HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Şanlıurfa'da katıldığı bir iftar programından sonra halkın merak ettiği sorulara yanıt verdi.
-Sayın Genel Başkan Şanlıurfa’ya hoş geldiniz. İstanbul, Bursa ve Ankara'da neden aday çıkarmadınız?
-Zekeriya Yapıcıoğlu:
“Sayın Cumhurbaşkanı bizden Ankara, İstanbul, Bursa kritik olduğu için aday çıkarmamamızı bizden talep ederek rica ettiler. Biz de olur dedik, çıkarmadık.
Ama görünür şey şu dur: Oradaki adayların durumu kritik olduğundan başa baş bir yarış olacağını ön görüldüğü için bizden böyle bir destek talebinde bulundular, bizden aday çıkarmamamızı talep ettikleri için bizler de aday çıkarmamak için İstanbul, Ankara, Bursa’dan aday çıkarmadık.
Ancak tüm Türkiye’de kendi logomuzla ve adaylarımızla seçimlere giriyoruz.
Bizler Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi olmak üzere Bingöl, Batman' a asılıyoruz. 51 ilin tamamında ve 30 büyükşehirden 26'sında adaylarımız var 51 ilin tamamında adaylarımız var. 973 ilçenin tamamında belediye meclis adaylarımız var, bazı ilçelerde belediye başkan adayları çıkarmadık.
Genel manada biz 81 vilayetin tamamında kendi logomuz ve adaylarımızla seçimlere giriyoruz.
İstanbul'un 39 ilçesi var. Bu 39 ilçenin tamamında belediye başkan adaylarımız ve belediye meclis adaylarımız var. Ankara'nın 25 ilçesinin tamamında var ayrıca İzmir'in 30 ilçesi 30'unda da bizim belediye başkan adaylarımız ve belediye meclis adaylarımız var. Bursa'da 17 ilçenin tamamında başkan adaylarımız ve belediye meclis üyesi var.
-Sayın Yapıcıoğlu ülkenin kadim halklarından, resmi olmayan, 30 milyon Kürt var halkı var. Türkiye Büyük Millet Meclisinde özellikle Kürt milletvekilleri zaman zaman kısa da olsa Kürtçe konuşmalar yapmaktalar ancak bu konuşmaları esnasında mikrofonları kapatılmaktadır. Madem eşitlikten söz ediliyor ise neden bazı Kürt milletvekilleri konuşurken bu uygulamaya maruz kılınıyor siz de bir Kürt milletvekilisiniz!
-Zekeriya Yapıcıoğlu:
Evet TBMM'nin resmi dili Türkçedir. Resmi dilin üstünde başka bir dil konuşulduğunda mikrofonlar kapatılmaktadır. Hatta başka bir dil konuşulduğunda bazı yaptırımlar ön görülür.
Bu aslında iç tüzük ile alakalı bir şeydir.
Meclisi idare edenlerin bazıları böyle bir uygulama yapmaktadırlar.
-Sayın Yapıcıoğlu, bu kadim halkın "dilinin eşit duruma gelmesi için" nasıl bir adım atılmalıdır?
- Zekeriya Yapıcıoğlu:
Dilin eşit duruma gelebilmesi için Anayasanın değişmesi gerekir.
Anayasa diyor ki resmi dil Türkçedir.
Anayasa; Cumhuriyetin vasıflarını sayarken hiçbir dil, Türkçe dışında hiçbir dil Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşlarına Türkçe dışında anadilde öğretilemez.
Anayasanın başka bir maddesinde eğitim ile ilgili seçmeli derslerde o dillerin yaşayan diller olarak öğretiliyor ona ana dili denmiyor.
Şöyle ki; daha önce Osmanlı topraklarında coğrafyasında bu kadar milyon metre kare topraklara sahipti üç kıtaya yayılmıştı bu topraklarda yaşayan pek çok etnik kökenli insanlar ve diller vardı sonra bazı etnik nedenlerden dolayı bu topraklar parçalanarak parçalanan bu topraklar küçüldü bugünkü bu hale geldi.
O bakımdan şimdi bir korku var, bu korkudan dolayı acaba daha küçülür mü? Bu korkudan dolayı sıkı sıkı anayasa sarılıyorlar.
Herkes Türküm dese birbirimize zamk gibi yapışırız bütün mesele bu.
-Sayın Yapıcıoğlu Türkiye'de resmi olmayan 30 milyon Kürt var sizce 1 Nisan 2024 itibaren Kürtlerin dili ile ilgili yeni bir adım atılır mı? Bunla ilgili ne söylersiniz?
-Zekeriya Yapıcıoğlu:
Bu adımı kim atacak? Daha önce Kürt yoktur denirdi. Şimdi Kürt var, “Kürt kökenli” deniyor.
Sayın Genel Başkan zamanınız kısıtlı olduğu halde sorulara yanıtız için teşekkür ederiz.
0 Yorum