Kıymetli dostlar hepinizi canı gönülden sevgi ve muhabbetle selamlıyorum. Nasılsınız iyisinizdir inşallah? Her daim iyi olun.
Dostlar bu hafta sizlerle yarın aramıza teşrif edecek olan on bir ayın sultanı, gönüllere ferahlık, toplumlara dayanışma ve empati duygusunu dolduran, Ramazan-ı Şerif’in gelişini kutlayıp üzerinde duracağız.
Ramazan ayı, İslam dininin sosyal yapı üzerinde dengenin korunması ve dayanışma mantığını canlandıran Recep ve Şaban gibi kutsal olan üç aydan birisidir. Peygamber efendimiz bir hadisinde, ‘Recep ayı girdiğinde “Allah’ım! Receb ve Şaban’ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan’a ulaştır.” diye dua etmiştir.’ (Taberânî, el-Mu‘cemü’l-evsat, 4/189 [3939]; Beyhakî, Şuabü’l-îmân, 5/348-349 [3534]).
İslam’da üç aylar manevi olarak insanların günahlarından arınabilmeleri için bir fırsat olduğu ve bu fırsatın Müslümanlar tarafından değerlendirilmesi gerektiği tavsiye edilmektedir.
Tövbe kapısının açık olduğu, yapılan sevapların katıyla verildiği, istenilen her şeyin yüce Allah tarafından kullarına ikram edileceği inancı diğer zamanlarda da olmasına rağmen üç aylarda ve özellikle üç ayların Ramazan ayıysa Müslümanların bir nevi torpilli olduğu bir ay ilan edilmiştir. Veyahut yüce Allah tarafından kullarına ikram edilmiştir. Bu bilinçte olunması bile insanın kendisine gelmesi için yeterli sebeplerdendir.
Devam edelim.
Dostlar Ramazan ayı, tarihimizden günümüze ülkemizde davul zurna ile karşılanıp başta oruç, sahur, iftar, mukabele, teravih, ramazan pidesi, ramazan şerbeti, komşuluk hakkı, akrabalık bağı, kırgınlıkların son bulması, rızkın bollaşması, empatinin artması, fakirin halinden anlanması, şeytanın bağlanması, cehennemin kapsının kapanması ve sosyal dayanışmanın meydana gelişiyle gönüllere ferahlık veren bir kutlu misafirdir.
Dostlar, şeytanın bağlanması demişken bir hususa dikkat çekmek istiyorum.
Ramazan ayında şeytan bağlanılıp cehennem kapısı kapanıyor ancak yine de oruçluyken öfkemize ve üslubumuza dikkat etmeliyiz. Biriyle tartışacağımız anda “Ben oruçluyum” diyerek kendinizi tartışmadan uzak tutarak yaşayacağınız kötü durumlar karşısında daha metanetli ve dikkatli olarak orucun manasına tam erişeceğimizi hatırlatmak isterim.
Yine devam ederek
Ramazan ayının kuşkusuz en önemli ibadeti İslam’ın beş şartından biri de olan Oruç ibadetidir. Oruç, insanın; nefsini dizginlemesi, nefsine tokat atması, iradesine en çok hükmettiği, Allah için fırsatım varken Rabbim senin için yemiyorum demenin, düşkün ve açın halinden anlamanın somut halidir. Oruç, dayanışmadır. Oruç, sıhhattir. Gerçekten öyledir. Birçok ülkede yapılan araştırmalar neticesinde orucun insan sağlığına gerekliliği ve faydalarını seminer ve konferanslarda saatlerce anlatan şahsiyetlere şahit olduk.
Oruç, ilk başta midemizin bakterilerden kurtulması için, vücudumuzun kendini yenilemesi için bir fırsattır.
Dostlarım, gelin bu Ramazan ayını kendimiz için bir milat ilan edelim.
Yaptığımız bütün yanlışlarımızdan dönüp pişmanlığımızı yüce Allah’a anlatıp af ve mağfiret isteyelim. Kırgın olduğumuz herkesi affedip kızgın olduklarımızı arayıp helalleşelim. Yapmak istediğimiz ama bir türlü vakit bulamayıp yapmadığımız bütün hayallerimiz ve hedeflerimiz için kollarımızı bu Ramazan ayında sıvayalım. Kötü alışkanlıklarımızdan kurtulmak için bu Ramazan ayını kendimiz için verilen bir fırsat görüp belki de yaşayacağımız son Ramazan ayı olacağını düşünerek mücadelemizi gerçekleştirelim. Pes etmeyelim. Kur’an-ı Kerim’in indiği bu mübarek ayda Kur’an-ı okumaya çaba gösterelim. Okumak bilmeyenlerimiz öğrenmek için mücadele edelim.
Son olarak buradan bütün çevreme ve bütün yakınlarıma hakkımı helal ettiğimi belirtip hepsini Allah için sevdiğimi hatırlatmak istiyorum. Herkesten de helallik istiyorum.
Rabbim, Ramazan ayını bizlere hakkıyla ihya edip nice Ramazanlara erişmeyi ve yine hakkıyla ihya etmeyi bizlere nasip etsin. İslam âleminin Ramazan’ı şerifini tebrik eder herkesi Allah’a emanet ediyorum. Kalın sağlıcakla…
0 Yorum