Toplumda birkaç yıldır, ''Bu Z kuşağı nereye gidiyor'' sorusu dillere adeta pelesenk olmuş ve cevabını arıyor durumda. Genellikle bu kuşağın sosyal medya kullanımları göze çarpıyor ve bundan dolayı bir sürü eleştiriye maruz kalıyorlar. Özellikle Tiktok platformunda içinde bulunduğumuz toplumsal ahlaka aykırı bir profil çizdikleri aşikar. Elbette ki bu platform sadece bizde değil dünyanın genelinde etkisini sarsıcı bir şekilde hissettiriyor. Hatta önceki dönem ABD Başkanı Donald TRUMP özgürlükler ülkesi olarak nitelendirilen Amerika'da, bu platformun kapatılması gerektiğini savunmuştu.
Tiktok meselesi önemli, ancak daha da önemlisi bu gençlerin hak, adalet, özgürlük, eşitlik, insan hakları ve daha da özelinde kadın hakları konusunda ne söyledikleri veya ne söylemeye çalıştıkları. Bu gençlerin varsa eğer evrensel ahlak noktasında problemleri olabilir, ancak bir önceki cümlemde saydığım değerler noktasında sığ düşünceli, mukallit kafadaki insanlardan daha geniş, yapıcı ve aktif oldukları da göz ardı edilemez bir gerçektir. Kitle iletişim araçlarının olabildiğince geliştiği bir dönemde, dünyanın farklı coğrafyalarındaki aynı kuşak gençlerin birbirinden haberdar olması, birbirlerinin yaşamlarının zihinsel ve psikolojik olarak tatbik etmeleri, onlara yan yana hissi vermekte ve evrensel normların var olma ihtiyacını hep birlikte istemekte ve hissetmektedirler.
Toplumun bu kuşağa bakış açısı, dışlayıcı ve suçlayıcı bir dil kullanarak yaklaşmak yerine; ortak bir dil bularak ahlak ve aile kavramını yeniden tesis etmeye çalışmak olmalıdır. Ötekileştirici tavır, 70'li 80'li yıllarda ülkemize nasıl zararlar verip o dönem gençlerini nasıl kaybettiysek, şimdiki bu kuşak gençlerinin bu kötü nazarla kazanma imkanımız yoktur.
Değerler elbette önemlidir,
Ama unutmayın ki bu çocuklar uzaydan gelmedi.
Ortak dili bulalım!
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.
0 Yorum