AİLE YILI

Kıymetli dostlar hepinizi canı gönülden selamlamak istiyorum. 

Nasılsınız iyi misiniz? Her daim iyi olun. 

Dostlar sizlerle bu hafta, son zamanlarda her dönem olduğu gibi bu dönemde de yerini alan aile bilinci üzerinde duracağız. 

Son günlerde haberlerde karşılaştığımız durumlar canımızı çok sıkmış olup ciddi manada üzüldüğümüzü belirtmek isterim. İşten eve gelip çocuklarını öldürüp intihar eden mi desen, cezaevinden çıkıp ailesini doğrayan mı desen…

Aile, dünyanın var olduğu ilk günden bu güne kadar önemini her alanda göstermiş bir kurumdur. Eğitim, gelişim, karakter gibi birçok alanın temel yapısı ailede atılmaktadır. 

İnsanın, cesaretini aile yapısındaki yaşam standartları belirler. 

İnsanın, olaylar karşısında duruşu soğukkanlılık ve anlayışlı yaklaşım biçimi aile yapısındaki iletişimi belirler. İnsanın, özgüveninin olup olmamasını yine aile yapısında insanının kendini tamamlamış olması belirler. 

Dostlar, aile yapısı bir toplumun en önemli katmanıdır. İnsanın hayat katmanları içerisinden aile katmanında eksi puanlı olması o insanın diğer hayat katmanlarında da olumsuz sonuçlar alacağını gösterir. 

İngilizler, eskiden beri bir yeri işgal edemeyeceğini anlayınca o yerin temel yapı taşlarını işgal etmeye çalışırmış. Bu da kurşun atmadan yeni topraklara sahip olduklarının gösterir.

Biz Anadolu insanı, aile deyince töre mantığı ile yaşam süren insanlarız. Türkler, Orta Asya’dan Anadolu’ya kadar töre sistemiyle ailenin kıymetini gözler önüne sermiştir. Kürtlerin, aile yapısı hala günümüzde örnek olarak gösterilmektedir. Büyüklere karşı saygıyı, küçüklere karşı sevgiyi bizlere kanıtlamışlardır. Bir büyük gelince nasıl oturup kalkılacağını en çok biz bu ülkede Kürtlerden öğrendiğimizi hatırlatmakta fayda vardır. 

Aile, insanın profilinin gerçek manada yüzde altmışlık oranının şekillendiği kurumdur. Eğitimin başlangıcı ailedendir. Davranışın başlangıcı ailedendir. 

Aile, dayanışmadır. Hatalarda yanında durmak olup desteklerini üzerinden esirgememektedir.

Aile, karşılıksız sevginin olduğu kurumdur.

Maalesef ki sanal dünyanın çok gelişmesi hem Türklerde hem Kürtlerde aile yapısına büyük manada tokat atmıştır. Evlatlar asi olmuş, eşler birbirlerine karşı ilgi duymamış vaziyette, yaşlıların çoğu cami yerine tiktok’ta olması acının büyüklüğünü göstermektedir.

Ebeveynler evlatlarının yanında yoksa o evlatlar hayatta ne kadar başarılı olursa olsun yine de içinde hep bir burukluk ve özgüvensizlik olacaktır. Tabii ailesi yanında olmadan kendini yetiştirmiş, geliştirmiş şahısların başarıları göz ardı edilmeden çok nadir olduğunu hatırlatmakta fayda vardır. 

Çocukluk yaşlarında aile içerisinde ebeveynler evlatlarını dinlemek yerine yargılayıp cezalandırması o bireyin gelişim çağında ve olgunluk dönemlerinde hayata karşı davranışlarında özgüven eksikliği ve duygusal travmalara sebebiyet doğurmuş olur.

Bu durumun yanlış anlaşılmasını istemiyorum. 

Bu şu olmuyor; çocuğunuz her türlü kötülüğü yaptığında arkasında duracağınız, her yanlışta sizin düzelteceğiniz, hırsızlık yaptığında affedeceğiniz, başkasına zarar verdiğinde sessiz kalacağınız anlamına gelmemektedir. Uyarıp, ceza verilmesi gerekiyorsa ceza verileceği ama ulu orta yerde ceza verilmemesi gerektiğini de hatırlatmakta fayda vardır. Cezalarınızda asla ama asla şiddet olmamalıdır. Şiddet en son seçenek olmakla beraber çocuğun hatasını, yanlışını anlayıp düzeltmeye çalıştırılması için göz korkutma yolu denenmelidir. 

Başlıkla baba figürüne değinmek istiyorum. 

Özellikle kız çocukları baba figüründen babalık duygusunu tam manada alamayınca kız çocuğu hayatının geri kalanında ciddi olarak kandırılma, güvensizlik ve yaralanma(buruk hissetme) ihtisaslarına duçar olur. Kız çocukları babası tarafından sevilmediğinde, sarılmadığında büyük sorunlar yaşamaya başlarlar. Ve kendilerine ilgi gösteren, sevgi veren iyide olsa kötü de olsa her insana çabuk kanıp sonunda yara almamaları kaçınılmazdır. Yine tabii ki istisnalar vardır. Ancak kaidenin bozulduğu görülmemiştir.

Babalar, işten gelince ellerine telefonu alıp bedenen evde olup ruhen başka bir diyarda olması bir vakitten sonra babanın yokluğu ve varlığının anlaşılmamaya başlandığı gözlemlenmiştir. Aynı durum annede de geçerlidir. Anne, sabahtan akşama kadar televizyon başında veyahut sosyal medya platformlarında zaman geçirip evlatlarına vakit ayırmaması yetişen evlatların vurdumduymaz, saygısız, suçlara teşvik durumunun fazla olduğu sarih şekilde gözlemlenmiştir. 

Annelerimiz, bir misafir geldiğinde misafirlerin önünde çocuklarına bağırıp çağırması çocuklarını aşağılaması çocukta büyük travmalara sebebiyet doğurur. Anne veyahut baba küçük çocukların yaramazlık yapmamaları için ellerine telefon, tablet, bilgisayar gibi teknolojik aletler vererek onları susturmaya çalışmaları yarın başlarına büyük sorunları alacaklarını hatırlatmakta fayda vardır. 

Çocukların oyun çağında teknolojik aletlerin kullandırılması çocukların zihinsel gelişimine büyük zarar vermekte olup çocuğun saldırgan ve şiddet içerikli davranışlar sergilemesinin önünü açmaktadır. Mühendisler tablet, telefon vs. daha nice teknolojik aletleri en basit şekilde üretmiş olup insanların hayatlarına sunmuştur. 

Çocukların, çocukluk yaşlarında oyunla uğraşmaları oyun oynayıp düşüp dizini kanatmaları gerektiğini hatırlatmakta fayda vardır.

Önemli bir durumda şudur ki babalar, eşlerine yani çocuklarının annelerine güzel davranmaması, kadının özel hissedilme gibi bir ihtisasının kalmaması o annenin o babanın evlatlarına ki kendi evlatları olmasına rağmen kötü davranma ve umursamama eylemini gerçekleştirdiği gözlemlenmiştir. 

Haram lokma muhabbeti de aile yapısını en çok etkileyen durumların başında gelen etkendir. Haram lokmayla yetişen bir insanın yaşadığı hayat ve yaşatacağı hayatın çokta iyi olduğunu söylemek yalan olur. Tövbe edip kendini helalle alıştırmış evlatlar bunun dışında kaldığını da hatırlatmakta fayda vardır. Veliden peli, peliden veli muhabbeti yine gözler önüne serilmektedir. 

Aile yapısının içerisinde en önemli husus ise ortak zamandır. Ortak zaman yani ailenin hep beraber buluştuğu alan olan sofra kültüründe herkes sofrada değilse o ailenin içerisinde büyük sorunların yaşanacağı kaçınılmazdır. Olabilir, iş saatlerinin uyuşmaması, ders saatlerinin farklı olması. Ancak ne olursa olsun hafta sonları en azından ortak zaman( sofrada beraber olma) durumuna önem gösterilmelidir. 

Dostlar, uzunca anlattıktan sonra gelin beraber dikkat edeceğimiz hususları da ele alarak bu haftaki yazımızı sonlandıralım.

AİLE OLMANIN MANASI

Haram lokmadan uzak durmak

Çocuklarımıza şiddetten sakınmak

Telefon ve teknolojik aletlerin kullanımını azaltıp ailecek aktivitelerimizi artırmak

Eşlerin birbirine karşı saygı ve sevgiyi bırakmaması

Ortak zaman- Sofrada buluşma muhabbetine dikkat etmek,

Çocuklarımızı başkalarının yanında rencide etmemek

Ebeveynlerin evlatlarını kendi malı gibi değil de insan olarak görmelerine özen göstermek 

Ceza işlemine geçmeden önce hatalarını telafi edip düzeltmelerine müsaade etmek. 

2025 yılının aile yılı olması münasebetiyle umarım toplumumuzda aile olmanın manasına tam şekilde kavramış olunup insanca yaşanılacak bir ömür dilerim.