SURİYE'YE BARIŞ GELİR Mİ?

Yıllarca süren bir savaş ortamı. Her türlü sıkıntı ve cefayı çeken bir Halk Suriye. Emparilist devletlerin cirit attığı bir komşu ülke Suriye. Bunun yanında mezhep sevdası yüzünden asla buradan vazgeçmeyen İran.

Tüm bu saydıklarım ile birlikte yıllardır başta duran bir diktatör Hafız Esad. Diktatörlerin en önemli özelliği, baskı ve işkence. Bu iki yöntemle halkı sindirmeye çalışırlar. Kendi gelecekleri için her türlü baskı yöntemlerini kullanırlar. Asla tahtlarından vazgeçmezler. Vatanını peşkeş çekerler, namuslarini el aleme beş kuruş para için satmaktan utanç duymazlar. Çünkü, bunlardan ne Allah korkusu var ne de utanma duygusu. Sonuç perişan olan bir millet Suriye halkı.

Baskı ve zulümden kaçanlar, kimi deniz de boğuldu kimi de başka ülkelerde mülteci oldu. Öz vatanlarına kavuşmak için her türlü sabır ve metaneti gösterdiler. Sonunda Allah'ın izniyle ve bir avuç vatan sevdalısınin gayreti ile bir diktatör kaçtı. Terk etti, korku tünelinden geçerek.

Sonuç ,tüm heykellerini yer ile bir edildi. Yeni başa gelen bir avuç Müslüman. Ülkenin hali perişan. Yer altı ve yer üstü tüm nimetlerinden mahrum edilmiş. Ekonomik sorunlar bir yandan diğer Emparilist devletlerin baskı yöntemleri devam ediyor. Şii inancını bir din olarak yaymaya çalışan İran. Bu memlekette ellerini çekip giderler mi?

Zaman alacak. Zaman, bir çok şeyi gösterir. Gayret Hâk ve hukuk yoluyla olursa, barış gelir. Her türlü baskı yöntemlerine rağmen. Yeter ki, öncelik millet ve devlet olsun. Sıkıntılar olacak. Zamana ihtiyaç var. Ülkemizde de yıllardır misafir ettiğimiz Suriye halkı artık vatanlarına dönecek mi? Barış ve huzur olursa neden dönmesinler ki.

İnşallah, kardeş ve komşu olan bu memlekette huzur olur, barış olur. Fakat, hemencecik barış ve huzurun gelmesi zor. Eski, sömürgeciler kolay kolay vazgeçmezler. Hele hele ABD denilen bir kan emici varken. Petrol olduğu müddetçe buradan ellerini çekip gitmezler.

Dileğim ve duam ,en kısa zamanda barış ve huzur gelsin bu kardeşlerimin memleketine. Baharlar ile uyansın bebeler Şam da Halep'te...

Kalın selâmet ile...