Reklam Alanı

İNSANLIĞIN ONUR SINAVI: "GAZZE" (10)

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı

Değerli okuyucu kardeşlerim! Yazımızın bu bölümünde sizin için, Allah yolunda cihad etmenin fazileti hakkında birkaç ayet ve hadisi Şerif derledik. İstedik ki, bu ayet ve hadisleri okurken; başta nefsim olmak üzere, sizin kalbinizde Gazze özelinde cihad şuuru, cihad aşkı ve cihad sorumluluğu yerleşsin!

“Allah yolunda öldürülenlere sakın ‘ölü’ demeyin. Onlar diridirler. Ancak siz bunu idrak edemezsiniz.” (Bakara, 2/154)

“Cihadın en faziletlisi, zalim sultanın yanında hakkı söylemektir.” (Tirmizi, Fiten 13; Ebu Davud, Melahim, 17) buyurmuştur. “Kim onlarla eliyle cihad ederse o mümindir, kim onlarla diliyle cihad ederse o mümindir, kim onlarla kalbiyle cihad ederse o mümindir.” (Müslim, İman, 80) buyurmuştur...

1- Hz. Enes’ten rivâyet edildiğine göre Nebiyy-i Ekrem şöyle buyurmuştur:

“Müşriklere karşı mallarınızla, canlarınızla ve dillerinizle cihat ediniz!” (Ebû Dâvud, Cihat, 17/2504; Nesâî, Cihat, 1, 48)

2- Enes bin Mâlik Hazretlerinden rivâyet edildiğine göre Nebiyy-i Ekrem şöyle buyurmuştur:

“Sabah veya akşam, Allah yolunda birazcık yürümek, dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır…” (Buhârî, Cihat, 6)

3- İbn-i Abbâs (r.a) şöyle anlatır: Resûlullah, Abdullah bin Revâha’yı bir seriyye için göndermişti. Bu hâdise, Cuma gününe rastlamıştı. Arkadaşları sabahleyin yola çıktılar, o ise kendi kendine: “Geri kalayım da Resûlullah ile birlikte namaz kılayım, sonra onlara yetişirim” diye düşündü. Nebiyy-i Ekrem ile namaz kılınca, Efendimiz onu gördü ve:

“–Neden arkadaşlarınla birlikte erkenden gitmedin?” diye sordu. Abdullah bin Revâha Hazretleri:

“–Sizinle birlikte namaz kılıp, sonra onlara katılmak istedim” dedi. Resûlullah:

“–Yeryüzünde bulunan şeylerin tamamını infak etsen, onların erken çıkışlarındaki fazileti elde edemezsin” buyurdu. (Tirmizî, Cum‘a, 28/527; Ahmed, I, 224, 256. Ayrıca bkz. Ahmed, III, 438; Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, III, 187)

4- Ebû Hüreyre (r.a) şöyle der: Bir kişi Resûlullah Efendimiz’e gelerek:

“–Bana cihata denk bir amel gösterebilir misiniz?” dedi. Resûlullah Efendimiz:

“–Böyle bir amel bilmiyorum” buyurdu ve:

“–Allah yolunda cihat eden kişi yola çıktığında, sen de mescidine girip (o dönünceye kadar) hiç bırakmadan namaz kılmaya ve hiç ara vermeden oruç tutmaya güç yetirebilir misin?” diye sordu. Sual soran kişi:

“–Buna kim güç yetirebilir ki?” dedi. (Buhârî, Cihat, 1; Nesâî, Cihat, 17. Ayrıca bkz. Müslim, İmâre, 110; Tirmizî, Fedâilü’l-Cihat, 1; Ahmed, II, 344, 423)

5- Selmân (r.a) der ki: Resûlullah Efendimiz’i şöyle buyururken işittim:

“Bir gün ve bir gece hudut nöbeti tutmak, gündüzü oruçla, gecesi ibadetle geçirilen bir aydan daha hayırlıdır. Şayet kişi, bu nöbet esnâsında ölürse, yapmakta olduğu işin ecri ve sevabı kıyamete kadar devam eder, şehit olarak rızkı da devam eder (cennette rızıklandırılır) ve kabirdeki sual meleklerinden emniyette olur/hesâbın sıkıntısını çekmez.” (Müslim, İmâre, 163. Ayrıca bkz. Tirmizî, Fedâilü’l-Cihat, 2; Nesâî, Cihat, 39; İbn-i Mâce, Cihat, 7)

6- Beşîr bin Hasâsiyye (r.a) der ki:

Nebiyy-i Ekrem Efendimiz’e bey’at etmek için geldim. Bana, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Hz. Muhammed’in de O’nun kulu ve Resûlü olduğuna şehâdet etmemi, namaz kılmamı, zekât vermemi, İslâm üzere haccetmemi, Ramazan orucunu tutmamı ve Allah yolunda cihat etmemi şart koştu. Ben şöyle dedim:

“–Ey Allah’ın Resûlü! Vallâhi bunlardan ikisine gücüm yetmez. Onlar da cihat ve sadakadır. Müslümanlar, cepheden kaçan kimsenin Allah’ın gazabına uğramış olarak döneceğini söylüyorlar.  Ben ise cihat meydanına varınca, nefsimin korkuya kapılıp ölmeyi istememesinden endişe ediyorum.

Sadakaya gelince, vallâhi benim küçük bir koyun sürüsü ve on deveden başka bir şeyim yoktur. Onlar da âilemin maîşet kaynağı ve binek hayvanlarıdır.”

Resûlullah elini yumdu, salladı ve şöyle buyurdu:

“–Cihat yok, sadaka yok, peki ne ile cennete gireceksin?!” Ben hemen:

“–Yâ Resûlallah, sana bey’at ediyorum!” dedim ve koştuğu bütün şartlar üzerine bey’at ettim. (Ahmed; Hâkim)

7- Ebû Hüreyre (r.a) der ki: Resûlullah şöyle buyurdu:

“Cennette yüz derece vardır ki, Allah Teâlâ onları Allah yolunda cihat edenler için hazırlamıştır. Her derecenin arası yerle gök arası kadardır. Allah’tan istediğinizde, Firdevs’i isteyiniz! Zira o, cennetin ortası ve en yüksek yeridir.” (Buhârî, Cihat, (Kaynak ve geniş bilgi için: islamveihsan.com'a bakınız)...

İNSANLIĞIN ONUR SINAVI: "GAZZE" (10)
Reklam Alanı

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.