Âdem (a.s)’den sonra yeryüzünde çoğalan insan nesli, çağların hemen herdöneminde; toplu halde yaşayabilmek için, şehirler, medeniyetler ve idarimekanizmalar kurdukları herkesçe bilinen gerçeklerdir. İnsanlar, idare edenlerile idare olunanlar olarak, iki sınıfa ayrılmış; bazı zamanlar olmuş,kimi idareedenler, idare olunanlara akıl almaz zulümler ve eziyetler etmekle,iktidarlarını ayakta tutmuş, lakin bu zulümleri nihayet bulmuş ve onlar,insanlığın mahşeri vicdanında, ebediyen mahkum olmuşlardır!... ilk çağlardaNemrut ve Firavun gibi!... Sonra ki devirlerde ise, Hitler ve Musollini vebenzerleri gösterilebilir.
Ancak, öyle zamanlar da olmuş ki;idare ettikleri tebaasıyla idare makamı arasında, adalet ve iyiliğe dairköprüler kuranlar da olmuştur. Bu kimi zaman bir Peygamberin eliyle, kimi zamanda ilahi ölçülerin izinden giden adil idarecilerin eliyle olmuştur. Ne var ki,her dönemde; iktidardan pay kapmak için, idarecilerin kapısında kapı kulluğuyapan insanların sayısı da bir hayli çok olmuştur. Bunların bir kısmımenfaatperest sıradan insanlar iken; bir zümresi ise ilim deruhte etmiş fakatbasiretlerini kaybetmiş karanlık sözde münevverler olmuştur.
Günümüze bakıldığında da, hemenher iktidar zamanında; kırıntılardan pay kapmanın peşinde olanların çoğunluktaoldukları görülmektedir… Nerde sıcak ateş varsa oraya yerleşmeyi marifet bilenBel’am karakterli sahte münevverler de, ilmin kıymetini hiçe sayarak;idarecilerin gözüne girebilmek adına, olmadık tavizler vermekte, kılıktankılığa girmektedirler…
Zihniyetleri karanlık olan,buAvrupa kafalı nursuz münevverlerin; eylem ve söylemleri hiçbir zaman birbirini tutmaz, onlar bukalemun gibi, menfaatleri icabı renkten renge girmektenasla geri durmazlar! Hakiki manadaki münevverleri sevmez, onların arkasında yürümez,devşirdikleri yetkileri varsa onu kullanmakla; bu gibi nadide insanlara zararvermeyi adeta görev addeder ve bundan büyük haz duyarlar.
Günümüz Türkiye’sinebaktığımızda, bu karanlık münevverlerden (!) kalabalık bir ordunun olduğunugörmekteyiz. Kimileri yazılı, kimileri de görsel medyayı kullanarak; mütedeyyininsanlara zarar vermektedirler… Hata, ekmeğini yiyip suyunu içtiklerivatanlarına ihanet edecek kadar, İslam düşmanlarıyla iş birliği yapıp yoldançıkannursuz münevverlerin haddi hesabı yoktur denilse yerdir. Bu gün hiçalakası olmayan insanlardan,yöneticilerin gözüne girmek için bin bir suratagirmekle; yüksek makam ve mevkileri işgal etmeleri; bu ülkede, karanlıkzihniyetli münevverlerin (!) hala ne kadar etkin olduklarını göstermektedir!...
Bir İslam Âlim’inin deyimiyle,söz konusu bu Zulmetli münevverlerin elinden; hem Müslümanlar, hem deömürlerini Kur’an ve İslam yoluna vakfetmiş olanlar, büyük ölçüde zarargörmüşlerdir. Hata tarihin şehadetiyle sabittir ki; “Gerçekten baştaAvrupalılar ve onların bizdeki bedava yağdanlıkları olan Zulmetli münevverler;Osmanlı Devletinde istediklerini gerçekleştiremeyince, çareyi Osmanlı Devletiniiçten yıkmakta bulmuşlardı! (Doç. Dr.Ahmet Akgündüz/ Belgeler gerçekleri konuşuyor: c.5 sh: 101)Yani adamlariçimizdeki maço âşıklarını; altı küsur asırlık bir İmparatorluğun dağılmasıiçin,tüm imkânları seferber edip, devreye koydular!
O gün Reşid Paşa ve Mithat Paşagibi batının maşalarını devreye koyarak bu işi götürenler; bu gün de onlarınizinden giden sahte din bezirgânlarını kullanarak, idare mekanizmasınıdağıtmaya,insanlar arasına fitne ve fesat tohumlarını ekerek; huzurlarınıkaçırmaya çalışıyorlar. Elbette ki o gün onlara karşı, Ahmet Cevdet paşalar,Akifler, İskilipli Atıf efendiler, Mustafa Sabri ve Zahidü-l Kevser’i gibizatlar; söz konusu Zulmetli münevverlere ve onların tilmizlerine karşı büyükbir savaş başlatmışlardı. Fakat onların da birçoğunun akıbeti; Osmanlı hayatsahnesinden çekildikten sonra, ya sürgünde, ya da idam sehpalarında sonbuldu!...
Ne Zulmetli münevverlerin sonugeldi, ne de onlara inat insanları Hakka ve Kur’an’a davet edenlerin neslitükendi! Gelinen noktaya baktığımızda, birçok makam ve mevkiinin; emanete ehilolmayanmenfaatperest insanlar tarafından işgal edilmiş olmasıdır! Gerçekmanadaki vatanperver ve samimi insanların ise arka plana itilmesi;bize, geleceğedair iyi umutlar müjdelemediğini görüyor ve üzülmekteyiz. Her çağ ve zaman da,daima iki zümre insan olmuştur: “İdare edenler ve edilenler, iyiler ve kötüler,Hakperestler ve menfaatperestler,birde bu iki sınıf arasında, durmadan mekikdokuyan nursuz münevverler, yani batıl kafalar vs…….! Rabbimiz! Bizi Zulmetliama münevver geçinen, batıl cephesinin şer ordusundan muhafaza eyle. İşimiziasan kıl ve basiretimizi aç! Eylemlerimizi İmanımızın rehberliğinde olmasınısenden niyaz ediyoruz… 12 Haziran 2017/ 17 Ramazan 1438.
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum