Dünyada sanayi devrimi ile başlayan kitlesel olarak insanların bir arada çalışmaya başladığı yıllarda yaşanan iş kazaları ve madenler de yaşanan toplu işçi ölümleri birtakım önlemler almak zorunda kaldı. İngiltere’de öncülüğünün maden işçilerinin yaptığı kitlesel iş bırakma eylemleri ile bir dizi yasal düzenleme yapmak zorunda kaldı. İngiliz hükümeti ve daha sonra dünyanın birçok yerine yayılan aynı tarzda eylemsellikler sonucu hükümetlerin önlemler almak zorunda kalması ile ortaya çıkan işçi güvenliğine yönelik önlemler bugüne gelindiğinde ise çalışma ortamının güvenli olması verimliliğin artırdığını kanıtlandı. Ancak bu önlemler dizisi sadece daha fazla kar ve daha fazla üretim için kullanılmaya başlandı.
Tarihsel süreç olarak bakıldığında işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda dünyanın neredeyse 2 asır gerisinde kalmıştır. Bu yüzden de Türkiye’de iş kazaları konusunda dünyanın en kötü siciline sahip ülkelerden birisidir. 2013 yılında çıkartılan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile Türkiye’de de bir dizi önlem alınmak zorunda kalınsa da bu yasanın tam anlamı ile uygulanması 12 yıl sürdü. Sahada bunun etkin bir şekilde uygulanması o kadar da kolay olmayacak gibi duruyor. Bu kadar önemli bir konunun yıllardır yarım yamalak sürdürülmeye çalışılması, denetimsizlikler iş yerlerinde iş sağlığı ve güvenliği meselesinin sadece kâğıt üstünde kalmasına veya çok sınırlı bir alanda uygulanmasına sebep oldu. Bu konuda kapsamlı bir uygulamanın hayata geçirilmesi ise daha uzun yıllar sürecek gibi duruyor.
2013 yıllında yasa çıkarıldı ancak bu yasanın kimler tarafından uygulanacağı ise bir muammaydı. Bununla ilgili önce bir alt yapı oluşturulması, gerekli donanımda insan yetiştirilmesi gerekirken kamuda prim gün sayısı, mühendislikler ve teknik bölüm mezunları basit sınavlar ve mülakatlarla İş Güvenliği Uzmanı oldu. Ancak bu alanda geçen yıllarda hiç de unutulmayacak onlarca büyük iş kazası ve işçi ölümüne sebep oldu. Yasanın çıkarılmasından ve bir kısmının uygulanmasından sadece 5 ay sonra Soma’da adeta bir işçi katliamı yaşandı (301 can yitirildi). Soma’da yaşana bu acı olay, aynı zamanda yasanın nasıl uygulanacağı konusunda bir sınavdı. Uzun yıllar süren mahkemeler sonucunda iş güvenliği uzmanı kusurlu bulundu oysa henüz yeni çıkmış yasa için yeterli bir alt yapı yoktu ve maden ocağında onlarca ihlalin olduğu yine bilir kişi raporlarına yansımıştı. Sonraki süreçte de Ermenek, Torunlar, Hendek gibi büyük iş kazalarında yine bütün sorumluluk iş güvenliği uzmanlarına yüklenmiştir. Ancak yasanın uygulanacağı koşullar yaratılmadığı için bu gibi durumlarda iş güvenliği uzmanları tüm sorumluluğun üzerine yıkılacağı günah keçileri haline getirilmektedir.
Elbette bir yasa çıkarıldığında bunun her alanda hızlıca kusursuz uygulanması kolay değildir. Ancak 12 yıl önce çıkmış ve geçen yıllarda işyerlerinde yaşanan binlerce ölümlü iş kazasının yaşandığı/yaşanmaya devam ettiği bir ortamda gerekli çalışmaların yıllardır yapılmamış olması ihmallerin olduğunu gözler önüne seriyor. 1 Ocak 2025 tarihi itibari ile 1 çalışanın dahi olduğu işyerlerinde uygulanması zorunlu hale getirilen İş sağlığı ve güvenliği yasası neler getirecek beraber göreceğiz.
0 Yorum