Tarihimizde nice itikadi ve ameli fırka zuhur etmiştir. Dikkatlibir gözle incelendiğinde aradaki ihtilaflar umumiyetle siyasi nedenlerdendolayı neş’et etmiştir. Siyasi nedenler akıp giden zamanın seyri içinde itikadinedenlere dönüşmüştür maalesef.
Bunun nedeni biraz da tek, biricik, bütüncül ve mutlak hakikatin;çok, farklı, parçalı ve izafi olan insanzihni ve idraki tarafından anlaşılmaya çalışılmasından ileri geliyor.Sonuç iseparçayı bütün zannetme, izafiyi mutlak görme gibi vahim bir yanlışa düşülüyor.Çünkü:“Hakikat-i mutlaka mukayyed(sınırlı) enzar (bakış) ile ihataedilmez.”(25.Söz)Bütün ihtilaf ve ayrışmaların temelinde bu sır vardırgenellikle.
Yanlış olan bizatihi ihtilaf ve ayrışmanın kendisi değil, kendincebulduğu, bildiği parçalı ve nakıs hakikati biricik zannedip mutlaklaştırmak.Manayıkendi bildiğinden ibaret sanıp sabitlemek ve dondurmak. Asıl yanlış buişte. Tarihimizde bu vahim yanlışı en tipik, en ibretlik bir şekilde kristalizeeden fırka Haricilerdir, hiç şüphesiz.
Bu güruhun mümeyyiz vasıflarını kabaca şöyle özetleyebiliriz: kavgacıve fedakar bir yapıya sahip, başka güruhlarda örneğine pek nadir rastlanan birfedakarlık ve serdengeçtiliğe sahip, aşırı züht ve takva sahibi, inancı uğrunaher an ölüme hazır, şehit olmayı candan dileyen, Kuranın zahirine olan derin vukufiyetleriylenam salmış, Allah’ın rızasını kazanmak dışında hiçbir gaye-i hayali olmayan,fazlaca secdeden dolayı alınları nasırlaşmış, günah bildikleri şeylerdenyılandan akrepten kaçar gibi kaçan, sünnet ve nafileleri farz gibi yerinegetirmeye çalışan, kızgın kumlarda secde edip Allah’a yakardıkları içinellerinin ayası devenin dizi gibi katmanlaşıp sertleşmiş, gündüzleri oruçtutmakla, geceyi ise ibadetle geçiren…
Bir alimonları tavsif ederken şöyle der:
“Haricilerden daha inançlı ve çalışkan bir fırka yoktu. Savaşsırasında bir Hariciye bir mızrak saplanmıştı, yarası çok ağırdı, ama okendisini vuran adama doğru yürüyerek Allah’ım senin rızanı kazanmak için sanageliyorum diyordu.”
Bu kadar fevkalade vasıflarına rağmen kendi düşüncelerinde ısrarettikleri ve onu tek hakikat telakki ettikleri için affedilmesi imkansızyanlışlara imza attılar.
Hz. Ali (r.a) bir sahabiyi onlarla tartışmaya gönderirkenona şu tavsiyede bulunur:
Onlarla tartışırken sakın Kitaptan delil getirme çünkü onlarkitabı senden daha iyi bilir. Sen daima sünnetten delil getir. Ve birvasiyetinde şöyle dediği rivayet edilir:
“Benden sonra Haricileri öldürmeyin. Zira hakkı arayıp da batıladüşenle, batılı isteyipte batılı bulan kimse elbette ki aynı değildir”
Evet kendi düşüncesinde ısrar etme yada gerçeği kendi bildiğindenibaret görme, tabiri diğerle fanatizmya da entegrizm, bütün yanlışlarınve yanlış anlamaların temeli bu.
Haricilik, sade bir tarihsel akım olmanın çok ötesinde biranlayış, zihniyet ve perspektif sorunudur çoğunlukla. Hariciler öldü amaharicilik hala yaşıyor. Aramızda, en mahrem yerimizde.Neoharicilik, klasik dönem hariciliğinin modern zamanlara has birversiyonu daha doğrusu bir tezahürü gibi.
Bu anlayış, umumiyetle lafızcı, tekçi, tektipçi, baskıcı,ötekileştirici ve dahi kısırlaştırıcı bir anlam dünyasının içinde dönüp dururbiteviye. En kıytırık zaif bir rivayetten dolayı tekfir kılıcını çekenmodernselefiler, Kur’an dışında hiçbir kaynak kabul etmeyen, kendi anlayışlarınımutlaklaştıranve bu sakat anlayış yüzünden mümin kardeşlerini müşriklikle hattakafirlikle itham edenmodernistler vemealciler,katı bir siyasal İslamsöylemine sahip olanlar, kendi kutsalı dışında hiçbir kutsalın yaşamasınatahammül edemeyen marjinal bütün güruh ve yapılar…
Düşünebiliyor musunuz? Bazı kafir ve müşrikler hakkında nazilolduğu bütün müfessirler tarafından kabul edilen bir ayeti mana bağlamındankopararak Bediüzzaman gibi bir zat-ımuhtereme uyarlamak. Ve sonuç olarak onu da (haşa) o kefeye koymak. İşte malumbazı neoharici çevrelerce tastamamyapılan budur. Bu vahim yanlışı yaparken de olabildiğince samimi, islam’agönülden hizmet ettiğine inanıyorlar. Tıpkı klasik hariciler gibi.
Yazık ki klasik dönem haricilerino üstün ameli vasıflarının esamesi bile okunmaz bunlarda.Bütün marifetleri sadelisanda. Yüzeyde. Kabukta.
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum