Reklam Alanı

ŞEHİT METİN YÜKSEL'İ ANARKEN

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı

(Şehadet ’inin 46’nci yılında O’nu ve tüm şehitlerimizi rahmetle minnetle yâd ediyoruz) Şehit Metin Yüksel’in, İslam dinine olan bağlılık ve sadakatini, azim ve gayretini anlatmak/anlamak için bu mütevazı, köşenin dar geleceğini idrak etmekle birlikte; O’nun aziz hatırasına olan sevgi ve saygınlığımın bir ifadesi olarak azda kabul görmesini istirham ediyorum. Tarihler 17 Temmuz 1958 yılını gösterirken; doğu Anadolu bölgesinin, yaylaları serin, dağları dimdik, (şehit Metin Yüksel gibi) Kolongo (kolongo/külüng demektir. Kürtçe karşılığı: Turna demektir) Yaylasında, bir erkek çocuk müjdesiyle şereflenir Molla Sadreddin Yüksel’in ilim yuvası... Sadreddin Hoca, Türkiye’nin en büyük âlimlerinden biri olarak, Türkiye'deki İslami kesimin yakından tanıdığı ve saygı beslediği bir İslam âlimidir. Şehid Metin Yüksel’in muhterem validesi, Doğunun en tanınmış eşrafından Norşinli Şeyh Masum Efendinin kızıdır. Bu iki mümtaz ebeveyn; Metin Yüksel’i çocukluğunda, İslami bir terbiye ile donattıkları muhakkaktır. Nasıl ki temeli sağlam atılmayan binanın sağlamlığından söz edilemiyorsa, bahçıvanlığı samimi yapılmayan ağacında meyvesinin olgun olması beklenemez... İşte şehit Metin Yüksel; Sadreddin Hoca gibi bir babanın ve eğitmenin dizleri önünde hem ilk tedrisini hem de ilk İslami ahlakını almakla, dava adamlığına namzet olmayı şiar edindikten sonra bu şuur ve idealist ruhla davasının yoluna baş koyar. Şehit Metin Yüksel 9 yaşına ayak bastığı bir dönemde (yani 1968), bu kutlu aile güneşin doğduğu yerden, payitaht'a hicret eder. Hicret; Mekke de İslam kadrosunun kemale erdiği bir zaman diliminde, Mekke ye sığmayan kutlu İslam davasını Yesrib’i Medine yapacak göçün şerefli ismidir. Yüksel ailesi de Bitlis ten Pahitaht/İstanbul’a, belkide böyle bir aşk ve heyecanla hicret etmişlerdi. şehit Metin Yüksel; İstanbul’un Fatih semtinin Hüsam bey Mahallesi’ndeki Akşemseddin ilkokulunda ilköğrenimini tamamladıktan sonra, Sinan ağa Mahallesi’ndeki Gelenbevi Ortaokuluna kaydını yaptırır. Bu arada muhterem babasından Kur’an’ı kerim ve temel İslami bilgileri alırken, Ortaokulun ikinci sınıfına gelindiğinde, okulu devam ettirmek istemez ve okulu bırakır. Kalıbına sığmayan şehit Metin Yüksel; o dönem aktif olan İslami camiada yer almaya başlar. “O, yoluna şöyle bir sloganla başlamıştı: “Şahadet bir çağrıdır tüm nesillere ve çağlara.” Ve onun o samimi ve candan olan sloganı; o dönemde ona yakın olan İslami gençliğin heyecanına heyecan ve direnç katar. Yani, şehit Metin Yüksel; İslam’ın yeryüzünde yaşanılır bir din, toplumsal hayata hükmedecek bir nizam olması için, şahadeti kuşanarak yola çıkanlardan bir mücahit idi. Bir dönem, yani 1976'lara gelindiğinde, şehit Metin Yüksel, MTTB’nin içinde bir müddet İslami çalışmalarına devam eder. Ancak, MTTB’nin çalışma metodu ve hareket usulü Metin Yüksel’i tatmin etmez. O yıllarda yeni kurulma aşamasında olan Akıncılar Teşkilatı’nın şubesi açma izni çıkar ve bazı arkadaşlarıyla beraber Fatih Akıncılar Teşkilatını kurarlar. Artık Metin ve arkadaşları, bir taraftan siyasi çalışmalar yaparken, öbür taraftan da sosyal faaliyetlere devam ederler. Kısa bir zamanda Metin Yüksel’in çalışması ve azmi, Çarşı putlarının gölgesinde hayat sürenlerin rahatını kaçırmış olmalı ki; Metin Yüksel, dönemin sol grupları tarafından rahatsız edilmeye başlanır. Ama o, hiçbirine aldırmadan ve korkmadan, İslami çalışmalarına ve inandığı dava yolunda devam eder. Fatih Akıncılar Teşkilatı’nın bölgedeki çalışmalarını hazmedemeyen hukuksuzlar, Darüşşafaka lisesi ve Fatih İmam Hatip Lisesi öğrencilerini rahatsız etmeye başlarlar. Metin Yüksel ve dava arkadaşları, rahatsız edilen öğrencileri korumaya alırlar. 26 Ekim 1977 günü Darüşşafaka Lisesi önünde, Metin Yüksel ve üç arkadaşı 8 komünistin silahlarına hedef olurlar. Bu hain ve kalleş saldırıda Metin yüksele 3 kurşun isabet eder. Metin Yüksel davası uğrunda ilk gazilik unvanını alırken, pes etmiyor tabi ki, çalışmalarına ara vermeden hızla devam eder. Şahadet ve dava aşkıyla yanıp tutuşan Metin Yüksel’in, yaptığı/yapmış olduğu İslami faaliyetlerinden bu kez bazı aşırı sağ fanatikler rahatsızlık duyar ve ikide bir Metin’i tehdit ederler. Onun tehditlerden korkmadığını anlayan zavallılar, Metin Yüksel’i ortadan kaldırmakla, bu davayı bitireceklerini zannedip, gaflet ve nefislerinin zorbalık kamçılarına yenik düşerler. Derken desiseyle tuzak kurmayı planlarlar. Ama yanılmışlardı, çünkü gözlerini kapayan ancak kendine gece yapabilirdi. Allah’ın nurunu üfürülmekle söndürmeye hiç kimsenin gücü yemezdi ve yetmeyecekti. Evet, Memleketinden hicret edip İstanbul’a gelip yerleşen davalarının muhaciri olan bu aileyi; belki de Metin’lerini Şehit etmekle, çok üzmüşlerdi, doğru… Üzmüşlerdi çünkü Metin daha taze bir fidandı, birde sevindirmişlerdi çünkü, Şehitlerin ölümsüz olduklarının şuurunu taşıyorlardı! Ne dün ne bugün nede yarın; yeryüzü müstebitleri ve onların kapı kulları olan yalakaları unutmasınlar ki, Şehit edilmekle Metinlerimizin sonu gelmez. Varsa zindanları Firavunların, bilsinler ki bizde Yusuflar hiç tükenmez/tükenmeyecektir. Şehit Metin Yüksel, o genç ve kısa ömrüne rağmen, ardından gelecek olan İslam davetçileri için, aşktan bir meşale yaktı ki, o meşalenin ismi: “Şahadet bir çağrıdır nesillere ve çağlara.” meşalesiydi!... Fatih semtinde Metin Yüksel’in çalışmalarını durduramayacaklarını anlayan kavmiyetçi güruh; O’nu ortadan kaldırma planlarını yapmakla şeytanın oyununa yenildiler. Çünkü Metin onların fatihteki çalışmalarının önündeki en büyük engeldi ve bu engel ortadan kaldırılmalıydı. 23 Şubat 1979’ın bir Cuma namazı çıkışında; kırılası eller, Metin Yüksele ateş ettiler. Hainane bir pusu kurmuşlardı. Çünkü hainler korkak oldukları için, hep hasımlarına arkadan vurmayı tercih edip saldırmayı yeğlerler. Ve bu hain saldırıda, Metin Yüksel şehit edilir. Mekânı cennet olsun. Metin Yüksel’i şehit edenler; milyonların vicdanlarında mahkûm edilirlerken, sevenlerinin kalplerinde de “METİN CE” bir yer ayırdılar. Gönlümüzdesin ey şehit/matemlidir sensiz id. Unutmadan her Şubat seni anarız/gittin diye üzülme, bu yolda hepimiz Metin olarak varız!... Şehit Metin Yüksel ağabeyimize Allah’tan rahmet diler, bizleri de o kutlu yolda birer nefer kalmasını Rabbimizden niyazımdır. 

Şubat ayı şehadet ve şahitlik ayıdır!

Kalın sağlıcakla efendim.

ŞEHİT METİN YÜKSEL'İ ANARKEN
Reklam Alanı

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.