Reklam Alanı

2028 SEÇİMİNDE ERDOĞAN’IN ELİ DAHA GÜÇLÜ

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı

 

 

Sevgili okurlarım…

Son üç haftadan buyana Suriye’de yaşananları ibretle izliyoruz.

Suriye’de ilk defa 2011'in 29 Nisan’ında Cisr-eş Şuğur da iç Savaşı patlak vermişti. Demokrasi ve özgürlük için duvara yazılan bir protesto yazısı ile patlak vermişti. 

21 Mayıs 2011'de Demokrasi ve Özgürlük için duvara yazı yazan henüz 13 yaşındaki bir çocuktu.

Adı Hamza el Hatib, o küçük çocuk işkence görmüş ve uzuvları kesilmişti.

Hükümet karşıtı bir gösteride tutuklanmasının ardından, günler sonra cansız bedenini ailesine teslim etmişlerdi.

Böylece özgürlüğe giden yolun ilk kilometre taşının işaret fişeğini Hamza’nın cansız bedeniyle vücut buldu, geri dönüşü olmayan ok yaydan çıkmıştı.

Türkiye'ye Hatay’ın Reyhanlı ilçesin'den 252 kişi Cilvegözü sınır kapısından ilk Sığınmacılar giriş yaptılar.

İlerleyen süreçte Suriyeli Sığınmacılar çığ gibi büyüyerek Türkiye'nin Güney sınırlarından başta Hatay, Reyhanlı, Azaz, Öncüpınar, Cerabuls, Karkamış, Aynelarap, Mürşitpınar (Kobani) Yumurtalık, Telabiyet, Akçakale, Resulayn, Ceylanpınar, Dırbesi, Şenyurt, Kamışlı, Nusaybin sınır ve hudut kapılarımızdan Türkiye'ye düzensiz ve kontrolsüz bir şekilde girişleri oldu.

Sayıları katlanarak artmaya devam etti.

On binlerin, ardından yüzbinler, nihayetinde milyonlarca Suriyeli Sığınmacılar Türkiye'ye sığınarak kendi topraklarında kaçmak zorunda kaldılar. 

İlk etaptaki sığınmacıların kimlik kontrolleri pek yapılamadı, ancak ilerleyen süreçte daha disiplinli kimlik kontrolü ve kayıtları yapıldı. 

Baktığımızda ilerleyen süreçte Türkiye Cumhuriyeti Devleti kendi iç dinamikleriyle Sosyal Yardımlaşma, Sağlık, Eğitim, Gıda, Barınma gibi ihtiyaçları, Suriyeli sığınmacılara her türlü destek vererek sağlandı. 

Suriyeli sığınmacılara pek çok STK’lar tarafından gerek yurt içinden gerekse yurt dışından maddi ve manevi destekler sağlandı.

Son üç haftadan bu yana Suriye'de olağan üstü bir hareketlilik var.

REUTERS Haber Ajansına göre; Beşar Esad'ın ailesinin Moskova'ya gittiğini, "insani gerekçelerle" sığınma hakkı verildiği belirtildi.

Suriye'de 27 Kasım'da saldırı başlatan ve Halep ile Hama kentlerini ele geçiren Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) liderliğindeki İslamcı guruplar, başkent Şam'ı aldılar. Halep, Şam, Hamma da düştü. 

Suriye yeni gelişmelere gebe.

Komşu ülkemiz Suriye’nin yeni döneminde, Türkiye her zaman olduğu gibi bu süreçte de yine Suriye halkının yanında yer aldığını görüyoruz.

Türkiye'ye gelen Suriyeli sığınmacıların orta, uzun dönemde ülkelerine onurlu ve güvenli bir şekilde dönmelerinin sağlanması gerekir. 

Baktığımızda Türkiye, Suriye'nin hamiliğini üstlenmiş. ABD'nin yeni Başkanı Trump’un yeniden seçilmesi, Rusya / Ukrayna savaşının sona ermesinde etkili olacağı görülüyor. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da önümüzdeki dönem Cumhurbaşkanlığı seçimin şimdiden garantilemiş olduğu tahmin ediliyor. 

Türkiye Parlamentosunun başını kumdan çıkarma zamanı gelmiş ve geçiyor. 100 yıldan buyana süren Kürt meselesini vakit kaybetmeden inisiyatif alarak çözmeli. Kadim coğrafyada yaşayan Kürt-Türk ayrımı olmamalı!

Çare; Türkiye’nin dışında aranmamalı. Kendi iç dinamikleri ile yüzleşerek çözüm sağlanmalı...

Unutmamak gerekir. Türkiye’nin etrafı ateş çemberi. 

“Gülme komşuna gelir başına” Ata Sözümüz hiç aklımızdan çıkmamalı…

Kalın sağlıcakla...

2028 SEÇİMİNDE ERDOĞAN’IN ELİ DAHA GÜÇLÜ
Reklam Alanı

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.