Firavunun zalimliği Kur'an'da birçok ayette dile getirilmiştir. Kasas, suresinin 4. ayetinde, o zamanlar Mısır’da yaşayan İsrailoğullarına Firavun’un yaptığı zulüm şöyle anlatılmaktadır:
"Kuşkusuz Firavun yeryüzünde ululuk taslamış, halkını da sınıflara ayırmıştı. Onlardan bir grubu zayıf düşürmek istiyor, erkek çocuklarını boğazlatıyor, kız çocuklarını ise utanç verici işlerde kullanmak üzere sağ bırakıyordu."
Ayetteki "yestahyî" kelimesi, hayatta bırakmak anlamına geldiği gibi, "hâyâ" kökeninden olması itibariyle de utanç verici işlerde kullanmak istemek anlamına da gelmektedir. Her iki mananın da kastedilmiş olması mümkündür. Bu nedenle her iki anlamı da mealde belirtmiş olduk.
Kur'an-ı Kerim'in bebek katili Firavunun ve diğer benzer ceberutların zulmünü birçok surede dile getirerek tekrar etmesinin önemli bir hikmeti, müminleri uyarmak ve zalimlere karşı dikkatli olmalarını teşvik etmektir. Yani "Firavun, Nemrut veya Şeddad gibi zalimler ölmüş gitmiş dolsa da dünya durdukça imtihan devam edeceği için iman-küfür mücadelesi de devam edecek, Hak ehli ile Şeytan ehli var olacak, şahıslar değişir, onların yerini başka zalimler alacak." mesajını vermektedir. Arif Nihat Asya'nın:
"Diller, sayfalar, satırlar
Ebu Leheb öldü diyorlar:
Ebu Leheb ölmedi, yâ Muhammed;
Ebu Cehil, kıtalar dolaşıyor!"
Dizelerinde dediği gibi, Firavun da Ebu Leheb gibi, Ebu Cehil gibi zulmün simgesel ismidir, o boğulup gitmiş ama yerini başka Firavunlar almıştır. Günümüzde Lanetenyahu, Biden, Sisi, Selman gibi Firavunlar hüküm sürüyor.
Kâbe'yi yıkmaya teşebbüs eden Ashabu'l Fil helak edildi, ama bugün ashabu'l-filo olan Amerika, İsrail ve yandaşları, Kâbe'yi, Mescid-i Aksa'yı ve İslam'ın bütün mabetlerini yıkmaya çalışıyorlar.
Siyonist Yahudi terör örgütü İsrail aylardır Gazze’de tarihin hiçbir döneminde rastlanmamış akıl almaz bir zulüm sergilemektedir. Kendisini rab olarak ilan eden ve istediği her zulmü yapabilen firavun dahi bu İsrail kadar bir vahşet ve bir zulüm yapmamıştır. İsrail'in, Firavundan kat kat daha zalim, daha barbar ve daha vahşi olduğunu bütün dünya görmektedir. Firavun sadece bebekleri öldürüyordu ancak vicdansızlık ve zalimlik rekorunu elinde tutan Lanetenyahu'nun idaresindeki İsrail, çocuk, kadın, bebek, yaşlı demeden, mabet, hastane, okul ayırımı yapmadan Gazze'yi topyekûn yok ediyor. Şimdi de Gazze’deki kadınlara cinsel saldırıda bulunuyor sonra öldürüyorlar. Bu haber zehirli bir ok gibi beynimize ve kalbimize saplandı. Ordularıyla, silahlarıyla övünen ülkeler, binlerce müritleri, adamları, bulunan şeyhler, kanaat önderleri, kitleleri peşlerinden sürükleyenler nerede? Harekete geçmek, Telaviv'in beynini dağıtmak için daha neyi bekliyorlar? Gazze'nin adım adım yok edilişine şahit olmak, bütün ehl-i vicdanı kahrediyor. İsrail zulmünden daha kahredici olanı ise Müslüman dünyasının hiçbir şey yapmadan bu yok edişi seyretmeleridir. Azıcık vicdanı bulunan kâfirlerin bile kalbi buna tahammül edemiyor, “Müslümanım” diyenler bunu nasıl içlerine sindirebiliyorlar? İslam ülkeleri denilen ama İslamla uzaktan yakından hiç bir alakaları olmadığı net bir şekilde ortaya çıkan ülkelerin haline bakar mısınız: Kimisi, İsrail’i durdurmak ve korkutmak için hiç bir eylem olmadan ara sıra sadece sözle bir tepki görüntüsü vermekten öteye geçemiyor; kimisi İsrail'in hâmisi Amerika ve Avrupa’nın insanî bir adım atmasını bekliyor; kimisi Avrupa mahkemesinin bir şeyler yapacağını ümit ederek bekliyor; kimi ülkelerin de Gazze yok olmuş, olmamış gibi bir dertleri bulunmuyor, Gazze’ye hiç mi hiç ilgi duymuyorlar, Gazze'yi tamamen gündemlerinden çıkarmışlardır. İşte Müslüman dünyanın hal-i pür-melali kısaca bundan ibarettir.
İsrail, Filistinlileri tamamen yok edince, artık ondan kurtulacağını, gözünü diktiği diğer Müslüman topraklarını rahatlıkla ele geçirebileceğini düşünüyor. Duyarlı Müslümanlar, İsrail’in hedefine ulaşmayacağını göstermeli ve önlemelidirler. İsrail'in insanlık düşmanı sapkın bir terör örgütü olduğunu çocuklarına öğretmeli, çocuklara İsrail düşmanlığı bilinci kazandırılmalıdırlar. Müslümanlar için en amansız düşmanın Yahudiler ve müşrikler olduğunu Kuran-ı Kerim bildirmektedir. (Maide, 82.) Bu itibarla her Müslüman, her çocuk Filistinli olmalı, böyle yetiştirilmelidir. Bu müminlere farzdır. Bu tavsiyemiz Amerika’nın köleleri İsrailci sözde Müslümanlara değil, Müslümanların dertleriyle dertlenen gerçek müminleredir. Onlar, tahkiki imanda, mertlikte, cesarette, İslam'ın izzetini koruma uğruna kendilerini topyekûn feda etmekten çekinmemede, en dehşetli saldırılar altında dahi ibadetlerini aksatmamada sahabeye benzeyen Gazzelileri örnek almalıdırlar. Allah İsrail’i zelil, Gazze Müslümanlarını aziz ve muzaffer kılsın!
0 Yorum