Merhabalar kıymetli dostlar hepinizi canı gönülden selamlıyorum.
Bu haftaki köşe yazımızda 6 Şubat depreminin yıl dönümü münasebetiyle dilimizin döndüğü, kalemimizin yazdığı kadarıyla birkaç hususu ele alacağız.
Dostlarım!
Deprem doğanın gerçekleştirdiği ve doğanın varlığının delili olan bir afettir. Depremler olmasaydı demek mantığa uymamaktadır. En basit gereklilik yeraltının birçok zenginliği fay hatlarının doğrudan veyahut dolaylı olarak desteklemiş olması sayesinde var olmaktadır. Bu yüzden depremsiz bir dünya olsun demek okyanusuz, doğal zenginlikten yoksun bir dünya demekten başka bir açıklamayı belirtmez.
Bundan iki yıl önce 6 Şubat 2023’te merkez üssü Kahramanmaraş olan güneydoğunun birçok ilini de kapsayan feci depremde bilenen kaynaklara göre 50 bin bilinmeyen kaynaklara göre de 100 binden fazla insan hayatını kaybetmişti. Birden fazla şehir yerle bir oldu. Bu deprem kimi araştırmacılar tarafından uzaydan yeraltına gönderilen sinyallerle tetiklendiği söylenmiş olsa da depremin var olmasının doğal olduğu kanısını çürütmeyeceğini hatırlatmakta fayda vardır. Çünkü yaşadığımı coğrafya fay hatlarının geçtiği bir coğrafyadır.
Dostlar, deprem insanı öldürmez. İnsanı öldüren tedbirsizlikler ve bilinçsizliktir.
Görülen üzere şiddetli depremde de inşaat sektöründeki bazı sütü bozukların malzemelerden çalması bazısının usulsüz yapı meydana getirmesi maalesef ki faturasını vatandaşlarımıza kesmiş oldu. Buradan tüm inşaat sektöründe yer alan vatandaşlara seslenmek istiyorum:
Unutmayın, yaptığınız yapılarda insanlar yaşamaktadır, birkaç kuruş fazla kâr edip birkaç kuruş az zarar etmek için insanların canı üzerinden pazarlık yapmayın. Sizin de başınıza gelebilir. Ve bunun hem bu dünyada cezası hem ahirette cezasının olduğunu da unutmamalısınız. Onun dışında malzemeler yüksek olmasından dert yanıyor olmanız bir şeyi tek etkilemektedir oda ev fiyatlarının uçuk vaziyette olmasını etkilemektedir. Konunun etkisinin çeşitliliği çok fazla olmasına rağmen sadece bir örnek vermek yeterlidir. En basit tabirle gençler kira bedelinden korktuğu için evlenmeyi dahi düşünmemektedirler. Bırakın ev almayı!
Devam edelim,
Dostlar, deprem döneminde yine tüm dünyaya hem iyiliğin örneğini hem de kötülüğün örneğini vermiş olduk. İyiliğin örneği bütün ülke seferber olup yaraları sarmaya çalışması dünya kamuoyunda da desteklerin artmasına sebep oldu.
Kötülüğün örneği ise maalesef ki iyilikte nasıl örnek olup takdir toplayıp en iyisi diyorsak kötülükte de aynı durum söz konusu olmuştur. Aramızda yaşayan bazı kötü niyetli şahsiyetler milletin evlerine girip eşyalarını çalmaya kalkışması mı deseniz, yetkililerin depremzedelere gönderilen yardımları stoklayıp sonradan satışa çıkarmasını mı desek daha niceleri.
İşte, biz böyle bir ülkeyiz.
Hem iyi yönden örneğiz hem kötü yönden örneğiz. Çünkü biz Türkiye’yiz. Bizim bizden başka kanayan parmağımıza yara bandı olacak ve yine bizi bizden başka kimsenin de arkadan vuramayacağını bilmemiz gerekmektedir.
Buradan tüm yetkililere seslenmek istiyorum!
Yüce Mevla’nın size sunduğu statünün hakkını veriniz. Halka hizmet hakka hizmettir mantığını gözeterek hiçbir şekilde usulsüz işlere müsaade etmeyiniz. Usulsüz işlere kalkışanları da lütfen cezasının çekmesini sağlayınız.
Depremde hayatını kaybeden bütün vatandaşlarımıza yüce Rabbimden rahmet dileyip geride kalanlara sabrı cemil ihsan etmesini niyaz ediyorum. Rabbim ülkemize ve bütün insanlığa bir daha böyle felaketler nasip etmesin. Yine oldu, afetlerle karşılaştık, afetlerden can kaybı yaşamadan içinden anlımızın akıyla çıkmayı bizlere nasip etsin. Kalın sağlıcakla…
0 Yorum