İkisi de Kürt. Biri Diyarbakırlı diğeri Ağrılı. Kaderleri bir, dertleri bir, yolu bir, vardıkları nokta da bir. Gayeleri Marksist, Leninist akıma Kürt gençlerin kapılmasın diye, sürekli din namına, vatan uğruna, güzel ahlak namına uyarmaları idi. Biri kendi halinde, Diyarbakır Ulu cami avlusunda, gelen giden insanları Hak yoluna davet etmesi idi." Apo da bir FETÖ da bir. Doğru olan Resulullah yoludur." sözleri bir hakikati dile getiriyor idi... Bu haykırışı kabul etmeyen zihniyet, Rahmetli Ramazan hocayı göçe zorladı. Gittiği İstanbul'da da aynı, uyarıları da bulunmaya devam edince Ramazan Hoca etrafın da daha çok Kürt gençleri toplandı. Onlara daha çok nasihat etti. Kendi lisanı hali ile onları, Hak yolunu davet etti. Onun Kürt olması ve dindar olması asıl hedef tahtası olmasına neden oldu. Şer güçleri, bir yaramaz, ayyaşı bulup ona hedefi gösterip, Ramazan hocayı namaz üzerinde iken, birkaç bıçak darbesi ile şehit ettiler. Onu şehit eden ayyaş bulundu ise de asıl güç odakları faili meçhul. İnşallah bulunur ve asıl güç kim ise onlar da ortaya çıkar. Bu da emniyet ve adalet bakanlığın işi...
Gelelim, İzzettin Yıldırım ile ortak noktalarına. Şehit İzzettin Yıldırım da daha çok Kürt gençleri için hayatını adadı. Hak yoluna hakikat yoluna çağırdı onları. Kurduğu dernek ve dershaneler de bu gençlerin Marksist ve Leninist akımlara karşı, İslam’ı anlattı, güzel ahlakı anlattı. Sırf onların kurtuluşu için, tüm hayatını feda etti. 28 Şubat soğuk günlerin de onu evinde alıp, işkence ede ede şehit ettiler. Kim şehit etti onu? Bir faili meçhule kurban gitti. Ancak, bir İzzettin gitti, binlerce İzzettin doğdu. Onun davası sahipsiz kalmadı. Onun bayrağı bıraktığı yerde, nice bayraklar şaha kalktı. Onu sevenler, gayesini yerine getirmek için, canla başla mücadele etmeye devam ediyor.
Rabbim, ikisinin de Şehadetlerini kabul etsin. Makamları Ali eylesin.
Kalın selametle...
0 Yorum