Reklam Alanı

BİD’AT, ÂDETTE BİD’AT NE DEMEK?

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı

Muhterem Kardeşlerim…

Her yazımızda olduğu gibi, sizlere önemli konuları öncelikle sahih kaynaklardan, Tam İlmihal Saadeti Ebediyye, İmamı Rabbani Hazretlerinin Mektubat, Hakikat Kitab Evinin İhlas Yayınlarından faydalanarak sizleri bilgilendirelim istiyoruz. 

Efendim;

Bid’at, sonradan çıkarılan şey demektir. Sonradan çıkan şeyler ya âdette veya ibadette olur. Âdette bid’at, sevap beklenilmeden, dünya menfaati için yapılan şeylerdir. Âdette bid’at, bir ibadeti bozmazsa veya dinin yasak ettiği bir şey değilse günah olmaz.

Âdette olan bid’at, uçağa binmek, ceket giymek, çay ve kahve içmek, analar babalar günü tertip etmek gibi dinin yasak etmediği bir şey ise, günah değildir. İbni Âbidin hazretleri, “Yemek, içmek ve giyinmek gibi âdetlerde, değişik şekillerden çirkin, zararlı olanlarını kâfirlere benzemek niyetiyle yapmak tahrimen mekruhtur. Zararlı olmayanları, onlara benzemeye özenmeden yapmak, kullanmak mekruh olmaz. Resulullah efendimiz papaz ayakkabısı giymiştir” buyurdu. (Redd-ül Muhtar)

Peygamber Efendimiz kolları dar Rum cübbesi de giymiştir. (Tirmizi, Mevahib)

Resulullah Efendimizin ibadet olarak yaptığı, ezan okumak, cemaatle namaz kılmak gibi dinimizin şiârı olan sünnetlere Sünnet-i Hüda denir. İbadet olarak değil, âdet olarak yaptığı şeylere ise, Sünnet-i Zâide denir. Bina yapmakta, yiyip içmekte, elbisede, yaptığı ve kullandığı şeyler böyledir. Bunları yapmamak ve Âdette Bid’at olan, yani sonradan ortaya çıkan yenilikleri yapmak günah olmaz. (Hadika)

 

İbadette Bid’at, Peygamber Efendimiz ve dört halife zamanında bulunmayıp da, dinde, sonradan meydana çıkarılan, uydurulan inanışlara, sözlere, işlere, şekillere ve âdetlere denir. İbadetlere Bid’at karıştırmak büyük günahtır. 

Hadis-i Şerifte buyuruldu ki:

”Her Bid’at sapıklıktır ve her sapık da Cehennemdedir.” [İbni Asakir]

 

İbadete Bid’at karıştırmak, Allahü Teâlânın bildirdiği dinde noksanlık bulmak, koyduğu hükümleri beğenmemek, dini değiştirmek olur. İslam Âlimleri, Bid’ati, Bid’at-İ Hasene ve Bid’at-i Seyyie diye ikiye ayırmışlar, mektep, kitap gibi sonradan yapılan şeylere Bid’at-i Hasene demişlerdir. Hadika’da, “Böyle bir Bid’at, bir ibadetin yapılmasına yardımcı olduğu için, dinimiz izin verir” buyuruldu. İmam-ı Rabbani hazretleri ise, dinin izin verdiği böyle faydalı şeylere, Bid’at kelimesini bulaştırmamak ve bunlara Sünnet-i Hasene [iyi iş] demek gerektiğini bildirir. Sünnet, burada yol, iş demektir. Yolun, işin iyisi de, kötüsü de olur. Hadis-i Şerifte, Sünnet-i Hasene [iyi çığır] açanlar övülmekte, Sünnet-i Seyyie [kötü çığır] açanlar ise kötülenmektedir. (Müslim)

 

Kâfirlerin ibadet olarak yaptıkları şeyleri Müslümanların yapması caiz olmaz. Mesela papazlar, ibadet için zünnar kuşanır, haç takar. Müslümanların, böyle yapması küfür olur.

 

İbadetlerde yapılan Bid’at, günah, haram demektir. İyi günah olmaz. Âdetlerde yapılan Bid’atler ise, zaten günah değildir. Bunlara da “iyi Bid’at” denmez.

 

Faydalı Bid’at olmaz. O zaman Allahü Teâlâ’nın, hâşâ dinimizi eksik gönderdiği ve Peygamber Efendimizin de, faydalıyı, zararlıyı ayıramadığı anlamı çıkar. İmam-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki:

“Minare, okul, kitap gibi dinin izin verdiği faydalı şeylere Bid'at dememeli, Sünnet-i Hasene, yani iyi iş demeli. Dinin izin verdiği böyle faydalı şeylere, Bid'at kelimesini bulaştırmamalı ve bunlara Sünnet-i Hasene [iyi iş] demeli. Bugün kalbler karardığından, bazı Bid'atler faydalı görünse de, Kıyamette hepsinin zararlı olduğu anlaşılacaktır Hiçbir Bid'atte fayda yoktur ve olamaz. Hepsinden sakınmak lazımdır.”

 

Buradan İmam-ı Rabbânî hazretlerinin, Bid’at-i Hasene’yi kabul etmediğini sanmak yanlış olur. O sadece verilen ismi uygun bulmuyor. Mesela Bid’at için pislik dense, “İyi pislik, kötü pislik diye ayırmamalı, yapılan iyi bir şey ise, ona Sünnet-i Hasene = iyi iş demeli, Bid’at ismini güzel işlere bulaştırmamalı” buyuruyor. 

Bir Hadis-i Şerif:

“Din adına uydurulan her şey Bid’attir, her Bid’at sapıklıktır; her sapıklık da, onu yapanı Cehenneme götürür.” [Buhârî, Müslim, İbni Mace, Nesâî]

 

İmamı Rabbânî hazretlerinin Sünnet-i Hasene dediği iyi iş demektir. Sünnet, burada yol, iş demektir. Yolun ve işin, iyisi de, kötüsü de olur. 

Bir Hadis-i Şerif:

“Dinimizde bir ‘Sünnet-i Hasene’ çıkaran [iyi çığır açan] bunun sevabıyla, onunla amel edenlerin sevabına kavuşur, o yolda gidenlerin sevabından da hiçbir şey eksilmez. Kim de, dinimizde bir ‘Sünnet-i Seyyie’ çıkarırsa [kötü çığır açarsa] bunun günahıyla, bu yolda gidenlerin günahı, ona da verilir, o kötü yolda gidenlerin günahından da hiçbir şey eksilmez.” [Müslim]

 

Bid'at, sonradan çıkarılan şey demektir. Bunlar, ya âdette veya ibadette olur.

 

Âdette bid'at: Sevap beklenilmeden, dünya menfaati için yapılan şeylerdir. Âdette Bid'at, bir ibadeti bozmazsa veya dinin yasak ettiği bir şey değilse günah olmaz. Âdette olan Bid'at, ceket, pardesü giymek, çay ve kahve içmek gibi, dinin yasak etmediği bir şey ise, günah değildir. Peygamber Efendimizin papaz ayakkabısı da giydiği Redd-ül-Muhtar’da yazılıdır. Bir kere de Rum cübbesi giydiği, Tirmizî’deki Hadis-i Şerifte bildirilmiştir.

 

İbadette Bid'at: Resulullah'ın ve dört Halifenin zamanında bulunmayıp da, dinimizde, sonradan meydana çıkarılan, uydurulan inanışlara, sözlere, işlere, şekillere ve âdetlere denir. İbadetlere Bid'at karıştırmak büyük günahtır. Bid’atleri, Sünnet diye işlemek haramdır. Bunların hepsini din diye, ibadet diye uydurmak veya dinin önem verdiği şeyleri, “Dinden ayrıdır, din buna karışmaz” demek Bid'attir. Bid'atlerin bazıları küfür, bazıları büyük günahtır.

 

Bugün birçok Bid’at Sünnet gibi, hattâ farz gibi işlenmektedir. Hâlbuki Peygamber Efendimiz, [Ramuz’daki bir Hadis-i Şerifte] “Bidat sahibi, Cehennem köpeği olacaktır” buyurdu. Yani, köpek şeklinde Cehenneme atılacaktır. (Dıyâ-ül-Kulûb)

 

O hâlde ibadetlerde Bid’atten çok sakınmalıdır.

 

İslam Âlimleri, ameldeki, ibadetteki Bidatleri, Hasene ve Seyyie diye ikiye ayırmışlardır. İmâm-ı Rabbânî hazretleri, İslam Âlimlerinin Hasene dedikleri Bidatlere Bidat dememiş, Sünnet-i Hasene demiştir. Bidat-i Seyyie dediklerine ise, Bidat demiş, bunları çok kötülemiştir.

 

Allahü Teâlâ cümlemizi kendisine layık Kul, Habibine layık Ümmet eylesin. (Amin)

 

BİD’AT, ÂDETTE BİD’AT NE DEMEK?
Reklam Alanı

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.