Dünya kan gölü, kan gövdeyi götürüyor tabiri bugün Gazze'de tamamen vücut bulmuş. Vahşetler ve boş boğazlık diz boyu. Cinayetlerin haddi hesabı yok, tecavüzcü haydutlar için durmadan modern hapishaneler inşa edilmekte. Katillere hak ettikleri ceza verilmiyor. Katiller ve tecavüzcüler ile dolandırıcılar; birkaç yıl, mahpus kalıp devletin sırtında da bir güzel beslendikten sonra salıveriliyor. Tabi bu işin bir hukuki boyutu var ki, o da bir avukat (Adil ve hakkaniyet sahibi avukatları tenzih ederiz) tutup, işi hal ettikten sonra paçayı yırtıyor! Cani, katil, insanlık düşmanı herif; dışarı çıkar çıkmaz bu defa kimsenin yan gözle bakamadığı biri haline gelip efeleşiyor...
Memleketin altını üstüne getiren, modern hırsızlara mafya deniliyor; ama üç dilim baklavayı mecbur kaldıkları için alan çocuklar, hırsızlıktan dolayı dokuz yıl hapse mahkûm ediliyor. Neleri konuşuyoruz? Hangi ülkenin adaletinden bahsediyoruz? Halkın oylarıyla iş başına geçtikten sonra kral kesilen adamdan; hangi babayiğit çıkıpta hesap sorabilir ki? Neleri konuşuyoruz? Fesat dolu ihaleleri mi, yolsuzların yolsuzluklarını mı, tecavüzcü deyyusları mı, rüşvet alıp verenleri mi, faiz lobilerini mi, kumarbazları, çıplakları, çatlakları, asalakları mı konuşacağız? Neleri konuşuyoruz? Hakkı konuşuyorsun, ona buna karışma; herkes istediği gibi yaşayabilir o onun özgürlüğü deniliyor. Peki, ama bu nasıl bir özgürlüktür ki; toplumu günah işlemeye teşvik ediyor. Hayra vesile olan, hayır işlemiş gibiyse; günaha vesile olan neden günah işlemiş olmuyor? Oluyor hem de bal gibi oluyor.
Neleri konuşacağız? Yandaş kalemşorları mı, çanakçı ve yardakçıları mı, torpille işe girenleri mi, yoksa hakları ellerinden alınan garibanları mı konuşacağız? Hangi birini, neyi nasıl konuşalım? Ya da kime, kimlerle neleri konuşalım? Sana hem kulaklarını hem de kapılarını, bakış ve algılarını kapatanlarla hangi derdi, sıkıntıyı, konuşacaksın? Söyler misiniz Allah aşkına; zinanın, kumarın, fuhuşun, içkinin, kumarın, yasalarla serbest olduğu bir memlekette; toplumda helal ve haramın alıp başını gittiği bir zamanda neyi nasıl ya da kimlere kimlere neyi anlatacaksınız?
Allah; Zinaya yaklaşmayın! Çünkü o hayâsızlıktır, çok kötü bir yoldur. (İsra/32) diye emir buyuruyor, akıl yoksunları biz kendi işimizi kendimiz biliriz; bize karışamazsın demeye getiriyorlar!
Allah: Ey iman edenler! İçki, kumar, tapınmak ve putlara kurban kesmek için dikilen taşlar, fal ve şans okları şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz. (Maide/90) diye emir veriyor; pusulasını kaybetmiş yaratıklar, hangi çağda yaşıyoruz diye isyan edip cevap veriyorlar?
Allah (c.c): Müminler ancak kardeştirler (Hucurat) ayet ile hükmünü indirmiş; biri çıkıp bana ne Flisitin'den, Gazze'den, Doğu Türkistan'dan, ya da Suriye'den diye garaz ve kinini kusuyor! Irkçılık virüsü, beynine ve genine öyle işlemiş ki, ne söylesen boş? Neleri konuşalım, kime neyi nasıl anlatalım diye şaşırdık kalmadık mı? Herkes kendine göre bir yol çizmiş gitmiyor mu? Yolun cennete mi yoksa cehenneme mi çıktığını hesaba katmadan, patavatsızların çoğalıp el üstünde tutulduğu bir zamanda; Gazze'de akan kanları, katledilen bebekleri, Doğu Türkistan'da kirletilen ırzları kiminle/kimlerle konuşacağız? Şöyle demişti biri: Konuşulacak çok şey var, ama konuşacak kimse kalmadı!
Konuşacak kimse kalmadı demek, herkes öldü demek değildir tabi! Ama insanlığın manen ölü yatağında can çekiştiğine şahitlik etmiyor muyuz?
Dünyada bu kadar acı ve gözyaşı varken, Gazze'de oluk oluk kan akarken, Doğu Türkistan'da zulüm devam ederken; öleceğini bilen insanların, bu kadar duyarsız, gayesiz, davasız yaşamalarını nasıl; kiminle hangi insanla konuşacağız? Kime, kimlerle gidip bu can yakan acıları anlatacağız?
Popçu ve topçuları seyretmek için salonları tıka basa doldurup; avazları çıktığı kadar nara/slogan atanlara Gazze'de olup bitenleri nasıl izah edip anlatacağız?
Allah ve Resulü ile bağını koparmış, Kur'an ve Sünnete sırtını dönmüş, İslâm'dan bihaber olanlarla; hangi derdi, hangi davayı konuşacağız?
Kısacası dünyayı yaşanmaz hale getiren insan kılıklı yaratıklarla; helal haram tanımadan kaşa ve kesesinden başka hiçbir derdi, gayesi ve davası olmayanlara neyi konuşursanız konuşun; boşuna zaman ve enerjinizi harcarsınız?
Son cümle: İnsan ve İslâm fıtratı üzerinde yoluna devam eden insanlarla yola çıkıp konuşun ki, harcânmayasınız?
Selâm ve dua ile.
10.10.2024
0 Yorum