Ebu Ali Mustafa; o cihad yurdu olan Gazze'li bir kardeşimiz. Daha kırk yaşında. 2006 yılında siyonistler tarafında yakalanan ve tam 10 yıl zindanda türlü türlü işkencelere maruz kaldıktan sonra; 2016 serbest bırakıldı. 12.07.2024 Şanlıurfa STK platformunun davetlisi olarak Şanlıurfa'ya gelen ve Ay ışığım derneğinin merkez binasının konferans salonunda bize GAZZE ile ilgli son gelişmeler konusunda bilgiler sundu... Konferansa sadece stk başkanları ve üyeleri davet edildi. Biz de platformun daveti üzerine icabet ettik. Program akşam saat 21.00 da başladığı için; biz biraz gecikmeli olarak gidince, Ebu Âli Mustafa kardeşimizin konuşmasının başına yetişemedik.
Ama yetişip ve özetleyebildiğim kadarını şu şekilde satırlara döktüm?
Şu an gazze' deki son durum hepinizin malumu diye devam etti. Gazze'de olup bitenlerin acı verdiğini ve kendisinin de milyonlarca insandan sadece biri olduğunu ifade etti. Ben kardeşiniz 40 yaşındayım. 2006 yılında Ceza evine girdim 2016 da çıktım. Ceza evi sürecim, akıl almaz türlü işkencelerle geçti. Kanayan yaramız gazze için 10 yıl ceza evinde kaldım ki, bu Kudüs ve Gazze için değer hatta az bile... Tabi tutuklama sürecimle ilgili olarak çektiğim acılar ve sıkıntılarla nasıl geçtiğini size anlatmaya gayret ettim kısaca!
Asıl olan zindanda kaldığım ikinci süreçtir ki, bu sürecin manevi boyutu ve gaybi yardımların durumu söz konusudur.
Tutukluluk sürecini şayet şöyle adlandıracak olursak,
Efendimiz (s.a.v) ve sahabenin Mekke döneminde çektikleri acıları göz önünde bulundurmalıyız! Fakat her şeye rağmen, düşman tarafında olan
tutukluluk; insan özgürlüğünün ve hürriyetinin kısıtlanmasıdır ki, bu insana acı veriyor! Çünkü siz kendi vatanınız da, yabancı muamelesine maruz kalıyorsunuz. İste bunun adı dupeduz zalimlik ve işgaldir. Bir de zindan da bir sorgulama dönemi var ki o da çok çok çetin geçen bir hadisedir. Şu an işgalci güçlerin zindanlarında en çetin işkencelere tabi tutulan gazzeli kardeşlerimiz var hala.
Sistematik olarak işkenceci siyonistler, benim tutukluğumun dördüncü gününde öyle işkence ettiler ki, bahsi bile edilemez. Ve bu acımasızca işkenceleri bir iki gün değil tam on yıl sürdü. Ve düşman acımasız ve gaddar. Ama Allah kuluna kafidir o ne güzel vekildir. Bu Tutukluluk sırasında insan daha çok manevi yardımlara mazhar olurlar. Ceza evlerinde çektiğimiz zamanlarda, özgürlüğün ve ilahi ikramaların kıymetini anladık. İbadetlerin ve sıhhatin kıymetini anladık. Üzülme Allah bizimle beraberdir ayeti
Bizim tesellimiz oldu olmaya devam etmektedir.
İslami hareketin komutanları, çok donanımlı ve erdemli, takvalı insanlardır. Size onların yer altında, nasıl bu kadar işgal güçlerine karşı mukavemet gösterip ağır kayıplar verdiğini anlatmam mümkün değil.
Tutuklu olduğumuz süreçte. Dişardakilerin yaşadığı birçok promlemi çözüyordum ki bu bir yönüyle kerametti. İşgalci yapı Gazzede yardım faaliyetleri yürüten deniz fenerinin faaliyerlerine engeller koymaya çalışıyor.
Deniz Feneri okulunda şu 350 tane öğrencimiz okumaktadır.
Gazzede engelli çocuklar için böyle bir okulun olması, büyük bir hizmettir.
Ceza evleri her ne kadar dar mekanlar isede aslında en geniş okullardan daha verimlidir. 10 yıl sonra zindandan çıkarken yusuf Peygamber gibi hamd ettim. Annemi vefat etmeden önce gördüğüme şükrettim
Annem hafız idi. 69 yaşında olmasına rağmen Kuranı okur ve çok metanetli bir kadındı.
Daha sonra Saliha bir kadın bana nasip oldu evlendim. O eşimin bana Allahın bir ikramı olduğuna inandım. Çünkü eşim çok takvalı biriydi. Ama bombardımanlarda eşim ve üç çocuğum şehid oldular.
7 Ekim Aksa Tufanı, israil işgal güçlerinin Gazze'ye saldıracaklarını önceden haber alınmasının bir karşılığıydı. Çünkü İslâmi hareket bundan haberdar idi. Hamas saldırıyı yapmamış olsaydı zaten İsrail işgal güçleri saldırıyı yapacaklardı.
Biz İsraili bir devlet olarak kabul etmiyoruz. Ama İsrail emperyalist dünya siyonizminin ortak bir karakoludur. Ve tüm batı ona her konuda destek sağlamaktadır.
İslami hareket Aksa Tufanıyla işgal gücünün ne mal olduğunu dünyaya gösterdi. Şu an İsrail nerede anılıyorsa işgalci ve savaş suçu işleyen bir çete olduğu imajı veriyor dünyaya.
Ben gazzeden buraya iki mesajla yanınıza geldim.
İnsani yardım hususunda gerek halk gerekse devlet herkese teşekkür ediyorum.
İkinci mesajım sahada savaşların mesajıdır. Dokuzuncu ay dır savaş devam ediyor. Seyitci olan zalim dünya güçleri, böyle bir saldırı başka bir ülkeye olsaydı bunu asla kabul etmezdi. Ama Allahın izniyle Hammas onları rezil etti, edecektir.
Şehid aileleri çok metanetlidirler.
Bu direniş sizden destek beklemektir. Çünkü biz direnişin zaferle bitmesini istiyoruz. Allah bizi Aksanın muhafazası için seçti hamd olsun. Bizde ümmetten sadece bir parçayız... diye sözlerini bitiren Ebu Âli Mustafa; konukların bazı sorularını cevapladıktan sonra, salondakilerle vedalaşıp ayrıldı.
Kalın sağlıcakla efendim!
0 Yorum