Toplum değer yargıları ile ayakta durur. Bu değer yargılarının temelinde din ve ahlâk vardır. Eğer, bir toplum inandığı din ve ahlâk değerlerine itimat edip bir yaşam sürer ise, ancak mutlu olur. Yani, inancı ile bir bütün. Sonun da mutlu bir birey, aile ve toplum olur. Aksi takdirde orta doğu toplumu. Yani, çalanların hırsızların hakim olduğu bir toplum.
Gelelim bugün ki, devlet ve toplum yaşamında bu değerlerin yaşam biçimine.
Hırsızlık, yolsuzluk dosyaları ile çalkalanıyor gündem. Haberlerini ana gündem maddesi bu. Bir yandan olumlu bir yandan da üzücü. Olumlu tarafı, hırsızlık ve yolsuzluk diz boyu. Devletin ve milletin malını nasıl çarçur edildiği. Hizmet bekleyen insanlar, nasıl soyulduğunu görüyor. Hem de karanlık bir senaryo dünyası çizilerek. Timsah gözyaşları dökülerek. Üzücü diğer tarafı ise, hırsızlık yapanlar, çalan değil mağdur olduklarını söylüyorlar. Evet, maalesef şimdiye kadar ne gördük ne de duyduk. Hırsızlık ve yolsuzluk yapanların yaptığı işte pişman olduklarını. Bunlar da ne hayâ duygusu var ne de utanma duygusu. Ne ar var nede namus. Yaptıkları ile şeref duyarlar. Günümüz de hırsızlık ve yolsuzluk kılıfları bulmak da çok zor değil. Şirket kurup bir gün de bankalar soyanları unutmadık. Kaç tane banka battı. Bu borçları hazine ödedi. Yani bu millet.
Yazık değil mi?
Hangi partiden olursa olsun çalan, hırsızlık ve yolsuzluk yapanlar be namustur.
Hangi cemaatten olursa olsun yolsuzluk yapan adam hayasızdır.
Hangi makamda olursa olsun hırsızlık ve yolsuzluğa göz yuman suçludur.
Velhasıl hırsızlık yapanlar, çalanlar, keyfi için bu milletin malını çalan çarpanlar kim olursa olsun Allah'ın laneti onların üzerine olsun.
Bu kadar aç, fakir fukara varken gözü duymayan hırsızların gözünü ancak toprak doyurur.
Çaldıkça daha da çalmaya çalışırlar. Asla pes etmezler. Çünkü, hırsızlık ve yolsuzluk onlar için bir şeref! Makamında bir yer.
Üzücü olan bir diğer durum ise, çalanlara alkış tutan geri zekalılar!
Onları baş tacı eden beyni kıt kişiler.
Gözleri var görmezler.
Kulakları var duymazlar.
Duydukları hakikatlere inanmazlar.
Çünkü, sırf "bendendir" inancı ile hareket ederler.
Yetimin ve masum insanların hakkını çalan her kim olursa olsun, ziyandadır.
Her amelin hesabı olacak, ölümden sonra.
Femen ye Mel miskale zerretin...
İlahi fermanı gereğince...
Asıl hesap ahirette olacak. Hiç kimse bu hesaptan kaçmayacak.
O gün de ve bugün de bu çalanların, hırsızların elimiz yakasında olmaya devam edecek. Asla pes etmeyeceğiz.
Kalın selâmet ile...
0 Yorum