Muhterem Kardeşlerim…
Her yazımızda olduğu gibi, sizlere önemli konuları öncelikle sahih kaynaklardan, Tam İlmihal Saadeti Ebediyye, İmamı Rabbani Hazretlerinin Mektubat, Hakikat Kitab Evinin İhlas Yayınlarından faydalanarak sizleri bilgilendirelim istiyoruz.
Efendim;
* Kalbine vesvese gelen ilerde büyük makamlara layık kişidir.
* Evlad-ı Resul başınızdan aşağı tuvalet pisliğini boşaltsa, onun huzurundayken gücendirmemek için temizlemeye kalkmayın.
* Dünya hayatı Cennet’e benzemez ancak, Allahü Teâlâ adeta bazı kullarına Cennet’ten bahçe misali bahçe nasip eder, alameti; zikreden dil, şükreden kalb, kâfi ölçüde geçim, rahat edebileceği ev, bir de anlaşabileceği bir eş.
* Ahmaklık kârını zararını bilmemek, sağını solunu görmemek, iyiyi kötüyü ayıramamak demektir. Cehenneme giren ahmaklık sebebiyle girer, yüz binlerce ip sarkıtılıyor, uçuruma yuvarlanmamak için.
* İbadetleri lezzet alıyoruz diye yapmayın, Allahü Teâlâ’nın emri olduğu için yapın.
* Nefs, herkesten üstün olmak ister, anneden de, babadan da, hocadan da. Nefsin bir zaafı var, kendi evladını kendinden üstün ve daha iyi görmek ister.
* Elbette Emr-i Maruf Nehy-i Münker çok sevaptır, ancak üç şarta haiz olmalı:
1- Bilmek (İlim sahibi olmak)
2- O şeyi bizzat nefsinde yapmak
3- Emr-i Maruf veya Nehy-i Münkeri rıfk ile yapmak
* Allahü Teâlâ’nın sevdiklerinin 4 özelliği var;
Helal kazanırlar ve yedikleri, giydikleri her şey helaldir.
Tevazu sahibidirler, asla kibirli değildirler.
İyi huyludurlar.
Herkesle iyi geçinirler, güler yüzlüdürler.
* Nefsin gıdası haram işlemektir, nefse bu gıdayı vermeyip, dinimizin müsaade ettiği şeyleri vererek, meşgul etmeli, hatta kandırmaya çalışmalı. Nefs, kedinin fareyi deliğinden beklediği gibi bekler, gaflete gelmez.
* Ailede geçimsizliğin kaynağı, kadın ve erkeğin hukukuna riayetsizliktir.
* Tatlı dil Müslüman’ın şiarıdır, adalet kul hakkının temelidir, adalet olmazsa huzur olmaz.
* Gerçek şükür, her konuda, her hususta, Peygamber Efendimizin ahlakıyla şereflenmekle olur.
İki şey varsa korkmayın
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
* Her kitap okunmaz. Bir kitap doğru bile olsa, yazan Allah için yazmamışsa okuyan zarar görür. Çünkü yazanın habis ruhu, zulmeti etki yapar. Yazan ihlasla bile yazsa, basanlar para için basmışsa yine feyz, bereketi olmaz. Büyüklerin kitaplarını okuyanlar ise, büyüklerin ruhaniyetinden feyzinden istifade eder. Sadece ilim yetmez, ihlas da lazımdır.
* İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
İki şey varsa korkmayın;
1- Bu dinin sahibine uymak,
2- Dini öğrendiğiniz zatın büyüklüğüne inanmak ve onu sevmek.
* Peygamberlerden sonra insanların en üstünü olan Hazreti Ebu Bekir’den bir kimse dua istiyor. Ellerini açıp şöyle dua ediyor:
Ya Rabbi bir günahkâr kul, bir günahkâr kulundan dua istiyor. İkisinin de günahlarını af eyle.
* Banyodan çıkarken ayakları soğuk su ile yıkamak, ağrıları giderir, romatizmayı önler.
* Kalbi çok hasta olan kimse eşine dostuna dini nasihat yapamaz. Din kitabı okuyamaz. Bir Müslüman arkadaşının yanına gidip sohbet edemez. Ama kalbinde biraz kırıntı varsa kitap okur.
* Ölüme hazır olan hep güler. Çünkü o vuslatı bekliyor. Rabbine kavuşmayı bekliyor. Müslüman gülmesin de ne yapsın.
* İnsanların fitnesinden kurtulmak istiyorsak, çarşı ve pazarlarda sık sık bulunmamalı.
* Ticaret erbabının dükkanlarında uzun müddet oturmamalı.
* Hiçbir günahı küçümsememeli, çok çalışmalı. Boş gezenler, zengin bile olsa, arkadaşları şeytan, kalbleri şeytanın konağı olur.
* Dünya gamından, nefsin sıkıştırmasından hafifleyip kurtulmak için, kabristanları sık sık ziyaret etmelidir.
* Ayıp ve kusurlarını gördüğünüz arkadaşlarınızın, komşularınızın, sırlarını ifşa etmemeli; çünkü gördüğünüz bu sırlar, size emanettir. Emanete hıyanet ise, çirkin bir harekettir.
* Haram giren, haram çıkan ağızdan yapılan duayı Allahü Teâlâ kabul etmez. Duanın kabul olması için ağza da mideye de dikkat etmek lazım. Vesile ile dua etmek lazım.
* Küfre, bid'at ve günahlara karşı emri maruf yapılırsa, Allahü Teâlâ o beldenin hak ettiği azabı tehir eder. Emri maruf yapılmazsa azabı ilahi gelir.
* Bir yumruk gibi olmalı. El açık olursa parmaklar zarar görür. Yumruk haline gelirse zarar görmezler.
* Nefs, bütün iyiliklerden süzülmüş, sadece bütün kötülüklerin bulunduğu varlıktır. Her istediği aleyhinedir, en ahmak varlıktır. Asıl arzusu kendini ilahlaştırmak, kendine taptırmaktır, kötülük yaptırmakla tatmin olmaz.
* İnsanların dünyada işlediği suçlardan dolayı Allahü Teâlâ iki şekilde cezalandırır, ya cezayı ahirete bırakır kâfirlerinki böyledir. Yahut dünyada sıkıntı verir. Ahirete bir şey kalmaz. Bunun için sıkıntı Müslüman için bir nimettir. Bunun ahiretteki karşılığını bilseler, sıkıntı gelsin diye dua ederler.
Allahu Teâlâ cümlemizi Kendisine layık Kul, Habibine layık Ümmet eylesin. (Amin)
0 Yorum