Reklam Alanı

OTOGARLAR VE DÜNYA HAYATI...

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı

Yolculuğun başladığı ve sona erdiği, kimi zaman heyecanla kimi zaman hüzünle dolan mekânlar. Kimileri kavuşma umuduyla beklerken, kimileri bir vedanın burukluğunda kaybolur. Otogarlar, hayata dair küçük birer sahne gibidir; insanı yola düşüren amaçlar, sevinçler, kaygılar ve umutlar… Tüm bunlar o büyük kalabalığın içinde sessizce saklanır. Ve biz orada, sadece geçip giden yolcuları değil, aynı zamanda hayatın kendisini izleriz. 

Düşünsenize, her yolcu bir hayat hikâyesi taşır. Kimisi sıcak bir aileye, kimisi soğuk bir şehre, kimisi yepyeni bir başlangıca gider. Birileri otobüsten iner, memleketinden gelen kokuya hasret kalmış; diğerleri bavulunu sıkıca tutmuş, yeni bir şehirde hayata tutunmaya hazırlanmaktadır. Bu çeşitlilik, otogarları sıradan bir yerden çok daha fazlası yapar. Her otobüs, bir insanı sevdiklerine kavuşturur ya da başka bir yolculuğa başlatır.

İşte otogarlardaki bu gelip gitme hali, bana hep dünya hayatını hatırlatır. Hayat da tıpkı otogarlar gibi; her an birilerinin geldiği, birilerinin ayrıldığı geçici bir durak. Dünyaya gözlerimizi açtığımızda "merhaba" deriz, ama vakti saati geldiğinde, bu duraktan ayrılmak da kaçınılmaz olur. Kimse bu dünyada kalıcı değildir. Burası, sonsuz bir yolculuğun başlangıç noktasıdır belki de. Tıpkı otogarda bekleyen bir yolcu gibi, biz de bir gün kendi "otobüsümüzü" bekleriz; vakti geldiğinde, ebedi aleme yol alırız.

Bir otogarın kalabalığına karışmak, insanı hayattaki kendi geçiciliğini düşünmeye sevk eder. Kim bilir, o bekleme anlarında kendini bulan, hayattaki yolunu sorgulayan kaç kişi olmuştur? Herkesin aynı yerde olması, ama farklı yolculuklara çıkması, insanı kendi varlığının geçiciliğine derin bir bakış atmaya davet eder. Otogarlar bize şu gerçeği hatırlatır: Her şey gelip geçicidir. Dünya, otogarda bekleyen yolcuların kısa süreliğine buluştuğu o alan gibi bir duraktır; sonunda her yolcu kendi yoluna gider.

Otogarlarda, insanlar birbirine bir süre eşlik eder ama sonra yollar ayrılır. Bu birliktelik kısa, anlamlı, ama bir o kadar da geçicidir. Aynı otobüste yolculuk eden insanlar da, uzun bir yol boyunca yan yana oturur, birbirlerini tanır ve paylaşımda bulunurlar. Ancak otobüs varış yerine ulaştığında, her biri kendi yoluna gitmek üzere ayrılır. İşte dünya hayatı da böyledir; insanlar burada yan yana gelir, birbirlerinin hikâyelerine tanıklık eder, ama vakit geldiğinde kendi yolculuklarına devam ederler. Sevdiklerimizle olan o kısa ama anlamlı buluşmalar, otogarın o geçici huzurunda nasıl yüreğimizi ısıtıyorsa, dünya da böyledir. Sonsuz olana adım atmadan önce paylaştığımız tüm o anlar, hayatımıza sıcaklık ve anlam katar.

Bazen otogarda otururken, insanların bavullarıyla koşuşturmalarını izleriz; kimi sevdiklerine koşarken, kimi son anda yetişmeye çalışır. Kimisi de ağır adımlarla vedaya ilerler, belki içten içe geri dönmeyi umut eder. İşte dünya da böyle bir yerdir; herkesin kendi yükü, kendi hayalleri, kendi umutları vardır. Ama herkes, nihayetinde bir varış noktasına doğru ilerler.

Ve belki de otogarların büyüsünü oluşturan şey, bize bu dünyada hiçbir şeyin kalıcı olmadığını hatırlatmasıdır. Otogarlar, üstat Bediüzzaman Said Nursi hazretlerinin şu veciz tesbitini hatıra getiriyor: "Bu dünya ebedî kalmak için yaratılmış bir menzil değildir. Ancak Cenab-ı Hakk'ın ebedî ve sermedî olan 'Dâr-üs selâm' menziline davetlisi olan mahlukatın içtimaları için bir han ve bir bekleme salonudur..." 

Otogar, gelip geçiciliğin bir aynasıdır. Dünya da öyle; herkes bir gün kendi yolculuğuna çıkar, bir durakta sevdiklerini bırakır ve başka bir âleme doğru yol alır. Burası, hepimiz için bir bekleme alanıdır. Ve bu alanda geçirdiğimiz her an, yolculuğumuzun bir parçası olur. 

Afiyette kalın

OTOGARLAR VE DÜNYA HAYATI...
Reklam Alanı

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.