Bir şehrin mevcut belediye başkanının, tüm eksikliklerine rağmen partisi tarafından tekrar aday gösterilmesine, aklı başında herkes tepki gösterir. Herkes kendi tarzında tepkisini seslendirir. En sonunda, seçim günü oy vererek veya vermeyerek tepkilerini somutlaştırmış olurlar. Tepkilerin yoğunluğunun, başka bir adayın seçilme sonucunu doğurması da pek doğaldır.
Zira “Akıl sahibi ve İyi niyetli” olan kimseler, şehrin 5 yılını daha heba etmeye göz yummaz.
Tabi ki bunun için, hem akıl sahibi hem de iyi niyetli olmak lazımdır.
Bir kişi sadece akıl sahibi olur fakat iyi niyet sahibi olmazsa aynı netice doğmaz. En azından çıkması muhtemel müspet neticede kendi katkısı olmaz. Peki bu kişi, bile bile yanlış tercih yapıyor oluşunu nasıl savunur?
Mesela adayın isabetsiz/yetersiz/art niyetli olduğunu bildiği halde;
—“Kulağından tutarım, istediğimi yaptırırım” diyerek, bu duruma sevinebiliyor. Böyle zayıf bir kişinin adaylığına mutlu olabiliyor ve bundan dolayı da, o adayı tercih ettiğini rahatlıkla söyleyebiliyor.
Şehrin içinde bulunduğu durumun içler acısı oluşuyla, zerre kadar ilgilenmiyor.
Diğer yandan karşıdaki adayın çok daha iktidarlı bir kişi olduğunu teyit ediyor, kurması muhtemel ekibin çok daha liyakatli olacağını kabul ediyor ama “Onun kulağından tutup istediğimi yaptıramam” diyor.
—“Yıllardır alışageldiğim iş yaptırma yöntemim, iş görmez hale gelir” diyebiliyor.
Tabi bu yöntem, geniş kesimlerin tercih edebildiği bir yöntem değildir. Sadece, bir takım azınlık sayılabileceklerin yöntemidir.
Bu anlayış,
“Kendi gayrı meşru işini yaptırmak için omurgasız ve korkak birini tercih etme uğruna” şehrin batmasına razı gelme anlayışıdır‼️
Bu tutumlarını geniş halk kesimine açıklarken tabi ki bu sarihlikte açıklamıyorlar. Ya nasıl açıklıyorlar?
—Daha genel ifadelerle ve korkutma yöntemlerini seçerek, asimetrik argümanlarla görüşlerini hakim kılmaya çalışıyorlar.
***
Peki iyi niyetli akıl sahiplerinin yapması gereken ne?
—Son beş yılın, boş yıl olduğunu anlatarak,
—Çağdaş kentlerin nelerle uğraşmakta olduğunu izah ederek,
—Liyakatli kadrolarla çıkarılacak işlerin faydasının şehre, yani herkese faydası olacağı bilincini aşılayarak,
—Somut proje taslakları ortaya koyarak,
—Sesi çok çıkan bir kesime değil, her kesime yarayışlı işlerle şehrin kalkınacağını savunarak, yanlış gidişin doğruya evrilmesine katkı sunabilirler.
***
İşin özü,
“Kulağından tutup istediği işi yaptırma” opsiyonunun, milyonlarla ifade edilen halk kitlesine hiç bir faydası olmadığını, hatta bunun bir “Opsiyon” olmadığı, sadece bir “Defo” olduğu bilincine varmak lazımdır.
İyi okumalar...
0 Yorum