"Dünya bir gelindir ve bu gelin kimseyle nikâhlanamaz…
Bu dünya hayal içinde bir hayal, rüya içinde bir rüya,
kabus içinde bir kabus, zindan içinde bir zindandır...
Hayat bir yolculuktur. Bu yolculuğu layıkıyla içselleştirenler, menzile varırlar."
(Mehmet Sabri Genç; Dünya Bir Gelindir)
İnsan, dünyaya aldanıyor. Dünya ile aldanıyor. Dünya için, dünyası için, dünya ile aldatıyor. İnsanın dünya ile ilişkisi, insanı, insanlıktan uzaklaştırıyor. Oysa insan, dünyaya beşerden insana doğru bir yolculuk yapmak üzere gönderilmişti. İnsanın dünyadaki yolculuğu varlıktan var oluşa, maddeden manaya, arazdan cevhere, geçici olandan kalıcı olana bir yol olmalıydı ki beşer halini insan haline ulaştırabilsin. İnsan için, mesele insan olmaktı, insan kalmaktı, insan olabilmekti, insan ölebilmekti. Heyhat, olmadı, insan dünyaya aldandı, dünya ile aldattı…
İnsanın, insanlığından uzaklaşması, temiz olan insan halinden kirli olan beşer haline dönüşmesi, kirlenmesi; dünyaya aldanmasının, dünyevileşmesinin, dahası başkalaşmasının sonucu. Dünyaya aldanan, dünyada kalan, dünyada boğulan; merkezinde dünyadan başka bir şey olmayan beşer/insan dünya ile aldatarak dünyaya aldanarak, aldanmıştır…
Dünya! Önünde sonunda kalacak olan iki hece: dün ya! İnsan asıl belledi dünyayı, dünya için hayatını karartı. Dünyada yaşadı ama hayat bulamadı, hayat sunamadı, hayat olamadı. Çünkü dünyaya aldandı, dünya ile aldattı. Herkesin, herkesi, dünyayla aldatarak herkesleştirdiği bir dünyada, kimsenin, kimsesi kalmadı… Herkes, yalnızdır ve herkes kimsesizdir artık. Çünkü herkes dünyaya aldandı. Dünyaya aldanan herkes pervasızca dünya ile aldatmaya başladı. Yazık, insan dünyaya aldanmamalıydı… Dünya ile aldatmamalıydı…
Sekülerleşmek; evet konforun, hazzın ve hızın her tarafımızı sardığı bir yaşamın içinde, sekülerleşmek, “bir oyun ve eğlence” olan dünyaya aldanmaktı. Tekâsür! Yüceler yücesinden bir nida çınlıyordu bütün çağlara ve insanlara: “Hayır, bilmiyorsunuz! Hayır, hiç öyle bildiğiniz gibi değil, bilmiyorsunuz, ileride bileceksiniz.” Neydi bilemediğimiz, neydi anlayamadığımız, neydi bütün çağlarda insanlığı, insanlıktan çıkaracak, insanı insana düşman kılacak, insanı insana şifa olmaktan, yuva olmaktan uzaklaştırarak, kimsesiz ve çaresiz bırakacak olan hakikat: “Çoklukla övünmek, sizi kabirlere varıncaya kadar oyaladı…” Dünyaya aldanma…
Çokluk duygusu; hep biraz daha arttırma, hep biraz daha çoğaltma, hep biraz daha fazlasına sahip olma duygusu. Aç gözlülük, çoğaltma yarışı kapitalizmin ekonomik adamının ızdırabı. Çokluk duygusunun yalnızlığını yaşıyor modern insan, daha fazlasına sahip olabilmek için paralıyor kendini. Çoğaltırken azalıyor, büyürken küçülüyor, arttırırken eksiliyor her geçen gün. Bedelin, fiyatın ve rantın peşindeki insan sahip oldukları ile acı çekmekten kurtulamıyor. Zavallı bir hal alıyor insan, yalnızlaşıyor, sahip oldukları mutlu kılamıyor insanı… Çoğaldıkça yalnızlaşıyor, biricikliğini yitiriyor, sıradanlaşıyor…
İnsan milyon sene yaşayacakmış gibi davranıyor. İnsan hep daha fazlasına sahip olmak istiyor. Aradığı her şeyi bu dünyada bulacağını zannediyor. İnsan dünyaya aldanıyor. Bilemiyor, olamıyor, bulamıyor... Boğazına kadar dünyaya battığının farkına varamıyor. Düştüğü çukurdan çıkmak istemiyor, hep daha da olsun istiyor, hep kendisinin olsun istiyor. Dünya hırsı ile dünya kadar derdi oluyor. Dünyayı yutmuş haliyle boğulduğunun, nefes alamadığının, kimsesiz ve çaresiz kaldığının farkına varamıyor insan…
Ne çok dünya kokuyor insan, ne çok dünyanın peşindedir. Çok fazla “dünya” için, “dünya”sını kurtarmak için, dünyaları karartıyor insan. İnsan için aslolan dünya değildi oysa. Bu kadar dünya kokmamalıydı, bu dünyaya, buraya bağlanıp, Öte’yi unutmamalıydı… Burada kalmaya, burada ölmeye mahkûm etmemeliydi kendisini. Öte’yi unutarak, dünyasını da ötesini de mahvedeceğinin bilincinde olmalıydı. İnsan kendine bunu reva görmemeliydi. Dünya derdinin dermanına bu kadar uzak olmamalıydı insan. Önünde sonunda “dün ya!” diyeceği bir dünya için dünyaları harap etmemeliydi… Dünyaya aldandı insan, dünyaya aldandığı için dünya ile aldatmaya başladı. Aldanırken de aldatırken de kendisini aldattığını bilemedi… Yazık, insan dünyaya aldanmamalıydı… Dünya ile aldatmamalıydı…
0 Yorum