Muhterem kardeşlerim…
İnsan olan her yaratık, mutlaka her canlıya karşı merhametli olmalıdır. Müslüman olan herkes te namazını mutlaka aksatmadan kılmalıdır. Merhamet etmeyene merhamet edilmeyeceği gibi, namazını kılmayanın da doğruluğuna inanılmaz.
Efendim;
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Merhamet imandandır. Bu din, merhametle bugüne kadar gelmiştir. Bir kimse, Peygamber efendimizin torunları Hazreti Hasan’la Hazreti Hüseyin’i öptüğünü görünce, “Benim on tane çocuğum var. Hiçbirini öpmedim” der.
Peygamber efendimiz, “Merhamet etmeyen, merhamete kavuşamaz” buyurur.
Hazreti Mevlana da, bir talebesine para verip, “Bana bir ekmek al” der. Alıp getirince teşekkür edip, yola çıkar. Talebe de peşinden gider. Hazreti Mevlana bir mağaraya girer. Orada yavrulamış ve açlıktan ölecek olan köpeğe, ekmeği suya batırarak yedirir. Çıkarken talebesiyle karşılaşır. Merakla bakan talebeye, “Yeryüzündeki her canlıya merhamet ediniz ki, merhamete kavuşasınız” mealindeki hadis-i şerifi söyler.
Muhammed Masum hazretleri buyuruyor ki:
Ömür kısadır. Sonsuz olan ahiret hayatında, insanın karşılaşacağı şeyler, dünyada yaşadığı hâle bağlıdır. Akıllı olan, ileriyi görebilen bir kimse, kısa olan dünyada, hep, ahirette iyi ve rahat yaşamaya sebep olan şeyleri yapar. İnsanlara hizmet etmek için çalışır. İnsanlara iyilik etmek, ahirette azaptan kurtulmaya ve Cennet nimetlerinin artmasına sebep olur.
Hadis-i Şeriflerde buyuruldu ki:
“Müslüman, Müslüman’ın kardeşidir. Onu incitmez, üzmez. Bir kimse bir Müslüman’ın ayıbını, kusurunu örterse, Allahü Teâlâ, kıyamette onun ayıplarını, kabahatlerini örter.” [Buhari]
“Bazı kimseler, başkalarının ihtiyaçlarını karşılamak, onlara yardımcı olmak için yaratılmıştır. İhtiyaç sahipleri bunlara başvurur. Bunlar için ahirette azap korkusu olmaz.” [Taberani]
“Allahü Teâlâ, bazılarına çok nimet vermiştir. Bunları, herkese faydalı olmak için yaratmıştır. Bu nimetleri dağıtırlarsa, azalmaz, dağıtmazlarsa bunlardan alıp, başkalarına verir.” [Taberani]
“Bir Müslüman’ın, din kardeşinin bir ihtiyacını karşılaması on yıl itikâftan iyidir. Allah rızası için bir gün itikâf ise, insanı Cehennem ateşinden pek çok uzaklaştırır.” [Taberani]
“Din kardeşinin rahata kavuşması veya sıkıntıdan kurtulması için idarecilere gidip uğraşana, sırat köprüsünden herkesin ayağı kaydığı zaman, Allahü Teâlâ ona yardım eder.” [Taberani]
“Din kardeşine güler yüz göstermek, iyi şeyler öğretmek, kötülük yapmasını önlemek, sorana yol göstermek, sokaktaki pis ve zararlı şeyleri temizlemek, birer sadakadır.” [Tirmizi]
“Selam verirken gülümseyen, sadaka sevabına kavuşur.” [İ.E.Dünya]
“Din kardeşine yardım edenin yardımcısı, Allahü Teâlâ’dır.” [Müslim]
“İnsanların en iyisi, onlara faydası çok olanıdır.” [Kudai]
“Allahü Teâlâ’nın farzlardan sonra en çok sevdiği iş, bir mümini sevindirmektir.” [Taberani]
“İmanı en kuvvetli olan, ahlakı en güzel ve hanımına karşı en yumuşak olandır.” [Tirmizi]
“Çevrendekilerle güzel komşuluk et ve kendin için sevdiğini, başkaları için de sev ki Müslüman olasın.” [Harâiti]
İslam Âlimleri buyuruyor ki:
“Allahü Teâlâ’nın size nasıl muamele etmesini istiyorsanız, Onun kullarına öyle muamele ediniz.”
“İyiliği sayarak değil, saçarak yapınız.”
“Cömert verene değil, verdiğine sevinene denir.”
Hadis-i Şeriflerde buyuruldu ki:
“Senden yüz çeviren akrabana verilen sadaka daha faziletlidir.” [Taberani]
“Yakın akraba ve komşuya verilen sadakanın sevabı iki misli fazladır.” [Taberani]
“Paranızı önce kendi ihtiyaçlarınıza, artarsa çoluk çocuğunuzun ihtiyaçlarına sarf edin! Bundan da artarsa akrabalarınıza yardım edin!” [Müslim]
Namazın önemi de çok büyüktür. İslam’ın 5 şartından biri namazdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
“Namazın dindeki yeri, başın vücuttaki yeri gibidir.” [Taberani]
NAMAZDA ESNEMEK
Namazda ağzı açarak esnemek mekruhtur. Esnemeye mani olmak için, alt dudağı dişlerin arasına sıkıştırmalıdır. Esnemeye mani olunamazsa, ayakta sağ elin, diğer rükünlerde ve namaz dışında sol elin dışı ile ağzı örtmek gerekir.
KÂBE’DE KADIN ERKEK CEMAATLE NAMAZ
Kâbe’de erkek kadınla yan yana cemaatle namaz kılabilirler. Bu, sadece Kâbe’ye mahsus istisna bir durumdur. (Dürr-ül-muhtar)
UYUYANI NAMAZA KALDIRMAK
Kaldığımız yerde uyuyanları, memnun olacak kimselerse, namaza kaldırmak sünnettir. Beni kaldır diye tembih etmişse, kaldırmak farz olur. Memnun olmayanları kaldırmak gerekmez.
DİZLERİNİ SERT YERE KOYAMAMAK
Dizlerinde ağrı olan bir kimse, dizlerini sert yere koyamıyorsa, namaz kılarken dizlerinin altına yumuşak bir şey, mesela sünger koyabilir. Mazeret olduğu için mahzuru olmaz.
ERKEKLERİN TÜLBENTLE NAMAZI
Arap ülkelerinde ve ülkemizin Doğu ve Güneydoğu illerinde, erkekler başlarına beyaz tülbent bağlıyorlar. Tülbendi, Araplar igal denilen bağ ile tutturuyorlar. Böyle namaz kılmak caizdir.
Arap ülkeleri çok sıcak yerlerdir. Beyaz renk güneş ışığını yansıtır. Belki de onun için başlarına tülbent takıyorlardır, üstelik ince ve hafiftir. Bununla da namaz kılmak caizdir.
SERT YATAKTA NAMAZ
Somya veya sert yatak üzerinde, namaz kılmak caizdir.
PANTOLONLA NAMAZ
Kadın, pantolonla namaz kılabilir. Örtünün dar olması veya bol olsa da, herhangi bir avret yerine yapışıp, uzvun belli olması, namaza zarar vermez, fakat böyle başkalarına karşı örtülmüş olmaz. (S. Ebediyye)
Pantolon erkek kıyafetidir. Kadın giyemezse de, herhangi bir sebeple giyilmişse, pantolon üstüne bir etek giyerek kılmak uygun olur.
SECCADEYİ AÇIK BIRAKMAK
Namazdan sonra seccadenin açık kalması caizdir. Kapatmak veya kenarını kıvırmak gerekmez. Tozlanmasın, kirlenmesin diye kaldırmak iyi olur.
NAMAZI KAZAYA BIRAKMAMAK İÇİN
Namaz vakti çıkmaya yakın, semavi özür olmadan eli kanayan, namazı kazaya kalmaması için Maliki'yi taklit edip namaz kılabilir. Namazı kazaya bırakmak haramdır. Namazı kazaya bırakmamak için taklit caizdir.
NAMAZ KILDIĞINDAN ŞÜPHE ETMEK
Namazı kıldığından şüphe eden kimse, vakit çıkmadıysa, o namazı tekrar kılar. Vakit çıktıysa artık kılması gerekmez.
HARAM ELBİSEYLE NAMAZ
Bir erkeğin yanında çalınmış elbise ve ipek varsa, bunlarla namaz kılmak caiz olmadığı için namazını kazaya mı bırakması doğru olmaz. Namaz kazaya bırakılmaz. Özürsüz namazı kazaya bırakmak büyük günah olur. İpek elbiseyle namazını kılar.
İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki:
İpek ve gasp edilmiş, çalınmış elbiseyle namaz kılmak tahrimen mekruhtur. Hiçbir şey bulamayan bir erkeğin, yalnız ipek bulunca, ipek elbiseyle namaz kılması lazım olur. (Redd-ül-muhtar)
KAMET OKUNDUKTAN SONRA
Peygamber Efendimiz, “Farz namaz için kamet okununca, artık başka namaz kılınmaz” buyurunca, oradakiler, “Ya Resulallah, sabahın iki rekât sünneti de mi kılınmaz” diye sorduklarında, “Evet, sabahın iki rekât sünneti de kılınmaz” buyurduğu bildiriliyor. Kamet okunduktan sonra niye namaz kılınmadığını Âlimler bu Hadis-i Şerifi şöyle açıklıyorlar:
Cemaatle farz namaz kılınırken sünnet kılmaya başlanmaz, hemen cemaate uyup farz kılınır demektir. Onun için cemaate geç gelen, sünnete hemen başlamamalı, farzı kıldıktan sonra o sünneti kılmalıdır. Ancak bundan sabah namazının sünneti ile ikindinin sünneti hariçtir. Sabah namazının kuvvetli sünneti farzdan sonra kılınmayacağı için, mümkünse, farza yetişebileceğini iyi anladığı takdirde, caminin girişinde cemaatten ayrı bir yerde kılmalı. Buna da imkân yoksa bir direk arkasında kılınabilir. Cemaatin arasında kılınmaz.
Allahü Teâlâ cümlemizi namazını kılan, din kardeşlerine yardım eden ve onları incitmeyen kullarından eylesin. (Amin)
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum