Kasım Gülpınar’ın kentin reklam panolarını "Hoş Geldiniz" afişleriyle donatması, bir “geçiş stratejisi” olarak yorumlanmamalı. Bana göre, bu davranış daha çok makama ve Cumhurbaşkanı’na olan saygı ve sevgisini ifade etme çabasıdır. Bu tutum, şehrin çıkarları açısından olumlu sonuçlar doğurabilir.
SSK borçlarının bir emirle silindiği, ancak ardından belediyelerin maaş ödeyemez duruma düştüğü haberlerini izledik. Eğer "yuvana dön" çağrısı en üst merciden ve açık bir şekilde gelirse, Gülpınar’ın bu teklifi geri çevirmesi zor olur diye düşünüyorum.
Ancak bu durum, kendisini seçenlerin “tepki oylarına” ihanet anlamına gelir mi?
Kesinlikle.
Çünkü bu kesim aldatılmış hisseder. Üstelik bu, azımsanacak bir kitle değil.
Tepkileri ne olur?
Şehirde biriken gizli muhalefet enerjisinin daha da büyümesine neden olur.
Peki, başkanın bağımsız yönetim karakterine parti teşkilatı ya da adaylık sürecinde karşı çıkan milletvekilleri belediye yönetiminde etkili olabilir mi?
Sanmam.
Buna asla müsaade etmez.
Belki belediyenin tesislerinin teşkilata açılması gibi küçük dokunuşlarla sınırlı kalacağını düşünüyorum. Ama yine de bu sadece bir tahmin.
Teşkilat demişken, bir dönem TEMA Vakfı'nda birlikte çalıştığım İlhami Günbegi’den bahsetmek istiyorum…
Harran Ovası’ndan tahliye suyu örnekleri alıp TEMA’ya göndermiş ve analiz sonuçları ovadaki erozyonun korkunç boyutlara ulaştığını bize iletmişti. Aradan geçen 20 yılda, erozyon kısmen önlenmiş olsa da, bugün Harran Ovası maalesef bir beton ormanına dönüşmüş durumda. Çevreci Günbegi’nin Harran Ovası’na olan hassasiyetinin devam edip etmeyeceğini yakından takip edeceğiz.
Son olarak, yollarımızın kesiştiği Eyyübiye’ye de kısaca değinmek gerekirse; bir düşünürün dediği gibi, “Eğitimde Urfa’nın sorunlarını çözen, Türkiye’yi çözer.” Ancak bu düşünür, Eyyübiye’nin genel sorunlarını çözenin Urfa’nın sorunlarını da çözeceğini bilmiyor olabilir.
Tabi bunu en iyi siz bilirsiniz.
0 Yorum