Muhterem Kardeşlerim…
Her yazımızda olduğu gibi, sizlere önemli konuları öncelikle sahih kaynaklardan, Tam İlmihal Saadeti Ebediyye, İmamı Rabbani Hazretlerinin Mektubat, Hakikat Kitab Evinin İhlas Yayınlarından faydalanarak sizleri bilgilendirelim istiyoruz.
Efendim;
Lüzumsuz tekliflerde bulunarak arkadaşa yük olmamalıdır! Mümkün mertebe ihtiyacını arkadaştan gizlemelidir.
Ondan mal ve mevki istememelidir. Daima iyi haberleri ulaştırmalı, üzücü olanları söylememelidir. Fazla hürmet ve lüzumsuz hizmetlerle ona ağırlık vermemelidir. Bazıları, “Kendisinin yapmadığı şeyleri arkadaşından beklemek, ona zulmetmek olur. Kendisinin yapabileceği şeyleri ise, ondan istemek, ona sıkıntı vermek demektir. Arkadaşına hiçbir teklifte bulunmayan fazilet göstermiş olur” dediler.
Yine bazıları dedi ki:
“Arkadaşları yanında kendisini olduğundan üstün göstermeye çalışan, kendisi günaha girdiği gibi, arkadaşlarını da, günaha sokar. Fakat olduğundan aşağı görünen, kendisi selamet bulduğu gibi arkadaşları da selamet bulur.”
Cüneyd-i Bağdadi hazretleri buyurdu ki:
“İki arkadaştan birinin diğerinden çekinmesi, mutlaka birinin kusurundandır.”
Hazreti Ali buyurdu ki:
“Dostların kötüsü, senin için külfete giren, seni müdaraya ve özür dilemeye mecbur edendir.”
Cafer-i Sadık hazretleri buyurdu ki:
“Arkadaşlarımdan bana en çok ağırlık vereni benim için külfet ve zahmete giren ve bu suretle kendisinden çekindiğim kimsedir. En çok sevdiğim arkadaş da, yalnız iken nasılsam, onunla beraber bulunduğum zaman da davranışım değişmeyen kimsedir.”
En iyi arkadaş, günah işlediğimiz zaman bizim için istiğfar eden, hata ettiğimiz zaman özür dileyen, sıkıntılı anlarımızda bize yardım eden ve bize yük olmayan kimsedir, demişlerdir.
Fudayl bin Iyad hazretleri buyurdu ki:
“İki arkadaşın aralarının açılması, fuzuli külfetler yüzündendir. Ziyarete gittiği arkadaşı lüzumsuz bir sürü zahmete, külfete girince, insan bir daha ziyaretine gitmez.”
Cüneyd-i Bağdadi hazretleri buyurdu ki:
“İhtiyacımızı görecek, eziyetlerimize katlanacak arkadaş aramamalıdır. İhtiyacına koşacağımız, eziyetlerine katlanacağımız insanlarla Allah için arkadaşlık kurmalıdır.”
Allahü Teâlâ, Musa aleyhisselama vahyetti ki:
“Bana itaat eden arkadaşlarının eziyetlerine katlanır, onlara haset etmeyenin dostları çoğalır.” [İ. Gazali]
Ülfetin şartı, külfeti terk etmektir. Külfeti olmayanın ülfeti ve sevgisi artar.
Hadis-i Şerifte buyuruldu ki:
“Ümmetimin müttaki olanı, külfet ve zahmet vermekten uzaktır.” [Darekutni]
Arkadaşlarını daima kendisinden üstün bilmelidir.
Hadis-i Şerifte buyuruldu ki:
“Kendisine reva gördüğünü sana reva görmeyenin, arkadaşlığında hayır yoktur.” [İ. Adiy]
Kendisini faziletli gören, arkadaşına hakaret etmiş sayılır.
Hadis-i Şerifte buyuruldu ki:
“Din kardeşine hakarette bulunmak, mümine kötülük olarak kâfidir.” [Müslim]
Arkadaşla kötü sözden uzak durmalı, muhabbeti artıracak iyi sözler konuşmalıdır.
Arkadaşa eziyet etmemek için hep sükut etmek doğru değildir. Dil ile ona sevgisini anlatmalı, sevdiği hususları öğrenmeli, bir derdi, bir sıkıntısı bulunup bulunmadığını sormalıdır. Derdi varsa üzüntüsünü, neşeli halinde sevincini izhar etmelidir. Bir kimsenin sevdiği arkadaşa sevgisini bildirmesi Hadis-i Şerifte emredilmiştir. Sevgiyi duyurmak, sevginin artmasına sebep olur.
Arkadaşla iyi geçinmek, onu sevmek lazım olduğu için Hadis-i Şerifte, “Hediyeleşin ki birbirinizi sevesiniz” buyuruldu. Arkadaşı, huzurunda ve gıyabında sevdiği isimle, sevdiği lakapla çağırmalıdır. Kötü lakap hiç kimse için caiz değildir.
Methedilmeyi arzu ettiği kimselerin yanında, onun iyiliklerini konuşmalı. Ahlakını övmeli, şiirini eserlerini beğendiğini söylemelidir. Onu öven olursa neşeli neşeli ona anlatmalıdır. Arkadaşın yaptığı iyiliklere veya yapacaklarına teşekkür etmelidir. Arkadaşın gıyabında bir yerde bir şey söylenirken sükut etmek, samimiyetini bozar.
Hadis-i Şerifte buyuruldu ki:
“Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Onu terk ve ihmal etmez.” [İ. Gazali]
Arkadaşın şerefini parçalayacak sözler karşısında susmak, onun vücudunun parçalanmasına karışmamak gibidir. O ne kötü arkadaştır ki, köpeklerin seni parçaladığını gördüğü halde, seyirci kalır ve yardıma gelmez. İnsanın şerefini zedeleyici sözler, köpeğin ısırmasından daha acıdır. Bunun için Allahü Teâlâ, gıybet etmeyi ölü yemeye benzetmiştir.
Allahu Teâlâ cümlemizi Kendisine layık Kul, Habibine layık Ümmet eylesin. (Amin)
0 Yorum