Reklam Alanı

İMANIN İKİ TEMELİ

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı

Dünya hayatının sonucu ve amacı Ahirettir.  Dinin amacı ise hem Ahiretin tarlası durumundaki dünyada hem de ebedi hayat olan ahirette mutlu bir hayat kazanmaktır. Başka bir deyişle dünyada huzurlu bir hayat sürmek, ahirette de cehennemden kurtulup cennete kavuşmaktır. Bunun için Kur’an’ın çizdiği yol haritasını uygulamaya koymak gerekmektedir.

Kur’an’ın bu yol haritasında sürekli “iman ve salih amel” ikilisi üzerinde durduğu göze çarpmaktadır. İman, Kur’an’da anlatılan ve “iman esasları” olarak bilinen tüm hususlara inanmak demektir. Salih amel ise, davranışlarda gösterilmesi istenen Allah’ın emirlerine itaat, yasaklarından kaçınmak ve Allah elçisinin hayatında model olarak gösterilen güzel ahlaka sahip olmaktır.

İman esasları, “Lâilâhe illallâh Muhammedu’r-resulullâh” cümlesinde özetlenmiştir. Bu kutsi cümleyi dil ile ikrar ve kalben tasdik etmekle iman gerçekleşir. Buna göre imanın iki temeli vardır. Bu iki temel birbirine bağlıdır, ayrılmaz, kopmaz. Biri olmadan iman gerçekleşmez.

Birisi: “Lâilâhe illallâh”tır ki Allah’ı bütün sıfatlarıyla, meşiet ve icraatıyla ifade eder. Madem Allah’tan başka hiç bir ilah yoktur, yalnızca ilah olan Allah’tır, öyleyse bütün kâinatı O yaratmıştır; hiç bir şeye ihtiyacı yoktur, her şey O’na muhtaçtır; bütün nimetler O’nun eseridir; ibadet yalnız O’na yapılır; yalnızca O’ndan yardım istenir ve hakeza. Bu gerçekler de Allah’ın yaratıcılığına, Samed, Rahman, Rahim, Rezzak, Muîn... ilâ âhir, bildiğimiz isim ve sıfatlarını açıkça göstermektedir.

Diğer temel ise,“Muhammedu’r-resulullâh”tır. Allah’a inanan O’nun kitaplarına da inanmak zorundadır. Kitaplarına inanan, önceki kitapları içinde özetleyen en kapsamlı ve en son indirilen Kur’an’a da inanmak zorundadır. Kur’an’a inanan, Kur’an’ın kendisine nazil olduğu, sıkça kendisinden övgüyle söz ettiği, kendisine itaati emrettiği ve hatta açıkça ismiyle O’nun Resulullah olduğunu ilan ettiği Muhammed (ASV)’a da inanmak zorundadır. Kur’an’ın bir ayetini inkâr küfür değil midir? “Muhammedu’r-resulullah” ifadesi aslında Kur’an’ın bir ayetidir. (Fetih suresi, 29. ayet)

Kur’an’a inanıp Muhammed (ASV)’a inanmadığını söyleyenler çelişki içindeki yalancılardır. Kur’an’a gerçekten inanan bütün ayetlerine ve dolayısıyla “Muhammedu’r-resulullah” ayetine de inanır. Ayrıca Kur’an’a inanmak, Kur’an’ı getireni de inanmayı gerektirir. Bu, aklî bir zorunluluktur. Çünkü söz konusu bu Kitabın, Allah’ın kitabı olan Kur’an olduğunu söyleyen ve hassasiyetle muhafaza eden Muhammed (ASV)’dır. Bu Kur’an O’ndan başkasına nazil olmadı, Kendi kendine gökten levhalar şeklinde de inmedi. Kur’an’ın “Kur’an” olduğu Muhammed (ASV)’ın beyanıyla sabit olmuştur. Demek ki Kur’an’ın Kur’an olduğunun delili yalnızca “sünnet”tir. Bu nedenle sünneti inkâr eden Kur’an’ı inkâr etmiş olur. Muhammed (ASV)’a iman etmeyen, Kur’an’a iman etmemiş demektir.

Tirmizi’nin rivayet ettiği “Her kim Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in Resulullah olduğuna şehadet ederse Allah o kimseye cehennemi haram kılar.” (Tirmizi, İman, 47, 17) mealindeki hadisin diğer bir rivayetinde “Lâilâhe illallâh diyen cennete girecektir” şeklinde yer almıştır. Öteden beri Muhammed (ASV)’a düşmanlığı meslek edinen ve Yahudi kaynaklı fikirlerden beslenen bir kısım zındıklar, kendileri Allah’a da Kur’an’a da inanmadıkları halde sırf fitne çıkarmak için bu rivayeti öne sürerek “Muhammed (ASV)’a inanmadan da cennete girilir” şeklindeki iddiayı Müslümanların arasına yaymaya çalışıyorlar. Oysa “Lâilâhe illallâh diyen cennete girecektir” sözüne inanıp delil olarak göstermek ve bu sözün sahibi olan Muhammed (ASV)’a inanmamak yine akılalmaz bir çelişkidir. Sözün sahibini inkâr edip sözünü delil almak aynı zamanda insanları aptal yerine koymak ve akıllarıyla alay etmek türünden büyük bir hakarettir. Ağacın meyvesine inanıp ağacın kendisini inkâr etmek gibi bir saçmalıktır. Muhammed (ASV)’ın Resulullah olduğuna inanmak, imanın aslî iki temelinden biridir dolayısıyla cennete girmenin şartıdır. O’na inanmayanların cehennemden kurtulmaları mümkün değildir.

Yahudiler Hristiyanlığı bozdular, gerçek İncil’i yok edip kendi ürettikleri uydurma İncilleri Hristiyanlara kabul ettirdiler. Aynı şekilde asırlardır İslam’ı ve Kur’an’ı da tahrif etmeye çalışıyorlar ama buna muvaffak olamadılar ve asla olamayacaklar. Ancak bir kısım cahil Müslümanların sünneti inkâr ettirerek itikadını bozmayı başardılar. Sünneti inkârın bir Yahudi projesi olduğunu bilmeleri ve bu sapkınlıktan dönmeleri gerekir. 

 

İMANIN İKİ TEMELİ
Reklam Alanı

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.