Muhterem Kardeşlerim…
Her yazımızda olduğu gibi, sizlere önemli konuları öncelikle sahih kaynaklardan, Tam İlmihal Saadeti Ebediyye, İmamı Rabbani Hazretlerinin Mektubat, Hakikat Kitab Evinin İhlas Yayınlarından faydalanarak, bu yazımızda da “Hanımla iyi geçinmenin yolu” konusunda sizleri bilgilendirelim istiyoruz.
Efendim;
İbni Âbidîn beşinci cild, 253’üncü sahîfede diyor ki, “Lu’b, La’ib, Lehv ve Abes, hepsi oyun ile vakit geçirmektir.
Nerd, yanî tavla oynamak, satranç, on dört taş oynamak ve bütün çalgıları çalmak ve dinlemek, raks, dans etmek, hokkabazlık, şaklabanlık etmek, başkaları ile alay etmek, el çırpmak, hep oyun olup, tahrîmen mekrûhturlar. Devâmlı yapılırsa veyâ farzları yapmaya mâni’ olurlarsa ve kumâr ile yapılırsa, sözbirliği ile harâm olurlar. Def ve kaval, ney çalmak ve dinlemek de böyledir.
Hadîs-i Şerîfte, “Her dürlü Lehv harâmdır. Yalnız, zevce ile oynamak, at ve silâh ile talîm, yarış yapmak câizdir” buyuruldu. Harbe hâzırlanmak için, güreş câizdir. Futbol oynamak, çeşitli bakımlardan harâm olmaktadır.
22 - Zevcesini cadde üstünde, parklara, oyun yerlerine, spor sâhalarına, mekteplere karşı olan evlerde oturtmamalı, yabancı erkekleri görmesine, onlarla konuşmasına sebep olmamalıdır. Mescide yakın ve sâlih Müslüman komşular arasında oturtmalıdır. [38. ci maddeye bakınız.] Sâlih komşular, bunların birbirlerine zulüm, işkence yapmalarına mâni’ olurlar. Nasîhat ederler. Yardımlarına koşarlar. Mahkemede, haklı olana şâhitlik yaparlar. Böyle mahalleye, böyle şehre hicret etmek vâcibdir. Müslümânlar, âilesini, iyi havalarda, çayırlara, su kenârlarına, harâm bulunmayan, kalabalık olmayan yerlere götürerek gezdirmeli, hava aldırmalıdır. Tatil günlerinde, kalabalık zamânlarda gezdirmemelidir. Fısk meclislerine götürmemelidir. Birinci kısımda, elli sekizinci madde sonuna bakınız!
23 - Zevcesini, İslâmiyetin yasak ettiği şekilde tahsîle, vazîfeye, fitneye sebep olan yerlere göndermemelidir. Behcet-ül-Fetâvâ sâhibi ‘Rahmetullahi Teâlâ Aleyh’ diyor ki, “Kadınlar Câmi’de, erkeklere verilen va’zı dinlemeye gelirlerse, vazîfelilerin bunları men’ etmesi lâzım olur”. [Mevlid dinlemeye gelmeleri de böyledir.]
Hadîka’da, bütün bedenle yapılan günâhların otuz ikincisinde diyor ki: Hür olan kadının, yanında zevci veyâ ebedî mahremlerinden biri olmadan yüz dört kilometre uzağa gitmesi harâmdır. Kadınlar çok olsa da harâmdır. Yâ Resûlallah, Zevcem Hacca gidiyor denildikte, “Sen de berâber git” buyurdu.
Mahrem demek, kadınla evlenmeleri ebedî harâm olan, soydan, sütten veyâ nikâhtan akrabâları demektir. Kız kardeşin, teyzenin, halanın Zevcleri mahrem değildirler. Çünkü bu kadın, bunlarla evlenebilir. Birinci kısım, elli sekizinci maddeye bakınız. Zimmî mahremi de, Müslümân mahremi gibidir. Fâsık olan [kötü kimse olan], emîn olmayan ve bâlig olmamış küçük mahremi ile gitmesi câiz değildir. Bâlig olmamış gösterişli kızlar da, kadın gibidirler. Kadınların mahremsiz olarak sefere gitmelerinin harâm olduğunu Hanefî Âlimleri sözbirliği ile bildirmişlerdir.
Şâfi’î Mezhebinde emîn olunan kadınların toplu olarak mahremsiz, yalnız Hacca gitmeleri câizdir. Yanlarında hiçbir erkeğin bulunmaması ve fitne çıkmamasından emîn olmaları lâzımdır. [Hanefî Mezhebinde olan kadınların Şâfi’î Mezhebini taklîd ederek mahremsiz Hacca gitmeleri câiz değildir. Bir Hanefînin Şâfi’î Mezhebini taklîd etmesi, ancak bir farzı yaparken veyâ harâmdan sakınırken karşılaştığı haractan, sıkıntıdan kurtulması için câiz olur. Câiz olduğu zamân da, taklîd edilen Mezhebin bütün şartlarına uymak lâzım olur. Haccın hepsini Şâfi’î Mezhebine göre yapmaları lâzım olur. Çünkü, bir ibâdeti yaparken, harac [sıkıntı] yok iken, iki mezhebi karıştırmak Telfîk olur. Müleffikın ibâdeti sahîh olmaz. Bâtıl olur.] Hadîka’dan tercüme tamâm oldu.
24 - Zevcesine Kur’ân-ı Kerîm okumasını, Farzlardan, harâmlardan, ona lâzım olanları öğretmelidir. [Hakîkat Kitâbevinin kitâplarını eve getirip, okumasını temîn etmelidir.] Allahü Teâlâ’nın emirlerini ve yasaklarını bilmeyen fâsık [kötü kimse] ve zevcesine ve çocuklarına öğretmeyen, Cehennemde azâp çekecektir.
25 - Ehlinden izinsiz, Nutfeyi ondan azletmemeli ve Muvâka’ada, o râhatlanmayınca ferâgat etmemelidir. İbni Âbidîn ‘Rahime-Hullahü Teâlâ’ nikâhta kısmeti anlatırken diyor ki, “Bir kere cimâ’ ile zevcenin hakkı ödenmiş olur. Tekrârlamak diyâneten vâcibdir. Kadâen vâcib olmaz. Yanî kadın, hâkime mürâcaat edemez. Tekrârını talep etmek zevcenin de hakkı olup, talep edince zevc üzerine vâcib olur. Bu husûsta zamân ve adet bildirilmedi”. İfrâtı bedene, tefrîti rûha zarar verir. Dört geceden fazla boş bırakmamalı, denildi. Hayz hâlinde, yanî âdet zamânında, ona tekarrüb, yanî yaklaşmak harâmdır.
Büyük günâhtır. Âdet (regle) on günden sonra kesilirse, gusl etmese bile, Muvâka’a câiz olur. On günden önce, fakat âdet tamâm olunca, kesilirse, gusl ettikten veyâ bir Namâz vakti geçtikten sonra câiz olur. On günden ve âdetten önce kesilirse, gusl etse dahî, âdeti olan günler tamâm oluncaya kadar, âilesi ile cimâ’ câiz olmaz. Fakat, bu zamân içinde, Namâz kılması ve Oruç tutması lâzımdır. Birinci kısımda, elli dördüncü maddeye bakınız!
26 - Zevce, yalnız evde zevcine karşı süslenip, başka kimselere süslenmemelidir. Zevcesi ve kızları açık gezen erkekler, onlarla birlikte Cehenneme gidecek, çok acı azâp çekeceklerdir.
Allahu Teâlâ cümlemizi Kendisine layık Kul, Habibine layık Ümmet eylesin. (Amin)
0 Yorum