“Şayet insana tarafımızdanbir rahmet tattırıp sonra da onu kendisinden çekip alırsak, şüphesiz o ümitsizve nankör biri olacaktır.” (Hud/9)
Birfincan kahvenin, kırk yol hatırını tutan insanoğlu; Kâinatın tek hâkimi ve teksahibi olan yüce ALLAH’IN, bunca ikramına karşı neden bu kadar nankörlüketmektedir? Yaratılış gayesini unutup, kendi hevasının amansız istek vearzularına yenik düşen insanoğlu; yapmış olduğu bunca taşkınlıkların hesabınıvereceğini bile bile, mahşer günü kurulacak olan mizanı, hesap ve kitabın edenunuttur? Kerim kitabın açık ve Mübin hükümlerine rağmen; ateşe çağıran Dallinönderlerin çağrısına neden icabet edip ateşi tercih eder?....
Nevimahlûkat içerisinde, sahibine karşı; insanoğlundan başka (ufak tefek istisnalarhariç) daha nankör bir varlık var mıdır? Yüce ALLAH, Bunca günah ve isyanınarağmen; suyunu, ekmeğini, nefesini kesmediği insanoğlu, daha ne zamana kadar;adili mutlak olan gerçek sahibinin emir ve nehiylerini arka plana atmaya devam edecektir!
Geçicidünyanın fani liderlerinin huzurunda, el pençe divan duran insanoğlu; yüceALLAH’IN sayısız inam ve ikramına neden bu kadar saygısız, bu kadar duyarsız vebu kadar kayıtsız kalmaktadır? Âdem (a.s) babamızdan bu güne gelinceye kadar,insanoğlundan başka; dünyayı ifsat eden, dünyanın dengesini bozan başka birvarlık var mıdır? Yok! Kan döken, zulüm eden, ifsat eden, fitne ateşinikörükleyen; batıldan yana tavır takınıp, hakka rağmen, hakkaniyet ve ilahihükümlere kafa tutan tek varlık insanoğlu değil midir?..
Birkedi, bir köpek, bir at, veya başka her hangi bir hayvanın; iyilik gördüğüsahibinin kapısının eşiğine ihanet ettiği görülmüş şey midir?...Buna benzer, soru işaretleriyle biten, ıstırap çektiğimiz o kadar şey var ki;akıllara zarar! Habil ve Kabil ile başlayan, hak batıl mücadelesi; yeryüzünde,insan neslinin, kendi tarafını tutmanın temelini attığı bilinen bir hakikattir!Hakkın emirlerine itaat ve icabet eden Habil; Hakkın rızasını kazanmış, iyilikve iyilerin öncüsü olma bahtiyarlığına ermişti!
Kabilise, hakkın ikram ve ihsanını unutarak; hem kardeşinin kanına girmeklekatillerin öncüsü olmuştu, hem de yüce divana karşı büyük bir nankörlük ettiğiiçin rahmetten kovulmuştu! Aslına bakılırsa, küfrün temelinde de nankörlükyatmaktadır. Hem nasıl yatmasın ki; Yüce Rabbimizin Kerim kitabının Yasinsuresinde: “İnsan görmedi mi ki, biz kendisini bir “lütfeden” yarattık daşimdi o çeneli bir çekişgen kesildi. Yaratılışını unutarak bize bir de meselfırlattı. “Kim diriltecekmiş o çürümüş kemikleri?” dedi. De ki: “Onları ilkdefa inşa eden diriltir ve O, her çeşit yaratmayı ve yaratılmışı bilir.” (Yasin/77,78,79)
ALLAHIM!Cümle inanmış kullarını, nankörlüğün her türlüsünden muhafaza eyle! Ayaklarınkayacağı günde; Sen ayaklarımızı sabit kıl ve bizi Salihin zümresine ilhakeyle… ÂMİN.
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum