Reklam Alanı

ÜLKEMİZDEKİ STATÜ FARKI

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı

Dostlar hepinizi canı gönülden selamlamak istiyorum. Bu hafta sizlerle yine iç çekişlerimizden biri olan bir konuya dokunacağız. Beraber düşünmeye çalışıp beraber yorumlayacağız. Düşünce ve eleştirilerinizi mail veya yorum kısmından belirtebilirsiniz. 

Dostlar, ülkemizde birçok kurumda ve halkımızın içinde de insana insan olduğu için değil de statüsüne göre muamele edilmektedir.

Bir milletvekili, bir savcı, bir bakan veyahut bu minvalde yer alan statüler sırf statülerinden dolayı saygı, hürmet, değer vermek, dinlemek, yardımcı olmak kısacası bazı noktalarda genel anlamda olmasa da yağcılık yapılmaktadır. Evet, bahsettiğimiz statüler takdir ve yetkilerinden dolayı saygıyı, önemi atfeden ve hak eden statülerdir. Ancak bu statüler için tek değil genel manada insan oldukları için saygı ve önem gösterilmelidir. 

Hakeza bir çöpçü, bir çaycı, bir temizlik personeli veyahut köylü birisi ile iletişimimiz o şahsiyeti çok ciddiye almadan ikinci sınıf muamelesi yapıldığını çoğu kurum ve sosyal alanlarımızda görmekteyiz. Bu da bizim saygıda seçici olduğumuz hatta insanda seçici olduğumuzu gösterir. Evet, insanlara göre muamele yapılır, ancak statüsüne, mevkisine bakmadan insan olduğu için muamele yapılmalıdır.

Hastanelerde, okullarda, adalet saraylarında zenginin, başkanın, bakanın yakını veyahut güçlü birinin tanıdığı olduğunuzda işiniz jet hızında hal edilmeye çalışılmaktadır. Hülasa, yaşlı, üstü başı toz içinde bir vatandaş bu tarz kurumlarda ikinci sınıf ve üsten bakış açısı ile yaklaşım gözlerimizle şahit olmasaydık inanmayacağımız muamelelerle karşı karşıya kalmaktadırlar.

Toplumumuzda genel olmakla beraber çoğunlukla zengine verilen değer fakirlere verilmemektedir. Bu mantık kast sistemini de ortaya çıkarmaktadır. Resmiyette olmayan ancak davranışlarda gözlere serilen bir kast sistemiyle karşı karşıyayız. Daha önceki yazımda da belirtmiştim. Ülkemizde gizli kast sistemi başlığı altında detaylı bir anlatım ile bu hususa açıklık getirmiştik.

Bizler ne olursak olalım makam, mevki, şan ve şöhretin hepsinin geçici olduğunu unutmayalım. İnsanlara sırf insan olduğu için değer verip insanca yaklaşmayı kendimize bir görev olarak belirleyelim. 

Bir devlet kurumunda işi olan köylü amcamız, bir hastanede hastalığı için derman arayan Türkçe bilmeyen Kürt teyzemiz, bir okulda evladı için elinden gelen her şeyi yapmaya çalışıp öğretmen, idare ile görüşmesinde okuma yazması olmayan dayımıza kadar sırf insan olduğunu düşünüp onları da başımızın tacı edip saygı, hürmet ve yardımcı olmamız insanlığımızın en basit göstergesidir.

Devam edelim,

Zengin her daim fakirin emeği sayesinde zengin olur. Milletvekili, halkın oyu sayesinde o makama erişir. Gördüğünüz üzere Yüce Allah başta daha sonra sistem bütün insanları birbirine muhtaç şekilde var etmiş durumdadır. Belediyede işi olan dayıya göreviniz olmasına rağmen size bir getirisini düşünmediğiniz için hal edeceğiniz işini hal etmeyip onu başınızdan salmanız insanlıktan nasibinizi almadığınızı  gösterir. 

Statülerin geçmediği günü aklımızdan çıkarmadan bütün insanlara sırf insan olduğu için yaklaşalım. O zaman dünya daha çok yaşanacak bir yer olacaktır.

Yazımızı Abdürrahim Karakoç’un bu haftaki yazımıza nispeten bir şiiriyle bitirmek istiyorum.

 

İSYANLI SÜKUT 

Gitmişti makama arz-ı hâl için

'Bey' dedi, yutkundu, eğdi başını.

Bir azar yedi ki oldu o biçim..

'Şey' dedi, yutkundu, eğdi başını.

 

Kapıdan dört büklüm çıktı dışarı

Gözler çakmak çakmak, benzi sapsarı...

Bir baktı konağa alttan yukarı

'Vay' dedi, yutkundu, eğdi başını.

 

Çekti ayakları kahveye vardı

Açtı tabakasın, sigara sardı

Daldı.. neden sonra garsonu gördü

'Çay' dedi, yutkundu, eğdi başını.

 

İçmedi, masada unuttu çayı

Kalktı ki garsona vere parayı

Uzattı çakmağı ve sigarayı

'Say' dedi, yutkundu, eğdi başını.

 

Döndü, gözlerinde bulgur bulgur yaş

Sandım can evime döktüler ateş

Sordum: 'memleketin neresi gardaş? '

'Köy' dedi, yutkundu, eğdi başını.

 

Yürüdü, kör-topal çıktı şehirden

Ağzına küfürler doldu zehirden

Salladı dilini.. vazgeçti birden,

'Oyyy' dedi, yutkundu, eğdi başını.

 

ÜLKEMİZDEKİ STATÜ FARKI
Reklam Alanı

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.