Reklam Alanı

TOPLUMSAL YARA VE KAYIPLARIMIZ

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı
Vardım A……..u Ellerine, Çok acıdım hallerine! Nazar ettim yüzlerine, Mihmandarlıktan eser yoktu! Nerde İbrahim (a.s)’in Memleketi? Cömertliği, Sahaveti! Civanmert cömert milleti, Gurbetelde arar olduk!... (N.Y) Yukarıdakidizeler, misafirperverliğin göç ettiğine şahit olduğum bir halkarasındaüzüntüyle yazıldı! Evet, dert insana söylettirir sözü, bazı durumlarda ne kadarda güzel zuhur eder… Rivayet edildiğine göre, Hazreti İbrahim (A.S); misafirsizasla yemek yemezmiş. Hatta yollara çıkar ve gördüğü yoldaki yolcuları alıpevine getirir ve onlara izzet-i ikramda bulunurmuş!... Misafir bulamadığı günüise, oruçlu geçirirmiş… Pektabidir ki, Hazreti İbrahim’in (a.s); Cömertliği,sahavetive gece ibadeti sayesinde ALLAH nezdinde; Halilüllah (ALLAH’IN dostu)şerefine nail olduğu bilinmektedir... Tüm İslam toplumlarında, tarih boyunca;cömertlik teşvik edilmiş, gelen misafirlere izzet ikramda kusur edilmemesineözenle itina gösterilmiştir. Fakat o ruh, bu gün yara aldı mı derseniz? Evet, hemde çok çok aldı!... Hemöyle bir yara aldı ki, yıllarca aynı binada oturan komşular; birbirlerinitanımaz halde geldiler, herkes hanesine kapanık, ilgisiz, irtibatsız bir toplumhaline geldi insanlarımız. Aynı mahallede yaşadıkları halde, sokak rastlantısıselamından gayri; birbirlerinin evlerini görmez oldu komşular. Bir zamanlar butopraklarda, evleri tren istasyonuna yakın olanlar; son Tren geçmeyinceyekadar, evin o günkü aydınlatması her ne idiyse; asla söndürülmezdi. Çünkübiliyorlardı ki, son Trenden bir garip inerse; ışığı görünen ve istasyona enyakın evin kapısını çalacağını!... Hani o güzelim düşünceden, o güzelimmisafirperverlik aşkından; o güzelim İbrahim’i gelenek ve sünnetten eser kaldımı? Kaldıysa da çok nadir! Yaevine gelen yabancı bir misafirin önüne, ilkin kahve ve yanında da su koyup;şayet misafir önce suya davranırsa, aç olduğunu anlayan ve ev tarafına işaretedip, misafire yemek sofrası hazırlatan nadide insanlarımıza ne oldu? Onlarında ya nesilleri tükendi, ya da tükenmek üzere. Toplumsal yaralarımız vekayıplarımız, her taraftan bizi sarıp sarmaladı; öyle ki, İslam topluluklarındadahi insanlar birbirlerine güvenemez ve birbirlerinin gölgesinden korkar halegeldiler! Aş,iş, kasa ve kese ’den başka düşünemez hale gelmedi mi insanlar? Hani lüzumundanfazlası her şey beyhudeydi! ALLAH için sevmek ve ALLAH için buğzetmek prensibi,bu diyarlardan göç edeliden beri; Kur’an ve sünnet eksenli hayatlardan geriyebir şey mi kaldı zannedersiniz? İslam coğrafyasına bakın, sudan ucuz halegelmedi mi insanların kanı? Peki, dünyada itilen, kakılan, dövülen, sövülen;ülkesi yıkılan ve istila edilen, sürgün olunan ve zulmün alasına maruz kalanneden sadece Müslümanlar, hiç kafa yorduk mu bunun üzerine? İş lafa geldi mi,herkes laf ustası; peki, ya amel? Evet,yaralıyız, yara aldı bedenlerimiz; ruhlarımız, yaşantılarımız, eylem vesöylemlerimiz! Dünyanın en emin insanları Müslümanlar değil miydi bir zamanlar?Evet, Müslümanlardı. Çünkü o Müslümanların, söylem ve eylemleri birdi. Onlarbirbirlerinin dertleriyle dertlenir, hakka düşmanolanlara korku salar, mazlumve çaresizlere de umut olurlardı. Dünyada herkes yaşam hakkına sahiptirdüşüncesiyle, inşa ettikleri evlerin, Camilerin, Sarayların, kalelerin veburçların müsaityerlerine kuş evleri yapan Mimarlarımız göç ettikleri gündenberi; kuşların da ne can emniyetleri ne de insanlara olan güvenleri kaldı…Günümüzde, insanlardan daha; doğaya, ve dünyaya zarar veren başka kimse yoktur Betonyığınlarının, gökdelenlerin, deniz sahillerine sıfır eğlence yerlerinin veiçlerinde günah işlenen villaların; isyanda son sürat ilerleyen ve meçhulhedefler doğru koşan insanların çoğunlukta olduğu bir asırda yaşamaktayız!Özüne yabancılaşmış, geçmişine ve ecdadının tarihine bigâne, batıla hevesli vetaklitçiliğin her yerine sirayet ettiği nesillerin bol olduğu birsüreçtengeçmekteyiz. Evet, yara aldı her tarafımız, ticaretimiz, siyasetimiz;edep ve hayâmız! Fenerle arar olduk, hakiki manada hak dostlarını, edep veirfan sahiplerini… Karamsar olmamak lazım, lakin;toplumsal yaralarımızın kronikleşip kangrene dönüştüğünü kimse inkar edemez…Siz söyleyin değerli dostlar, iki kiloluk bir yorganı yüzünden atıp sabahnamazına kalkamayan insanlarınoluşturduğu toplumlardan; hakka ve hakikatdüşmanlarına korku salabilirler mi? İnsan yığınlarından kendilerini kurtarıp,insan ve Müslüman olabilmeyi başaranlara ne mutlu!... Rabbim! Bizi İslam’iİstikametten ve kulluğundan ayırma Âmin. 20 Kasım 2017
TOPLUMSAL YARA VE KAYIPLARIMIZ
Reklam Alanı

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.