Reklam Alanı

DURMUYOR ZAMAN, GEÇİYOR!

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı

“Ben zamanı gördüm, 

İçimde ve dışımda sessiz çalışıyordu…

Ben zamanı gördüm,

Kaç bakışta bozdu hayalimi,

Ve kaç düşüncede!..

(Ahmet Hamdi Tanpınar; Zaman Kırıntıları)

 

Dur ey zaman, ne olur dur biraz! Durmuyor zaman geçiyor. Geçen her an bizi biraz daha yaklaştırıyor ölüme. Zam/an kayıp gidiyor avuçlarımızın içinden. Anlamlandırabiliyor muyuz zamanı, anı, mekânı, insanı ve de kendimizi? Değerle buluşturabiliyor muyuz zamanı, yoksa zamanla değersizleşiyor muyuz? Akıyor zaman, geri döndüremiyoruz, geçiyor. Bizi bırakıp giden zamana karşı hiç bir şey yapamıyoruz, zamanın ardından sadece bakıyoruz. Geçiyor zaman…

Evet, azizim durmuyor zaman, geçiyor. Ve sen ve ben ve biz; zamanla oluyoruz ya da ölüyoruz. Bil ki azizim! Her şey ve herkes ve her an ve mekân; bir zaman içinde ol’uyor ya da ölüyor. Ve unutma azizim! ‘Ol’durmak ve öldürmek arasındadır zaman. Tüketiyorsak, zamanı, zamanı öldürülen bir hale getiriyorsak, zamanı öldürüyorsak, zamanla ölüyoruzdur. Öldüğümüz zamanda, ‘ol’mamızın imkânını bize sunacak olan, zamanı öldürmekten kurtarıp oldurmakta...

Durmuyor zaman, geçiyor. Tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar hız ve haz içinde yaşıyoruz, geçiyor zaman. Yoruyoruz zamanı,  zaman yoruyor bizi. Çürütüyoruz zamanı, zaman çürütüyor bizi. Tüketiyoruz, harcıyoruz, öldürüyoruz zamanı; zaman bizi tüketiyor, harcıyor, zamanla ölüyoruz. Çoğaltmıyor zaman bizi, bereketlendirmiyor hayatımızı, bereketlendirmeyince de çığırından çıkmış, kalbi yaralı hayatlar yaşıyoruz ve "zaman kötü" oluyor. Akıp gidiyor zaman, tüketerek canını okuduğumuz zaman, canımızı okuyor, tüketiyor bizi. Son/uç; c/anımız sıkılıyor. Çünkü anı yitiriyoruz, zamanı öldürüyoruz, zamanla ölüyoruz. Yitirdiğimiz “an”a, can katamadığımız için, yek pare bir an içinde, zamanı birleyemediğimiz için, anda zamana, parçada bütüne, kesrette vahdete ulaşamadığımız için zaman birleştirmiyor bizi, paramparça ediyor. Zamanla huzur bulamıyoruz, huzur olamıyoruz. 

Durmuyor zaman, geçiyor. Hayat baştan sona bir yolculuk, bir nefesle başlıyor bir nefesle bitiyor. Bütün zaman iki nefes arası kadar, geçiyor... Kıymetini bilmiyoruz, üzerine titremiyoruz zamanın, sevemiyoruz, geçiyor.  Zevk-i selimi yaşayamadan, kalb-i selime b/ulaşamadan, ruhu selim ile mut/lu olamadan nasıl kurtulabilir insan yaşamın kargaşasından… Durmuyor zaman, geçiyor. Ve insan; zamanı anlamadan, zamanı anlamlandıramadan anlayamayacaktır, yaşamı ve ölümü. Sahi azizim; insan anı, zamanı, mekânı ve insan olarak kendisini nasıl ahenge ulaştırabilir. Hadi azizim, zamana bak, zamanına iyi bak, zamanı anla, zamanla anla, anla ol, O’nla ol, her an var edenin adıyla var ol/an rahmeti ıskalama. 

Yaşayabildiklerimiz, yaşıyor olduklarımız ve kim bilir yaşayabileceklerimiz. Yaş(l)anıyor hayat. Bazen acı ya da tatlı, bazen hüzün ya da mutluluk. Bazen umut, bazen kapkaranlık umutsuzluğa dönüyor zaman. Durmuyor zaman, geçiyor. Bize düşen zamanla ve zamanda kendimizi bulabilmemiz, kendimiz olabilmemiz. Evet, Azizim, bil ki; Kendimiz olabilirsek, kendimizi bulabilirsek, kendimize demir atabilirsek ancak yaşadığımız zaman ve mekân bizimle ol’acaktır… Ve azizim unutma; insan; kendi gök kubbesinin altında ancak kendin’ce, özbeöz kendi olarak hayatı g(öz)el kılabilir…

Dur ey zaman, ne olur dur biraz! Durmuyor zaman geçiyor. Kayıyor avuçlarımızdan. Zamanla olanlardan mıyız zamanla ölenlerden mi? Zamanın mutmain kıldıklarından mı, zamanın hüsrana uğrattıklarından mı? Kitaba dokunuyor zaman, sonra Kitap değiyor zamana. ‘Zamana andolsun ki’, diyor.  Akıp giden, döndürülmesi mümkün olmayan, olamayan zamana andolsun ki; insan zarardadır, ziyandadır, hüsrandadır. Geceye andolsun ki, gündüze andolsun ki, kuşluk vaktine andolsun ki… Andolsun zamanın her anına. Zamanın ve mekânın sahibi, zamana yemin ediyor.  “Andolsun zamana ki, insan gerçekten hüsrandadır, zarardadır, ziyandadır… Ancak, iman edip, salih (iyi/doğru/güzel) eylemlerde bulunanlar, birbirlerine hakkı tavsiye edenler, birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka.”  Evet, tüm yaşanmışlıklarıyla bir yılı geride bırakarak yeni bir yıla başladık.  Yeni yılın ve mübarek üç ayların bizleri hüsranda olmayanlardan, iyilik, güzellik ve doğruluk ile buluşturarak zamanla ol/anlardan kılması dileklerimle… 

DURMUYOR ZAMAN, GEÇİYOR!
Reklam Alanı

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.