Allah için yola çıkan kişinin, yarı yolda kalma ihtimali çok azdır. Mazlumun feryadına bigane kalmayanı, Allah yalnız yardımsız/ yardımcısız bırkamaz. Buna bir kere inanmamız lazımdır!
Allah için ve gönüllülük ruhuyla iş görüp, fedakarlık yaparken, hiç kimseden beklenti içerisine girmez/girmemelidir. Zira onun bekletisi Allah’ın rızası ve ikramından başka bir şey olmaz/olmamalıdır! Yaşadığımız çağda, modernite ve teknolojik gelişmelerin, insanların yaşam alanının her kademesine etki ettiği bir gerçektir. Bundan dolayı, yapamayacağız ve güç yetiremeyeceğimiz konularda; hiç kimseye söz vermemeliyiz. Çünkü üzerinde durulmayan her söz, sahibine nedamet getirir.
Zira hak ve insanlık için yola çıkan her gönüllünün, şu üç şeye özellikle dikkat etmesi gerekmektedir:
1- Üzgünken karar vermemesi,
2- Mutluyken söz vermemesi,
3- Kızgınken cevap vermemsi onun; daha güzel ve mutlu edici sonuçlara ulaşmasını sağlayacaktır.
Neden şu üç şey bu kadarı önemlidir derseniz?
Cevabı kısaca şudur:
Kişi, üzgün olduğunda sağlıklı düşünemediğinden dolayı, vereceği her bir karar onu daha fazla üzecektir.
Kişinin; mutluyken vereceği karar, orta yollu vereceği bir karar olamayacağı için; ileriki safhada onu üzüp, mahcup duruma düşürebilir. Çünkü söz, namludan çıkan mermi gibidir. Bir kez çıktı mı, geri dönüşü olmaz. Söz söylenmeden önce sahibinin esiridir, ama söylendikten sonra, sahibi onun esiri olur.
Bir de kişinin, kızgın olduğu durumlarda sorulan sorulara hemen cevap vermesi; onun yanlış ve hataların içine düşme ihtimalini yükseltir.
Gönüllü ve insanlık namına yola çıkan herkese şu üç şeye özellikle riayet etmelerini tavsiye ederiz. Yoksa, hem üzgün, hem mahcup, hemde yalancı durumuna düşmeleri kaçınılmaz olur! Siz, siz olun; birlikte yola çıktığınız yol arkadaşınızı, ölüm pahasına da olsa yarı yolda bırakmayın. Çünkü bırakan, bırakılır.
Kalın sağlıcakla efendim!
0 Yorum