Reklam Alanı

ÖZGÜRLÜK EN ÇOK BU HALKA YAKIŞTI

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı

Suriye’nin hikayesi, sadece bir bağımsızlık mücadelesi değil, bir halkın varoluş mücadelesidir. O, Arap Baharı’nın umut dolu rüzgarlarının aksine, bir halkın kendi kimliğini bulmaya çalıştığı, gerçek bir devrimin, büyük bir dönüşümün öyküsüdür.

 Mısır, Libya, Fas, Tunus, Cezayir gibi ülkelerdeki devrimler zamanla tükenmişken, Suriye'nin devrimi, bir halkın yüreğindeki cesaretten ve direncinden beslenen bir umut olarak hayatta kalmayı başardı.

Mısır'da, ihvan hükümetin kontrolünü aldı ancak bir darbeyle yine emperyalistlerin gölgesinde kaldı. Libya'da sular hâlâ durulmadı; Fas, Tunus ve Cezayir'de devrimler, derin bir değişimden çok, yarım kalmış umutlara dönüştü. Irak’ta ise Saddam gitti ama geriye kalan, halkın özgürlüğünden çok, bir mezhebin ve emperyalizmin egemenliğinde şekillenen yeni bir sistem oldu. 

Ama Suriyeliler;

Her türlü zorluğa ve zorbalıkğa rağmen gerçek bir devrimi iliklerine kadar yaşadılar. Bu, bir halkın kendi topraklarına, kendi kimliğine, kendi özgürlüğüne sahip çıkma hikayesiydi.13 yıl süren bir sürgün, yıllar süren bir vuslat, özlem dolu bir hasret… Halep'te, Hamada, Humus'ta, Şam'daki kanlar, gözyaşları, dünyanın dört bir yanına savrulmuş binlerce masumun hikayesiyle dolu..

Her bir insan, her bir yaşam, birer umut ışığıydı.

Ülkelerinden sürülen, yerinden yurdundan olan Suriyeliler, yollarda hakaretler, tehcirler, aşağılanmalarla karşılaştılar. Göç yolları, denizlerde boğulmuş on binlerce masum bedenin, ormanlarda kaybolan umutların izlerini taşıyordu. Avrupa’ya göç eden, her yere savrulan bu insanlar, her zorluğa; "Hasbunallahu ve ni’mel vekil" diyerek yeniden güçlenerek sabrettiler.

Ama bir şey vardı, hiç kaybolmayan bir şey:Umut... Gözlerinde parlayan bir umut, bir gün özgür Suriye’ye dönecekleri, kendi topraklarında huzur içinde yaşayacakları umudu.

Yeryüzünde belki de en çok özgürlüğü hak eden halk Suriyelilerdir. Bu özgürlük, sadece bir devlet kurma hayaliyle değil; aynı zamanda, bir arada barış içinde yaşama arzusu ile anlam kazandı.

Suriyelilerin sevinci, sadece özgürlüklerinin simgesi değildi; aynı zamanda bu özgürlüğün, daha dikkatli, daha sorumlu bir şekilde inşa edilmesi gereken bir devletin temellerini atma sorumluluğuydu. Yıllarca süren bir savaşın, gözyaşlarının, kırılan hayallerin ardından, Suriyeliler sokaklarda bayraklar sallayarak, ellerinde süpürge, "Özgür Suriye!" diye haykırdılar. 

Her bir genç, başı açık, başı kapalı, hangi din ve mezhepten olursa olsun, hep birlikte bir hayal kurdu: "Birlikte özgür, birlikte mutlu bir Suriye."Suriye’deki devrimin en değerli yanı, bu halkın, birbirine olan kardeşlik duygusudur. Başı açık, başı kapalı, hangi mezhepten, hangi ırktan oldukları fark etmeden, herkes birbirine sahip çıktı, birbirini kucakladı. Çünkü onlar, vatansızlığın ne demek olduğunu, yurtlarından uzakta sürgün yaşamayı, kimliksizlik hissini içlerinde derinden hissettiler. Bu yüzden, kardeşlik ve bir arada yaşama duygusu en çok onlara yakıştı.

Ama işte buradaki en büyük ders: Bu kardeşliği tahrip etmeyelim. Mezhepsel, ırksal farklılıkları bahane ederek, bu güzel ve değerli birliği kırmayalım. Birbirimize saygı göstererek, "Hangi mezhepten, hangi ırktan olursa olsun, biz kardeşiz" diyebilmeliyiz.

Suriye’deki özgürlük, tüm Arap coğrafyasının, Filistin’den Gazze’ye, Irak’tan Mısır’a, Libya’dan Fas’a Cezayir'den Tunus'a kadar her bir insanın kalbinde umut ışığı olmalı. Birlikte, barış içinde yaşama özlemi, sadece Suriye için değil, tüm dünya için bir ışık olmalı. Coğrafyamızın artık gözyaşlarıyla, savaşla, acılarla anılmasından değil, barış, umut ve kardeşlik coğrafyası olması için çabalayacağız. Çocuklarımızın mutlu, huzurlu bir geleceğe sahip olması için bir araya gelmeliyiz. Bu coğrafyanın geleceğini inşa etmek, sadece Suriyeliler için değil, hepimiz için bir görevdir. Onlar için, bu topraklarda barışın, özgürlüğün, kardeşliğin meşalesi sönmesin, daima yanmaya devam etsin.

Suriye'nin özgürlük mücadelesi, sadece bir halkın değil, tüm insanlığın ortak mücadelesidir. Bu mücadele, geçmişin acılarını unutmadan, geleceğe umutla bakmayı öğretsin. Ve bizler, bu umudu, birlikte inşa edeceğiz. Çünkü özgürlük, kardeşlik ve barış, her birimizin kalbinde atıyor.

ÖZGÜRLÜK EN ÇOK BU HALKA YAKIŞTI
Reklam Alanı

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.