“Sanma ey hâce kim senden zer ü sîm isterler,
Yevme lâ yenfeu'da kalb-i selîm isterler.”
Bağdatlı Ruhi
"Zannetme ki yarın kıyamet gününde senden altın ve gümüş isteyecekler;
mal ve evladın fayda vermediği o günde senden arınmış bir kalp isteyecekler."
Uzaklaşıyoruz; gönlümüzden uzaklaşıyoruz, kalbimizden uzaklaşıyoruz, kendimizden uzaklaşıyoruz. Kırık dökük kalbimizi koruyacak, dağılmış olan gönlümüzü toparlayacak bir yaklaşım ile kalbe yaklaşarak ancak üstümüze gelen dünya ile baş edebileceğiz... Kalp olmadan olamayacağız, kalp olmadan bilemeyeceğiz, kalp olmadan bulamayacağız. Yolumuz kalbe doğru olacak, yönümüz kalbe doğru olacak. Belki o zaman yönsüzlükten de yolsuzluktan da huzursuzluktan da kurtulabileceğiz... Böyle demiştik “Kalbi Notlar” adlı yazımızda ve kalbe dair okumalarımızdan kalbi hususlara dikkat çekmiş idik. Bu yazımızı da o yazımızın devamı niteliğinde “Kalbe Notlar” düştüğümüz okuma notlarımıza bırakacağız. Kalbinizle olunuz, kalbinizle biliniz, kalbinizle duyunuz, kalbinizle kalınız efendim...
“Kalbe inşirahla gelen ölümsüzdür. Allah ile meşk eden gariplerin yurdudur kalp. En Sevgiliye çağıran hasretin kapısı...
Muhtaçlığı O'nadır garibin, zenginliği O'ndan.
Hüznü, kederi O'nadır, sevinci, hasreti, şükrü O'na.
Yaprak açılır, yıldız kayar, harfler düşer, akşam kızıllığında peygamber hüznü sarar ufku. Gariplerin gözlerinden inen bir damla, umman olur akar gönüllere. Başlayan, hep başlayan, özlenen, hep özlenen garipler için bir besmeledir hayat.
Gariplerin bağında açan ilk kelimedir hamd. Rahman'dır Rahim'dir.
Gariplerin duasıdır seher vakitlerinde kalbe düşen.
Fatiha’dır güneşten önce içimizi aydınlatan tebessüm.
Gökyüzü açılır, garipler düşer yola...”
(Ebubekir Kurban; Gariplerin Kitabı)
****
“Ağızdan çıkan kulaktan döner. Kalpten gelen kalbe gider... Nefret akıtırsan nefret ile sevgi, muhabbet, samimiyet akıtırsan ayniyle mukabele görürsün. Kalpten kalbe yol vardır.
Gönül dili enteresan bir şey. Yani bir ortamda hiç kimse konuşmasa, bakılmazsa bile gönülden gönüle bir yol vardır. Ehline malum olur...”
(Hayati inanç Can Veren Pervaneler, 7)
****
“Kalpler birbirinden uzaklaştıkça sesler yükselir. Kavgada bağırmanın, sevgide fısıldamanın sebebi budur.
Kapitalizm, kalplere hitap etme illüzyonuyla kendi sesinden başka bütün sesleri bastıran bir çığırtkan satıcı gibi hayatlarımızda var oldukça...
Diyaloglarımızın tonu, desibeli yükseldikçe...
Kendi sesimizden, kendi sözümüzden başkasına tahammül edemez hale geldikçe...
İrfani geleneğimizin 'kalpten kalbe' olan yollarını unutmaya hazır olmalıyız…”
(Sadettin Ökten; Fincanımda Cola Var!)
****
“Asıl sevgili Hak’tır. İnsan Hak'tan ayrı düşmenin acısını, uzaklığın ve gurbetini yaşar. Dolayısıyla insan asıl bu yanıyla gariptir. Cennetten bu dünyaya gelme, temsili anlamda Hakkın gönlünden, kalbinden uzak düşmedir. İnsan bu uzaklığı ancak yeniden Hakka yaklaşarak bertaraf edebilir. Hakk'a yaklaşmanın yolu ise O'na verilen ahdi yerine getirmekten geçer. (Dursun Çiçek; Türkünün Ötesi)
****
“Kalbin teslim olmamışsa aklın sürekli yeni oyunlarla zorlar hudutları. Yorma aklını. Kalbini sahibine teslim et. Utanarak yap bunu. Bir şey yapıyormuş gibi değil. Çaldığın bir nesneyi yerine koyuyormuş gibi gizliden ve başın yerden kalkmadan."
(Mim Kara; Ergen Ruhlar İlmihali)
****
Kalpten çıkmayan söz, kalbe ulaşmaz. Kaç kere denedim, sonuç hiç değişmedi." (Taşköprülüzade)
****
"Ağlayamamak kalbi rutubetlendirir, sonra çürüme başlar: Kalp çürümesi. Kalp çürümeye yüz tutunca kibir filizlenir. Kibir, kalpleri öylesine kendisiyle doldurur ki, kibirle dolmuş bir kalbe başka kalplerin sevgisi sığmaz..."
(Zeynep Merdan; Kendilik Cesareti)
****
"Eliniz, diliniz ve ayağınızın size yanlış yaptırmasını istemiyorsanız; kalbinize iyi ve doğru değerler yüklemelisiniz. Çelişkilere izin vermeyecek, adil olanda ısrarla duracak ve hakikate sürekli açık olabilecek bir kalp taşımaya çaba göster(ilmelidir)melisiniz.
Çıkarları gereği her türlü yöntemi ve bu uğurda kirlenmeyi geçerli sayan bir kalbi; ayaklar, çamura götürebilir..."
Kalbiyle bakanlar; insanın rengine, diline, konumuna, inancına, yaşına, servetine, şöhretine, soyuna ve gücüne göre farklı uygulamalar yapmazlar, yapmamalılar.
Kalp, insanın yaratıcıya, insanlara ve çevreye saygılı olma gereğini bilir ve bundan dolayı güvenilir bir çizgiye sahiptir..."
(Bayram Karaçor; Ruşendil Kimlik)
****
"Beden şehri, çirkin davranışların huzursuzluk ve sıkıntılarının kargaşasından kurtarılmış bir hale geldiğinde ve kalp aynası temizlendiğinde kişi, nüfuz edilemeyen Cemal âlemine ulaşabilir ve Ehadiyyet'in güzelliğinin güneşinin yükselen evinin layığı haline gelebilir...
O zaman ne olur? Gerçek sultan kalp evine girer..."
(Cevat Nurbahş; Sufi Öğretisinde İnsan ve İnsan Psikolojisi)
****
“Oysa ruhu yok sayılan insan zaten yok olmuştur. İnsanı hayvandan ayıran tarafı manevi dünyası değil midir? Sen bireysin oysa. Sen varsın. Ruhunla, kalbinle, hislerinle varsın. Seni sadece "beslenen" bir varlık olarak görmek ve göstermek sana yapılan en büyük haksızlıktır..."
(Ayşegül Genç; Çile Kırgını)
****
“Benim bir kalbim olsaydı, bilirdim.
Benim kalbim “bir” olsaydı, yanardım.
Kalbim bir benim olsaydı, bulurdum.
Ben bir kalbim olsaydım, olurdum.
Bilemedim, bulamadım, olamadım, yanarım! “
(Serdar Tuncer; Delilim Yok Kalbimizden Başka)
****
"Yeryüzünde dolaşmıyorlar mı ki olanları akledebilecek kalpleri, işitecek kulakları olsun?
GERÇEK ŞUDUR Kİ GÖZLER KÖR OLMAZ ANCAK GÖGÜSLERİN İÇİNDEKİ KALPLER KÖR OLUR." (HACC 46)
Aklını tanrılaştıranlara inat kalbinle aklet. Aç kalp gözünü ki; Kalp Yetmezliğinden kurtulasın. Aç kalp gözünü ki: Rahmet yağsın üzerine.
0 Yorum