TAM 107 yıldır, Filistin toprakları, kutsal Aksa işgal altındadır. O gündür bu gündür, Filistinde, insanların öldürülmediği tek bir gün dahi neredeyse yok. İşgal gücü Siyonizm, kandan beslenen acımasız ve insanlıktan nasibini bulunmayan çeteleriyle; dünyaya kafa tutarcasına, durmadan bebek, kadın, yaşlı, savunmasız insan demeden öldürmüş ve öldürmeye de devam ediyor.
Batı dünyasının İsrail'in yanında yer almasını anladık/geçtik haydi. Peki, ya uyuşmuş olan 57 tane halkı müslüman olan islâm aleminin sesi soluğu çıkmayan idarecilerine ne oldu? Hiç mi vicdanınız sızlamıyor, hiç mi canınız yanmıyor? Çocuklarınızı okşarken, televizyon ekranlarında cayır cayır yanan bebekleri, arşa yükselen feryat figanları duyup, gözlerinizin önüne getirebiliyor musunuz? İşlenen bunca zalimlikler, kirlenen ırzlar, ayaklar altına alınan hürmetler sizi ne zaman harekete geçirecektir? Yoksa siz, olup bitenlerin birer şakadan ibaret olduğunu mu zannediyorsunuz? Ya ds gözlerinizin önüne perde mi çekildi? Evet, görünen o ki, dünyayı idare edenler, yapılan bu hukuksuz savaşı sadece bakmakla yetinmekle, kör, lal, sağır ve merhametsiz oldular. Son olarak, 7 Ekim 2023 den bu güne kadar, sekiz aya yakın bir zaman geçti, on binlerce insan Gazze'de katledildi. Halkı Müslüman olan ülkelerin liderleri; İsraile karşı sadece arada bir, bir araya gelip kınama mesajları yayınladılar. Şaka gibi. Karşılığı ve yaptırım gücü olmayan kınmalar sadece İsrail'in kinini ve vahşetini artırdı. Gazze şehri, İsrail tankları tarafından kuşatılmış durumda, şehir diye bir şey bırakmadan harap edip yakmışlar. Bizimkiler (!), hala barış ve ateş kes turları düzenliyorlar. Allah sizin cesaretinizi ve erkekliğinizi almışs ne diyebiliriz ki?
Bu yapılanların; alıntı olarak yaptığımız şu hikayeye ne kadar da çok benzemektedir:
Tiyatronun kulisinde bir gün yangın çıkmış. Palyaço haber vermek için sahneye gelmiş. Herkes bunun bir şaka olduğunu sanıp alkışlamaya başlamış. Palyaço uyarmaya devam ettikçe alkışlar daha da hızlanmış.
Kierkagaard "Meseller" kitabında şöyle diyordu;
"Sanırım dünyanın sonu, her şeyin bir şaka olduğunu sananların yükselen alkışları arasında gelecek."
Fransız tiyatro yazarı ve oyuncusu Moliere son yazdığı "Hastalık Hastası" oyununu oynarken sahnede kan kusmaya başlar, yere yığılır. Herkes bunu oyunun bir parçası zannederek ayakta alkışlamaya başlar. Moliere ölüme alkışlar içinde gider. Aynı gece saat 10'da veremden ölür.
Savaşlar, açlıklar, ölümler, katledilen hayvanlar... Yanan bir dünya, kan kusan bir doğa...
Sadece seyreden biz insanlar…
(alıntı.) Halikaten, içinde bulunduğumuz durum; yukarıda vermiş olduğumuz yaşanmış olan olaydan farksızdır. Bir şehir içindekilerle birlikte; dünyanın gözleri önünde yakılıp yıkılırken, insanlığın başına bela olmuş idarecilerin buna seyirci kalmaları; tiyatro oyuncusunun kan kusup yere yıkılmasından kısa bir müddet sonra öldügünü şaka zanneden şakşakçıların yaptıklarından ne farkı vardır?
Kusura bakmayın ey idareciler! Siyonist İsrail, sizin yaptığınız kınamaları, bir araya geldiğiniz içi boş iş birliği toplantılarınızı, boşuna yorulup attığınız barış (!) turlarınızı hiç mi hiç hesaba almıyor! İsrail'in anladığı tek şey var o da, silahla savaşla karşılık verilmesidiir ki; o da hali hazırda bulunmuyor!
Gazze tam yok olmadan, bir şeyler yapılmazsa; bu ateş hepimize kan kusturacaktır! unutmayın! Allah'ın da bir hesabı vardır!
30.Mayıs.2023
0 Yorum