İslam'ın 21. asra devrettiği miras adamlardan biri daha İsrail'e kalmış bu lanetli dünyadan ayrıldı. Çağımızda yaşayan bir asr-ı saadet Müslümanı yiğit insan İsmail Heniyye, lanetli İsrail'in saldırısıyla şehid oldu. Sahabeler arasında yetişmiş gibi cesur bir kahramandı. Onu koruyamayan müslüman ümmete yazıklar olsun. Yiğitler peşpeşe şehid olsun, müslümanların yöneticileri korkmaya devam etsin, kına yaksınlar. Allah, Azizdir, Kerim'dir, İsrail ve yandaşlarını kahr ve zelil etmesini niyaz ediyoruz.
Heniyye, 1962 yılında Gazze Şeridi'ndeki Elşati mülteci kampında dünyaya geldi. Ailesi aslen Eskalanlıdır. 1948’deki Arap-İsrail savaşı sırasında İbn Hacer gibi büyük âlimlerin şehri olan Eskalan’dan kaçarak mülteci durumuna düşmüştü. (İsrail burayı işgal edip ilhak ettikten sonra Aşkelon olarak değiştirmiştir.) Heniyye, 1987 yılında Gazze İslam Üniversitesi'nden mezun oldu. Birinci İntifada'ya katıldığı ve Hamas üyesi olduğu gerekçesiyle 1989'da tutuklandı. 1992'de serbest bırakıldı ama İsrail tarafından bu kez Güney Lübnan’a sürgün edildi. Bir yıl sonra Gazze’ye geri döndü.
Heniyye 2004 yılına kadar Şeyh Ahmed Yasin’in özel kalem müdürüydü. 2006 yılının Ocak ayında yapılan seçimlerde Hamas çoğunluğu elde edince kendisi liste başına getirildiği için Amerika ve İsrail’in karşı çıkmasına rağmen başbakan olarak görevlendirildi. Ancak Amerika, meşru seçimle 132 sandalyeden 74’ünü kazanmış olmalarına rağmen Heniyye’yi ve Hamas iktidarını kabul etmediği için el-Fetih örgütünü Hamas’a karşı kışkırtıarak bir savaşa tutuşturdu. Çünkü Amerika sadece kendisine kölelik yapan Müslümanları kabul ediyordu, gerçek Müslümanlara tahammülü yoktu. Gerçek Müslümanlar iktidarı kazanmışsa demokrasi diye bir şey söz konusu olmazdı.
2007 yılında Mahmud Abbas, Amerika’nın baskısı üzerine Heniyye’yi görevden aldı.
2016’da eşi ve iki oğluyla birlikte Hac ibadeti için Gazze’den ayrıldı. Şehadetine kadar Hamas lideri olarak faaliyetlerine devam etti.
İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan’ın göreve başlama töreni sebebiyle davet edildiği İran’da kaldığı konutta şehit edildi. Ümmetin bu yiğidi İsrail’den koruyamaması bir kusurdur. Ancak İran’ın kusuru daha büyüktür. Çünkü onların davetiyle gelen misafiriydi ve onların korumasında bulunuyordu. Güvenlik zafiyeti başka hainlikleri de akla getirmektedir.
Bir insanın değeri ve kalitesi, şeytanların, yandaşlarının ve kötülükte çok aşırı olanların ona düşmanlığı ölçüsünde ortaya çıkar. Şehid İsmail Heniyye’yi bu açıdan değerlendirmek lazımdır. Defalarca İsrail’in ve İsrail’den emir alan köpeklerinin suikastından kurtulmuştur. Sürekli onu ortadan kaldırmak için hedeflerinde bulunuyordu. Nihayet 31 Temmuz 2024 günü sabahında İran’da kaldığı evde İsrail’in saldırısı sonucu şehit oldu. Cesareti, kararlı duruşu, oğulları ve torunları İsrail saldırısıyla şehid edildiğinde gösterdiği sabır ve metanet, Kur’an okuyuşundaki halaveti, ibadetlerine düşkünlüğü onun çok değerli bir lider olarak tanınmasını sağlamıştır.
Şehit olmuş kahraman bir yiğidin ardından yas tutup ağlamanın, bayrakları yarıya indirmenin, buyun büküp hayıflanmanın, gıyabi cenaze namazları ve ağıt törenlerini tertip etmenin şehit için pek bir değeri yoktur. Bütün bunlar, onu koruyamama kusurunu ortadan kaldırmaz.
Allah’ın lanetlediği İsrail, okul, cami, hastane, ev demeden istediği ülkede istediği yere saldırıyor; bebek, çocuk, kadın, yaşlı, din adamı, gazeteci, devlet başkanı ayırımı yapmadan istediği insanı öldürüyor. Amerika, Avrupa ve dünyadaki tüm küfür güçlerini, hatta Suudi, BAE gibi halkı Müslüman ülkelerin münafık yöneticilerini arkasına almış İslam'ı yeryüzünden tamamen silmeye çalışıyor.
Müslümanlar bir an önce aklını başına alıp bütün güçlerini birleştirerek İsrail'i boğmak için harekete geçmezlerse artık dünyanın hiçbir yerinde Müslüman toprağı kalmayacak, Her yer İsrail ve Amerika'nın olacak. Bunun hesabı da biz Müslümanlara sorulacak, haberiniz olsun.
0 Yorum