Arka Sokaklar dizisinin 700. bölümü için Şanlıurfa da çekimlerine karar verilmiş. Ancak Şanlıurfa'nın imajını gölgeleyecek görüntülerde Yine silahlar, yine çatışma, yine terör havası estirilmiş. Sanki bu şehirde her gün kan dökülüyormuş, her köşe başında silahlar konuşuyormuş gibi masasının başında bir senaryo yazmış senarist efendi.
Aynı ekip, yaklaşık sekiz yıl önce de bölgeye gelmiş, Harran’da IŞİD'in bölgeye hâkim olduğunu iddia eden bir dizi çekmek istemişti. Ancak o zaman dönemin kaymakamı bu artistlerle poz verme yarışına girmiş senaryoyu okuma zahmetinde dahi bulunmamıştı. Ancak o zaman oluşturduğumuz kamuoyu sayesinde buna engel olmuştuk.
Peki, ne değişti? Aynı zihniyet, bu kez töre cinayetleri bahanesiyle Şanlıurfa'yı yeniden kan, barut ve ölümle özdeşleştiren bir senaryoya imza attı.
Asıl merak ettiğim nokta şu: Yetkili merciler, bu senaryoyu okumadan mı onayladı? Bu dizinin, bölge insanını nasıl göstereceğini hiç mi analiz etmediler? Devlet, en ufak bir meselede ince eleyip sık dokurken, halkı rahatsız eden, Şanlıurfa'yı şiddetle özdeşleştiren bir projeye nasıl göz yumuldu?
“Şanlıurfa'nın tanıtımına katkı sağlayacak” diyenler var.
Neyin tanıtımı? Silahların gölgesinde bir şehir algısı mı?
“Sanat ve kültüre doyacağız” diyenlere soruyorum: Sizin sanat ve kültür anlayışınız sadece kan ve gözyaşından mı besleniyor? Şanlıurfa’nın anlatılacak o kadar güzel hikâyesi varken—aşk, aile, tarih, medeniyet—neden illa ki şiddet?
Bu dizinin 700 bölüm boyunca ayakta kalması da düşündürücü. İnsanlar gerçekten bu kadar kan ve gözyaşından mı besleniyor? Şiddet normalleştirildikçe, toplum da bundan etkilenmiyor mu sanıyorsunuz?
Bundan sonra Şanlıurfa’da dizi ya da film çekmek isteyen yapımcıların senaryoları, bölgeyi bilen uzmanların onayından geçmeli. Sanat ve kültür sadece çatışmayla anlatılamaz. Gerçek hikâyeler anlatılmalı. Şanlıurfa, kanlı bir senaryoların fonu değil, kadim bir medeniyetin mirasçısıdır!
0 Yorum