Reklam Alanı

HİÇ OLMAK HİÇE SAYILMAK

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı
Günün aydın olmadığı sabahlara uyanıyoruz, gün batımı hepgudubet. Acının adı değişiyor sadece ülkemde başrolde kadın veçocuklar… Güzel geçmiyor Ramazan. Bir gariplik var, ölüm acılarınınümitsizliğe dönüştüğü anlar hakim hayatımda. Sizin de evinizden cenaze çıktı mıbilmem ama benim yasım var. Yaşını yazmaya elimin varmadığı Ceylin’i verdiktoprağa. Komşusunun evinde ölü bulundu, tabutuna küçük beyaz bir gelinlikkondu. Komşu evlerin bahçesinde saklambaç oynadığım yaştaydıCeylin, öğle yemeğinde salça ekmekle doyduğum, kötülük nedir bilmediğim, sonsuzgüven duygusuyla kuşatıldığım yaş. Çocuklar ölüyor, çocuklar ölüyor, dünyanınher yerinde çocuklar ölüyor! Geriye biz kalıyoruz, içimizdeki çocuksevinçlerini gömüyoruz toprağa, sadece et yığınından ibaret bizler kalıyoruzgeriye. Daha iyi bir gelecek ümidim yok benim. Neden sorusunayanıtımdır, kimsenin kimseye yok güveni. Komşu evlerinden çıkıyor çocukcesetleri. Çocuk ve ceset, nasıl soğuk bir ikili! Ve kadınlar, bizler… Hangimiz uğramadık tacize? Kaç kişiningözünü oymak istediniz ev veya okul yollarında, ya da zihinde kaç kişi boğdunuzgözyaşlarınızla? Çok, pek çok! Her yerde kadınlar için zordur yaşam bilirim amaŞanlıurfa’da kadın olmaktan bahsedeyim sizlere. Bir haber yayımlandı, bir aileye şiddet haberi. Kadın,çocuk, yaşlı ve engellileri maruz kaldığı bir şiddet haberi bahsettiğim. Birtelefon geldi, fotoğrafta kadının sütyeni görünüyormuş Şanlıurfa muhafazakarbir şehirmiş, bu fotoğraf yanlış olmuş muş muş… Derin bir nefes aldım. Saç diplerime kadar yandığımıhissettim. İtiraf ediyorum, kelimeler kelimelere değmeden seri bir şekildeküfrettim. “İçimden.” Sırtı yara içinde bir kadını görmek yerine sütyene gözütakılan bir canlıdan bahsediyorum. Ama kadın, ama şiddet….. Onların gözündeHİÇ, HİÇ! Hiç oluyorsun onlar için hiçe sayıyorlar. Boğuyor beni hiçlik,kayboluyorum, karanlıklara karışıyorum. KENDİNDEN BİLİYOR İŞİ Gelelim diğer hikayeye. Bir mağazada şahit oldum buna. 2 sevgili girdi mağazaya. 5dakika oldu olmadı birden bir uyarı geldi mağaza görevlisinden“Beyefendi sizidışarı alalım!” “Neden” diye sordu çocuk, garipseyerek. Merakla dinliyordum.Aldığı cevap şok etti beni: “Şuradaki beyefendinin nişanlısı kıyafet deniyor.Sizin burada olmanızdan adam rahatsız” 2 sevgili “Bu ne saçmalık” derken mağaza görevlisinden vahimbir açıklama daha geldi: Kadın kıyafet deniyor. Nişanlısı da o kıyafet denerkenburada başka bir erkeğin durmasını istemiyor. Zatendurmanız da yanlış.” Gülmekle ağlamak arasındaki o gelgitten sonra “İyi dekadının kafası kapalı, bir yeri açık da değil. Kabinde deniyor zaten. Ayrıcabenim sevgilim de burada. Başka kadınlar var diye o burayı terk etmiyor mu? Hayır”dedi delikanlı. Haklıydı. Ufak bir tartışmanın ardından terk ettiler mağazayı ben deduramazdım elbette orada. Çıktım hemen. Biliyorum garip geliyor hatta ‘Yok artık ya’ diyorsunuz amazihniyet bu! Kişi kendinden bilir işi! O adam sapık olmasa karşısındaki erkekleri de kendisi gibigörmezdi. Her erkeği kendi gibi zannedip aklınca koruma kalkanı oluşturuyor. Nişanlısı da o adamın elinden tutuyor! Ah biz kadınlar… Ne doğru bir tespitte bulunuyor Nazım Hikmet; “Ve kadınlar, bizim kadınlarımız … sanki hiç yaşamamış gibi ölen ve soframızdaki yeri öküzümüzden sonra gelen”
HİÇ OLMAK HİÇE SAYILMAK
Reklam Alanı

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.