyazgül için son şans büyükşehir belediye başkan adaylığı. Teşkilatta çalışan insanlar bulunduğu dönem içerisinde bir yere getirildi getirildi, getirilmediyse bitti artık. Çok büyük bir performans harcaması gerekiyor ki yeniden bir yer edinebilsin. Geçmiş il başkanları başta olmak üzere teşkilatın kahrını çeken birçok isim genel merkez tarafından unutuldu, gitti. Zaten Recep Tayyip Erdoğan seçimlerin tek muzafferi olarak kendisini gördüğü için AK Parti’de kimseye vefa duygusuyla yaklaşılmıyor. Beyazgül milletvekili adaylık fırsatını kaçırdığı için geç bile kaldı aslında. Çünkü kendisi ile çalışan ve kendisini çok iyi bilen genel başkan yardımcıları tasfiye edildi. İyi bir performansla kendisini partisinin genel başkanı Erdoğan’a ifade edebilirse belki olabilir. Olmasa da Haliliye gibi bir ilçe belediye başkan adaylığını alabilir.
Şimdi göz önünde olan isimlerin dışında adı geçen iki kişi daha var. Biri Şanlıurfalı olan Diyarbakır Valisi Hasan Basri Güzeloğlu diğeri de Mardinli olan Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin. Bu iki ismin de adaylığa sıcak bakmadığını tahmin ediyorum. Ancak AK Parti beklentiyi yükseltince insanlar da haklı olarak yukarılara bakıyor. Yukarılarda da bu isimler var. Oysa valilik hem yetki bakımından güçlendirilen hem de belediye başkanlığına kıyasla daha sıkıntısız bir görev haline geldi. Belediyeler artık cadı kazanı gibi fokur fokur kaynıyor. Valiliği döneminde Celalettin Güvenç’in karşısına destursuz çıkamayan aynı insanlar, belediye başkanlığında adama ne isimler taktı… Kaldı ki her iki ismin de bildiğim kadarıyla hiçbir kulis çalışması yok. Tamamen kendi yakıştırmalarımız…
Aslında aday içimizde… Yakınlarımızda bir yerde yani… AK Parti çıtayı yükseltince biz de yukarılara bir yerlere bakıyoruz. Oysa o kadar çok insan var ki büyükşehir belediye başkanlığını yürütebilecek. Yeter ki bakış açımızı değiştirelim ve sadece yukarıya değil fotoğrafın tümüne bakalım.
Bu seçimde “aday” faktörü “Erdoğan” faktörünün önüne geçebilir. Çünkü hem belediyeler ekonomik açıdan sıkıntılı sürece girdi hem de iktidar gücünün pek bir önemi kalmadı. Yani adayın kaynak bulma yeteneği, hükümet desteğini arkasında bulunduran AK Parti adayından önemli bir faktör haline geldi. Dolayısıyla AK Parti, diğer seçimlerde olduğu gibi beklentileri yükseltip isimler açıklandıktan sonra dağ fare doğurura evrilirse yerel seçimde büyük bir hezimet yaşayabilir. Daha açık söylemek gerekirse, fikri ve zikri hizmet yerine rant olanlar, farklı ilişkiler üzerinden veya sırf sadakatinden dolayı aday gösterilirse AK Parti için sonun başlangıcı demektir.
Unutulmamalı ki, iktidara gelen partiler önce belediyeleri aldı sonra meclise geldi; iktidara veda ederken de önce belediyeleri kaybetti.
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum