Muhterem Kardeşlerim…
Mezhepsizler, dinimizi kötülemek, Müslümanların akıllarını karıştırmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Din cahillerine inanmayıp, inandığımız Ehli Sünnet Alimlerine ve onların kitaplarına inanmalıyız…
Efendim;
İslam ayrı, mezhep ayrı değildir. Dört hak mezhep, insanları Cennete götüren birer yoldur. Hangi yoldan gidilirse gidilsin, her biri doğru Cennete götürür. Mesela bir yere yaya gidilebilir, atla, bisikletle, motosikletle, uçakla, vapurla, trenle, otobüsle, yani herhangi bir vasıtayla gidilir. Ama er geç hepsi hedefe gider. İşte bu yolların herhangi biri, bir hak mezhebe benzer. Bâtıl mezhepler ise, çıkmaz sokaklara, hedefe gitmeyen yollara benzer.
İmam-ı Malik hazretleri buyuruyor ki:
Mezhep, Cennete götüren yoldur. Hak mezhepten birinde ilerleyen Cennete gider. (Ez-Zehire lil-Kurafi)
Bir kimse, bir ibadeti bir mezhebe göre değil de, (Ben İslam'a, Kur'ana göre yapıyorum) derse, onun ibadeti geçerli olmaz.
Çünkü İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki:
Bir ibadetin sahih olması için, dört mezhepten birine uygun olması lazımdır. (Redd-ül-muhtar s. 51)
Şah Veliyyullah Dehlevi hazretleri buyuruyor ki:
Eshab-ı Kiramın her birinin mezhebi farklıydı. Tabiîn, Eshab-ı Kiramın mezheplerini aldılar.
Halife Harun-ür-Reşid, İmam-ı Malik’e, “Senin Muvatta kitabını Kâbe’ye asacağım. Bütün Müslümanların bu kitaba uymalarını emredeceğim. Her yerde tek bir mezhep olsun” dedi.
İmam-ı Malik, “Böyle yapma! Eshab-ı Kiram da, fıkıh bilgilerinde mezheplere ayrıldılar. Mezhepler rahmettir” dedi. (El-insaf)
Dört mezhepten birine uymak lazımdır. Bugün dört mezhepten başka doğru mezhep yoktur. Dört mezhepten ayrılan, Sivad-i Azamdan, yani Ehl-i Sünnet topluluğundan ayrılmış olur. (İkd-ül-ceyyid)
İslâm'a göre sahih olan ibadet nasıldır? İslam'a göre namazın farzları nelerdir? Vacibleri nelerdir? Sünnetleri nelerdir? Mekruhları nelerdir? Buna hiçbir mezhepsiz cevap veremez.
İslâmiyet'e, Kur'an-ı Kerime uymak isteyen, dört hak mezhepten birine uyar. Yukarıda geçtiği gibi dört hak mezhepten birine uyulmazsa o ibadet sahih olmaz. “Kur'ana göre namaz” veya “İslam’a göre namaz” olmaz. Böyle bir namaz kıldığını söyleyen, Kur'ana göre dese de, kendi uydurduğu bir yola göre namaz kılmış olur.
GÖZ BAKINCA, KALB İNANINCA GÖRÜR
Dünya için çalışana rahat yoktur. Rahat etmek için ölüme hazırlanmak lazım. Ölümü düşünen rahat eder. Dünya için çalışan yorulur. Ahiret için 24 saat çalışan yorulmaz. Çünkü onun hedefi var. Allah rızası için çalışır.
Başarılı olmak için nefsi terbiye etmek, çürütmek lazım. Tohumu toprağa atınca çürümeden ağaç meyve vermez. Nefs tohuma benzer. İnsanlara hizmet etmek için nefsi çürütmek lazım. O zaman meyve verir. Öyle insanı herkes sever.
Ehl-i Sünnet Âlimlerini yani Peygamber Efendimizin vârislerini tanımak çok büyük nimettir. Tanıyanla tanımayan arasındaki fark, görenle kör arasındaki fark gibidir. Görmek şart değil, tanımak önemli. Ebu Cehil de Peygamber Efendimizi gördü ama inkâr etti. Bu Büyükleri tanıyanlar, yani onları sevenler, yollarında olanlar, Peygamber Efendimizin döneminde yaşasaydı, eshab-ı kiramdan olurlardı.
Göz bakınca, kalb inanınca görür. Kör tarifle görmez, sağır feryatla duymaz. Herkese anladığı dilden konuşmak gerekir.
Ehl-i Sünnet Âlimlerinin kitapları enerji kaynağıdır, cereyan vardır. Ampulünü takan aydınlanır.
İnkâr mahrumiyettir. İmtihan mahrumiyettir. Teslimiyet saadettir. Büyüklerden üç şey öğrendik; Okumak, okutmak, dargın olmamak. Dağılan bütün cemaatler, cemiyetler dargınlık yüzünden dağılmışlardır. Emire uymak lazım. Uyunca da uyumamak lazım. Gaflet adamı götürür. Her şeyin yenisi, dostun eskisi. Dünyada yatırım yapmayı bilen, ahirete de yatırım yapsın.
Kalb Allahu Teâlâ’ya en yakın organdır Onun komşusudur. Kalb rahatsız olunca komşu da incinir. Kalb kırmayın. Hiç kimsenin kalbini incitmeyin. Bir çok kişi komşu yüzünden evini değiştirmiştir. Aman dikkat edin.
İlim amel ve ihlas şarttır. İlim yok, amel ve ihlasın olması mümkün değil. İlim var amel yok, yine olmaz. Hepsi var ihlas yok yine işe yaramaz. İlim de olacak amel de ve bu amel ihlas ile yapılacak.
İhtiyarlara hizmet etmek çok büyük nimettir. Evinizde ihtiyar varsa bunu büyük nimet bilip çok hizmet edin, onları memnun edin, gönüllerini kazanın. Dini doğru bilmeyen insan topaca benzer. İp sarıp çeviren herkes döndürür. Dinini bilmeyenin dini yok demektir.
Allahu Teâlâ cümlemizi dinini en doğru şekilde öğrenen, öğreten ve yaşayan kullarından eylesin. (Amin)
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum