Reklam Alanı

DİN SAHİBİ OLMAK

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı

Muhterem Kardeşlerim…

Her yazımızda olduğu gibi, sizlere önemli konuları öncelikle sahih kaynaklardan, Tam İlmihal Saadeti Ebediyye, İmamı Rabbani Hazretlerinin Mektubat, Hakikat Kitab Evinin İhlas Yayınlarından faydalanarak sizleri bilgilendirelim istiyoruz. 

Efendim;

Resûlullah Efendimize “İslâmiyet nedir?” diye sorulduğunda;

“Müslümanlık, Allahü Teâlâ’nın emirlerini büyük bilmek ve Allahü Teâlâ’nın mahluklarına acımaktır” buyurmuştur. 

Resûlullah Efendimizin bu Hadîs-i Şerifte gösterdiği ışıklı yolda ilerleyen insanlar, hangi kavimden, milletten, dinden olursa olsun, Allah’ın kullarının haklarına dokunmanın, ahirette büyük suç olacağını bilirler. Bunlardan kimseye zarar gelmeyeceğini tarihî vesikalar açıkça göstermektedir. 

İslâmiyet’te şahısların ve cemiyetin menfaatlerine çalışılmakla beraber, Müslümanların gayesi, bu menfaatlerden daha üstün ve ilahi bir şeydir. Menfaati düşünmek, lâzım ise de, bunu her gayenin üstünde görmek ayıp, kusur ve bir egoistlik olduğu gibi, dinden ayrı olan milliyet hissini her şeyin üstünde görmekle de, bu egoistlikten kurtulamaz. Böyle olan milliyet hissi ile hareket eden kimse, kendinin de o milletin içinde olduğunu düşünmüş, bunun için az çok egoistçe hareket etmiştir. 

Müslümanları harekete getiren maksat ise daha temiz ve necibdir. Her şeyin üstünde olarak, din için, Allah için çalışan her Müslüman, büyük bir aşk ve fedakârlıkla hareket eder. Milletinin yükselmesi daha kolay ve sağlam olur. Başka milletlere de zararı dokunmaz. Müslüman, her adımını Allah için atan, her hesabını Allah için yürüten bir insan demektir. Böyle bir insanın ne kendine, ne de başkasına zararı olamaz. Hâlbuki, dini ve Allah’ı bırakıp da, dinden ayrı olan milliyeti düşünenler, başka milletlere karşı, hakka ve adalete bağlı davranmayabilirler. 

Din sahibi olmak, Fransızların; “Chacun pour soi et Dieu pour tous”, "Herkes kendi menfaatini kollar ama Allah her kulunu kollar" atasözünde olduğu gibi herkes için faydalı olmaktır.

Arkadaşlık hukukuna riayet et 

Bir kimseyle yol arkadaşlığı yaparsan onun ayağınca yürü, hızlı yürüme. Öteye beriye sapma. Yol arkadaşını bırakıp da bir tarafa savuşma. Bir işle meşgul olup da bekletme. Arkadaşlık hakkını ve onun alışkanlıklarını gözet ki, senden hoşnut olsun. Ondan ayrılacağın vakit helâlleşip veda et ve elini sık. 

Hasta ziyaretine git 

Hastanın halini hatırını sormak görgü kuralıdır. Hastayı ziyaret ettiğin zaman odasına habersiz girme. 

İçeri girerken selâm ver, hastanın sağ yanına oturup elini okşa. “Neren ağrıyor, hastalığın nedir, şimdi nasılsın?” diye sor. “İnşâallah geçer” diye teselli et ve ümitlendir. Hastanın yanında çok oturma. İhtiyacı varsa elinden geldiği kadar yardım et. Eğer hasta ağır ve kendini bilmiyor veya doktor, kimse ile görüşmesini yasaklamışsa odasına girme, ev halkından haber al veya bir adam gönderip sordur: Hasta ziyareti insanî bir vazife olduğu gibi, sünnettir ve sevabı çoktur. 

Cenazeye katıl 

Akrabandan, dostlarından veya memleketin ileri gelenlerinden biri vefat ederse cenazesine katıl. Cenaze sahibine, evlat ve akrabasına orada hazır bulunanlara selâm ver. Vefat eden fakir ise cenaze masraflarına yardım et. Cenazeyi yaya olarak takip etmek sünnettir. Mazeretin yoksa mezara kadar yaya git. Cenazeye katılamıyorsan ailesine mektup yazarak başsağlığı bildir. Cenazede bulunmak ve cenaze namazını kılmak çok büyük sevaptır.

Allah'ın verdiği nimete dâima şükret. Musa Aleyhisselâm, münacatında, “Yâ Rabbi. Âdemoğullarına el, ayak, göz, kulak ve sair birçok nimetler verdin. Âdemoğulları bu nimetlerin şükrünü nasıl îfa edebilir?” diye sordu. 

Cenab-ı Hak ona şöyle buyurdu: 

“Yâ Musa. Verdiğim nimeti Benden bilip, kendi işinden ve çalışmasından bilmeyen kulum, ona verdiğim nimetin şükrünü eda etmiş olur. Verdiğim nimetleri kendinden ve çalışmalarından bilip, Benden bilmeyen kulum da nimetin şükrünü eda etmemiş olur. Kula lâyık olan gece ve gündüz Bana teşbih ve hamd etmektir.” 

Cenab-ı Hakkın ihsan buyurduğu nimetten fakirleri ve muhtaçları hissedar etmek şükürdür. Eğer kapına bir fakir gelirse, onun kalbini hoş et, öyle gönder.

Kendini iyice sıkıntıya sokmuş bir miskin gibi gözü aç; mal kıymeti bilmeyen, ilerisini görmeyen bir sefih gibi savurgan olma. Sana ait hakları belirle. Dostuna saygılı, düşmanına insaflı ol.

Sofraya oturmadan önce ellerini yıka. Sağ dizini dikip sol dizinin üzerine otur. Tabağın ortasından değil, kendi önünden ye. Sofrada sağa sola eğilerek yanındakileri rahatsız etme. Ağzında lokma varken konuşma. Ağzındaki lokmayı kimseye gösterme. Etrafına çok bakma. Ekmeği ısırıp yemeğe batırma. Vücudunun rahatını istersen az ye ve az iç. Sofradan kalkınca da az su iç. Cemaat içinde sümkürüp tükürme. Su içerken acele ile bardağı dikerek, hort hort içme. Vücuda zarardır. Yavaş yavaş arada nefes alarak iç. Ayakta su içme. Sıhhate zarardır. Bir kimse su isterken sen de isteme. Terli iken su içme. Gece uyanıp su içmek doğru değildir. Eğer çok susamışsan önce ağzını çalkala, sonra az iç. 

Allahü Teâlâ cümlemizi kendisine layık Kul, Habibine layık Ümmet eylesin inşaallah. (Amin)

DİN SAHİBİ OLMAK
Reklam Alanı

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.