Doğum ile birlikte başlayan, ölüm ile birlikte son bulan yaşam çizgisi ömür dediğin.
Bu süreçte neler sığar bir ömre. Çok şeyler sığar. Ömür sermayesi çok kısa, lüzumlu işler ise pek fazla.
Önemli olan, Rabbimiz tarafından bize bahsedilen bu ömür sermayesini faydalı şeyler ile geçirmek. Yoksa ne güneşi biz durdurabilir ne akıp giden zamanı. Bize düşen görev ise, yaratılan varlık içinde en değerli olan, en kıymetli olan bizler, bize tanınan bu paha biçilmez ömrü ne eserler sığdırabiliriz. Çok eserler bırakabiliriz. Bir çiftçi isek, ekilmemiş bir tarlayı sürüp çeşit çeşit ağaçlar ekebilir. Hem bu dünyada para kazanır hem de ahirette Sevap karşılığını alırız. Her bir ağaç, bir can gözü ile birlikte bakılmalı. Bir eğitimci isek, birçok insanın hayatına dokunabiliriz. Nice insanlar yetiştirip insanlığa faydalı bir birey kazandırabilir iz. Zaten, bu ömrün asıl gayesi de bu değil mi?
Faydalı insan olmak. Faydalı insan yetiştirmek.
Dünya bir handır. Bir kapıdan içeri girer, diğer kapıdan da çıkar. Çok uzun bir süre de yaşasak bile nasıl bir ömür geçtiğinden bile haberimiz olmadan geçiyor.
Madem, ömür bir su misali dereden akıp gidiyor ise, bu ömre insanlığa faydalı şeyler ile dolduralım. Onun için her dakika bizim için önemli. Bu hayatta. Zamanı boş, değersiz şeyler ile geçirmek akıl kârı değil. Bol bol kitap okunmalı. Elde ettiğimiz bilgi ve becerileri insanların hizmetine harcamayı bilmeliyiz. Yakıp yıkan değil, sürekli onaran bir insan olarak hayat prensibi ile birlikte yaşamalıyız.
İsyan ile değil, itaat dairesinde bir ömür.
Ebedi mutluluk mekan olan cennet, bu ömür sermayesi ile kazanılıyor. Varış yerine varmadan, tüm hayatın temelinde cennette layık bir birey olmalıyız.
Tabiatı yıkmadan ve insanların gönül dünyasında yer edinerek, bu dünyadan göçüp gitmek temennisiyle.
Kalın selâmet ile...
0 Yorum