Trafikte on binlercesi her gün fink atıyor. Trafik ne kadar sıkışık olursa olsun vatandaşın önüne kırarak, siren benzeri klaksonunu sürekli çalarak, arkadan taciz edercesine hızla gelip tampona kadar yaklaşarak hayatı olumsuz etkilemekteler.
Artık o kadar artmış durumda ki,
—Kamu kurumlarının orta düzey yöneticilerinden, belediyelerdeki müdürlere varıncaya kadar,
—Vakıfların yöneticilerinden, üniversitelerin orta düzey makam araçlarına kadar,
—Parti il ve ilçe başkanlıklarından, genel merkezdeki kurulların yedek üyelerine kadar,
—Gazete ve televizyonların yayın yönetmenlerinden, bazı kurumların personel servislerine kadar,
—Bakanla arası iyi olan iş insanlarından, aile bireylerine kadar yayılmış durumda.
Hele öyle bir tür çakar takma hakkı var ki, duysanız akıllara zarar. Milletvekilinin kendi aracı dışında arzu ettiği bir araca bu hakkı hediye etme imkanı var. Evet yanlış okumadınız.
Kendi aracı çakarlı, artık ona sözümüz yok. Meclis başkanlığına istediği bir kişinin plakasını bildirip sisteme kaydettirerek “Vekil aracı” statüsü kazandırma hakkı var. Dünyada örneği var mı bilmiyorum ama bizde var. Biliyorsunuz, bir araç vekil aracı olunca sadece çakar takma, trafiği allak bullak etme hakkına kavuşmuş olmuyor, aynı zamanda trafikte durdurulmama, aranmama, bekletilmeme ve ceza yememe hakkına da sahip oluyor. Ağlanacak bir hal değil mi?
Söz konusu on binlerce veya çok daha fazla sayıdaki araç, trafikte her gün bir çok kişiye en az üç beş kez tesadüf ederek, ya tehlike yaşatıyor ya da görgüsüzlük sergiliyor.
Buna maruz kalan toy sürücülerin bir kısmının “O yapıyorsa ben de yaparım” diye türlü türlü taşkın hareket yapmasının sebebi yine bu devasa sayıdaki çakarlı araçlardır.
Bu konu aynı zamanda sıradan vatandaşla hükümetin arasını açan gizli bir ayıraç aynı zamanda. Yetkililer bunu hiç düşünmese de böyle bir realite de var.
Çünkü vatandaş artık şunu söylüyor, “Benim verdiğim yetkiyle edindiği makam aracıyla trafikte beni tehlikeye atıyor ve çoğu beni aşağılıyor”
Bunu görmek için veya bunun farkında olmak için sosyolog olmaya gerek yok. Sadece halktan kopmuş olmamak yeterli.
Özellikle büyükşehirlerde çözüm bulunmayan sıkışık trafikte zaten vatandaşın canı burnundayken, bir de sürü halinde bu pervasızlıkların sergilenmesi toplumun sinir katsayısını gayet artıran bir sorun.
Yetkililerin kendi siyasi çıkarı için de olsa, artık bu sorunu ortadan kaldırması şart.
İyi okumalar...
0 Yorum